ANKARA - Ankara Kent ve Ekolojik Ağı, polis engeline rağmen gerçekleştirdiği açıklamada “Bunların adı afet değil cinayettir. Ülkeyi yönetenler beceriksizliklerini bir kere daha gösterdiler” dedi.
Ankara Kent ve Ekolojik Ağı, çeşitli kentlerinde yaşanan yangınlara ilişkin Kurtuluş Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştirmek istedi. Polisin açıklama yapılmasına ve gazetecilerin çekim almasına izin vermemesi üzerine kitle parkta oturma eylemi gerçekleştirdi. Polisin engellemelerine rağmen eylemde bulunanlar gruplar halinde basın metnini okudu.
‘YANGIN ÖNLEME KONUSUNDA HAZIRLIK YAPILMADI’
Açıklamada, Ege ve Akdeniz bölgesinin son iki haftadır çıkan yangınlarla küle döndüğü, Türkiye tarihinin en büyük yangınlar sonucunda Antalya, Muğla, Mersin, Aydın, Isparta, Denizli ve Burdur’da yaklaşık 200 bin hektar orman ekosistemi yanarak yok olduğu, milyonlarca canlının yandığına yer verildi. Bilimsel veriler bu yangınları çıkaracak kuru ve aşırı sıcak hava dalgasının geleceğinin aylar öncesinden tespit edildiği, kurumların kılını kıpırdatmadığı ve yangın önleme konusunda hiçbir hazırlık yapılmadığı dile getirildi.
‘AFET DEĞİL CİNAYET’
Sel baskınlarına da yer verilen açıklamada, baskınların yanlış planlama ve kar odaklı projelerden kaynaklandığı belirtilerek, rant projelerinden vazgeçilmezse daha kötülerinin geleceğine işaret edildi.
Açıklamada, şu ifadeler yer aldı: “Sel yataklarına verilen yapılaşma izinleri, HES inşaatları, maden talanına açılan ormanlar bölgede yaşanan her yağışı ölümcül bir hale getirdi. Bunların adı afet değil cinayettir. Ülkeyi yönetenler beceriksizliklerini bir kere daha gösterdiler. Kriz yönetimi tecrübesinden yoksun. Beceriksizliklerini ırkçılık olaylarıyla veya belediyelere suç atarak kapatma derdindeler. Ormanlar göz göre göre yanıyor, dereler sel yataklarında kurulan kentleri yutuyor. Yapılan hatalar, ihmaller, iklim krizi diye kapatılmaya çalışılıyor. Orman yangınları, sel baskınları ‘doğal afet’ olarak adlandırılıyor. Ülkenin geleceği holdinglerin kasaları dolsun diye feda edilemez.”
Açıklamanın devamında ekoloji örgütleri şu çözüm önerilerinde bulundu:
“*THK’nın bütün kadro, uçak, ekipman ve donanımının işler hale getirilmeli, modernizasyon işlemlerinin yapılmalı, saraylar yapımı vb. İsraflar yerine yeni uçak ve donanımı tedarik edilerek THK’nin güçlendirilmelidir.
*Tüm türlerin sağlığını gözeten şehir planlamaları yapılmalı, rantsal yıkıma son verilmelidir.
*Orman arazileri turizm, maden gibi doğanın yıkımına uğramasına neden olan sektörler orman arazileri etrafından uzaklaştırılmalı, ormanları satılacak kereste olarak gören uygulamalar durdurulmalı, talana yol açan yasal düzenlemeler iptal edilmelidir.
*DSİ’nin “dere ıslahı” adı altında dere yataklarını bozarak, betona hapsetmesi doğal akışa müdahale etmesi derhal durdurulmalıdır.
*Derhal doğal yaşamı yok eden madenlerin, HES’lerin, termik santrallerin ruhsatları iptal edilmeli bunca felakete rağmen sürdürülen nükleer santralin inşaatı durdurulmalıdır.
*Yangınlara ve sellere dair bölge hakimiyeti olan, profesyonel çalışanlar işe alınmalı, niteliksiz kadrolaşmanın önüne geçilmelidir.
*Yangınlarda ve sellerde ölen, yaralanan, mahsur kalan insanların kurtarma çalışmalarının yanında hayvanlar için de özel profesyonel ekipler ve ekipmanlar sağlanmalıdır.
*Felaket bölgeleri için yapılacak onarım, yardım, düzenleme çalışmalarında kamu yararını gözeten sendika, oda ve STKlar ile birlikte hareket edilmeli ve kolektif işleyen kriz merkezleri oluşturulmalıdır.”