Taş ocağı işletilen mahalleli: Cehennemi yaşıyoruz

img

MARAŞ - Pazarcık’ın Yeşilkent Mahallesi’nde 20 yıldır aktif olan taş ocağının tarım ve hayvancılığı bitirme noktasında getirdiğini söyleyen Mustafa Cancı, "20 yıldır bu cehennemi yaşıyoruz" diyerek tepki gösterdi.

Maraş’ın Pazarcık ilçesine bağlı Yeşilkent (Şivon) Mahallesi’nde 20 yıldır faaliyette olan taş ocağı, bölgede hayvancılık ve tarımı bitirme noktasına getirdi. Ocak alanında dinamitle yapılan patlamalardan evler hasar görürken, çevreye yayılan toz ise hayvancılığı ve tarım alanlarını olumsuz etkiliyor. Geçim kaynakları tüketilen mahalle halkı, ocağı işleten Ekşiler Madencilik Limited Şirketi yarattığı ekolojik ve sosyal tahribatı anlattı. 
 
ZEHİR SAÇIYOR 
 
Taş ocağı kurulmadan önce mahallede canlı bir yaşamın olduğunu, halkın tarım ve hayvancılıkla geçimini sağladığını ifade eden Mustafa Cancı (39), taş ocağının kurulmasıyla tarım ve hayvancılıkta düşüş yaşandığını söyledi. 10 yıl önce mahallede her evde en az 150 küçükbaş hayvanın olduğunu belirten Cancı, “Şimdi hayvancılık yapan birkaç aile kaldı. Çünkü taş ocağı zehir saçıyor. Önceden yaşamımız çok güzeldi. Hayvanlarımız ölmüyor, ekinlerimiz zarar görmüyordu. Şimdi haftada en az bir hayvanımız ölüyor. Bizlerde zehirleniyoruz. Kapı ve pencereleri açamıyoruz, açık kaldığında o zehir evimize de giriyor. Bu toz, evdeki her şeye yapışıyor. Bize resmen her şeyinizden vazgeçin ve çekip gidin diyorlar. Yani taş ocağına teslim olmamız isteniyor” dedi. 
 
20 YILDIR CEHENNEM 
 
Taş yığının oluşturulması için dinamit kullanılmasının yarattığı tahribata dikkat çeken Cancı, her patlamada deprem etkisi yaşandığını söyledi. Patlatılan dinamitler nedeniyle evinin birçok noktasında çatlaklar oluştuğunu belirten Cancı, köydeki tüm evlerin de benzer şekilde hasar gördüğünü kaydetti. Bölgede bulunan Ketiler, Ulubahçe, Şaluşa, Tilkiler, Töreler ve Kizeler köylerinin da patlama ve tozdan etkilendiğini aktaran Cancı, “Her dinamit patlatıldığında oluşan toz, en erken bir saat sonra dağılıyor. Güneşli havada sanki köyün üstünde sis varmış gibi bir görüntü oluyor. Patlamayla birlikte kaya parçaları tarım arazilerine kadar fırlıyor. Ağaçlarımız kırılıyor. Bu taşlar birinin kafasına gelse, kim hesap verecek. İlle de birilerinin ölmesi mi gerekiyor? Biz ölüm olmadan bu işin çözülmesini istiyoruz. 20 yıldır bu cehennemi yaşıyoruz” diye konuştu. 
 
MUHATAP YOK 
 
Mahallede taş ocağının yarattığı tahribat nedeniyle birçok kişinin göç etmek zorunda kaldığını söyleyen Mehmet Atmalıoğlu (66) ise, dinamitlerle yapılan patlamalar ve oluşan tozdan kaynaklı geçim kaynaklarının yok olduğunu ifade etti. “Tozdan başka bir şey yok. Ne malımız ne evimiz ne sağlığımız kaldı” diyen Atmalıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Rüzgâr tozu alıp her yere dağıtıyor. Yılda en az 100 hayvanımız ölüyor. Hayvan dağda otlanıyor. Dağda da toz duman olursa, bu kez hayvanlar zehirleniyor. Benim eşim hasta, bu toza dayanamıyor. Toz nedeniyle evin kapısına çıkamıyor. Köyde bu şekilde çok kişi hastalandı. Şikâyetlerimize muhatap bulamıyoruz.”
 
Yaşadığı evde patlatılan dinamitlerden kaynaklı derin çatlaklar oluştuğunu dile getiren Meyrem Cancı (57), “Taş ocağının tüm tozu üzerimize yığılıyor. Astım hastalığı da var. Bu toz ile daha da kötü oluyorum. Tozdan dolayı sürekli öksürüyoruz. Evimizde sağlam yer kalmadı. Bize bir çare bulsunlar” diyerek tepkisini gösterdi. 
 
MA / Barış Polat