HABER MERKEZİ - Rakka’nın DAİŞ’ten kurtarılmasından sonra Suriye’de çözüm arayışları ağır bastı. Astana, Soçi, Riyad ve Cenevre masalarından henüz çözüm çıkmazken, Baas Rejimi ve Türkiye, sahada yeni çatışmaların fitilini ateşliyor.
Suriye'de 2011 yılında başlayan ve milyonlarca insanın göç etmesi, yüz binlercesinin de yaşamını yitirmesiyle devam eden iç savaş, Rakka ve Dêra Zor'un DAİŞ'ten arındırılmasıyla düzenlenen Riyad, Soçi ve Cenevre toplantılarıyla uluslararası ve bölgesel güçler alan kapma ve paylaşım sahasına döndü. Yapılan toplantılara Suriye halkları adına katılan gruplar ve masada yer alan rejim ile uluslararası güçlerin, halkların geleceğine dair bir projelerinin olmadığı açığa çıkarken, tüm güçler kendilerine bağlı grupların eliyle sahada varlıklarını sürdürmek istiyor.
TÜRKİYE SİYASETİ VE PLANLARI
Türkiye, El Nusra'nın öncülük ettiği Heyet Tahrir El Şam’la (HTŞ) anlaşıp bazı bölgelerden çekilmesini sağlayarak İdlib'e yerleşti. Katar ve Suudi Arabistan'ın musluğu kestiği Türkiye, sahadaki silahlı gruplarla arasındaki ilişkiyi yeniden aşiretler üzerinden güçlendirmeye başladı. Ezaz-Bab-Cerablus üçgeni ile İdlib'de faal olan grupların Arabistan bağını koparmak isteyen Türkiye, grupları kendine muhtaç kılmak istiyor. Etki alanına alınacak grupların da özelikle Kuzey Suriye'de hayata geçen Demokratik Suriye Federasyonu'na karşı kullanılmak isteniyor.
EZAZ-CERABLUS-BAB ÜÇGENİ
Türkiye Ezaz-Bab-Cerablus üçgeninde “hizmet ve eğitim” adı altında bölgeyi Türkleştirme ve askeri üs bölgeleri oluşturma politikalarıyla Fırat Kalkanı gruplarını etkisiz kıldı. Rol ve alanları zayıflayan gruplar arasında hakimiyet savaşları başladı. El Cebhe El Şamiyê, Firqêt Sultan Mûrad ve Ehrar El Şerqiyê arasındaki çatışmaların asıl sebebi de “alan kapma” olarak değerlendiriliyor. Bu bölgeden Efrîn'e yönelik saldırı düzenlemek isteyen Türkiye'nin politikalarının, şu aşamada zayıflayan gruplardan kaynaklı hayata geçirilemediği ifade ediliyor.
EFRÎN HESAPLARI
Türkiye her ne kadar Astana 7 toplantısıyla İdlib'e 4'üncü çatışmasızlık bölgesi oluşturmak amacıyla sokulduysa da, HTŞ’yle uzlaşarak Efrîn'i batıdan kuşattı. Şimdiye kadar uluslararası basınçtan kaynaklı Efrîn'e direkt saldırmayı göze almayan Türkiye, El Nusra ve Nureddin Zengi Taburları eliyle Efrîn'e saldırmak ve Karaçox saldırısı gibi bir hava bombardımanı düzenleme arayışını sürdürüyor.
Bunun yanı sıra bölge aşiretleriyle ilişkilenerek, Efrîn'deki ortak yaşamı bozmak istiyor. Bununla dengeleri bozmak ve uluslararası güçlerin bakış açısını değiştirmeyi düşünüyor. Daha önce Halep hesapları tutmayan Türkiye, şimdi de Til Rıfat'tan İdlib'e koridor açmakla amacına ulaşmak istiyor.
Demokratik Suriye Güçleri'nin (QSD) Rakka'dan sonra Dêra Zor'un doğusunda kalan bölgeyi de DAİŞ’ten kurtarması halktan büyük ilgi gördü. Türkiye, bölgenin büyük aşiretleri üzerinden bu ilgiyi kırmak ve QSD’yle çatıştırmak istiyor. Bu kapsamda aşiretlerden 200 kişilik bir gücün Efrîn batısındaki Atme'den El Seman Kalesi’ne kadar konumlandırıldığı belirtiliyor.
Öte taraftan aşiretlere askeri desteğin yanı sıra Efrîn'in batısına konumlandırılanlara suikast eğitimi verildiği kaydediliyor. Eğitilen bu kişilerin Minbic ve Efrîn'de dükkan işletmecisi ve tüccar olarak konumlandıkları da gelen bilgiler arasında. Türkiye istihbaratının, Efrîn Kantonu sınırlarındaki Arap köylerinde de silahlı gruplara eleman kazandırma ve Türkiye çıkarlarına çalışmayı örgütlediği ifade ediliyor.
TSK'NİN SINIR HAREKETLERİ
Son günlerde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) sınır hareketliliği arttı. TSK'nin keşif uçakları Efrîn semalarından hiç inmezken, bazı bölgelerde ise lokal çatışmalar yaşandı. Sınırdaki Şediya köyünden Çeqela köyüne kadar arabaların hareketliliği çıplak gözle görülürken, eski askeri yol ile yeni askeri yol arasında Şêran Şehitliği olarak bilinen bölgede hendek kazıldı. Qermîtliq köyünün karşısına mevzi yapılırken, Çeqela köyünün karşısına 2 kilometre mesafede Merxe Ormanı içinde karakol inşaatı başladı. Şîltehtê ve Mersewa köylerini bağlayan bir kapı açılırken, kapı etrafına mevziler kazıldı. Şêx Bereket noktasına konumlanan TSK, teknik donanımını tamamladı ve keşif uçakları ile casusluk faaliyetleri buradan yönlendiriliyor.
İÇ VE DIŞ SİYASETTE TÜRKİYE
Türkiye iç siyasetinde muhalif herkesi tasfiye ederek, batı ve Avrupa ülkelerine ters düştü. Avrupa ölçülerine uymadığı gerekçesiyle eleştirilen Türkiye, son Norveç tatbikatı ile NATO'yla da kopma noktasına geldi. Rusya ile S400 füzelerini alma antlaşmasında ısrar eden Türkiye, ABD'nin F35 uçaklarının satışını durdurma tehdidiyle karşılık buldu. Türkiye de hava sahasındaki NATO radarlarını kapatmayla tehdide karşılık verirken, ilişkiler gerildi. Rusya ile 30 miyar dolarlık ticaretini 100 miyar dolara ulaştıracağını açıklayan Türkiye, Venezuela’yla da ilişkilenerek, ABD’yle ilişkilerini daha da gerdi. Kürt karşıtlığı politikada ısrar eden Türkiye, tüm bu gelişmelerde tek bir şart koşuyor: “Kürtlerle ilişkilerin kesilmesi.”
BAAS REJİMİ VE İTTİFAKLARI
Baas Rejimi, Rusya desteği ve İran ile Hizbullah’ın sahadaki aktifliğiyle kendisini daim kılmak istiyor. Son Dêra Zor operasyonuyla moral kazanan rejim, Suriye halklarına çağrıda bulunarak, toprakların tamamını "terör" unsurlarından kurtarma sözü verdi. Bu doğrultuda egemenliğinde olmayan bölgelerdeki memurlara da görevlerinin başına dönme çağrısı yaparak, devlet erkine ulaşmak istiyor. Özelikle Efrîn ve Halep kırsalında çalışma yürüten Baas Rejimi, bu bölgede yeni bir yönetim oluşturdu. Ala El-Dîn Mihemed Şêx Menle Osman liderliğinde, Dahêr Ehmed El Hesen, Mistefa Ebdo Osman, Ehmed Ebdil Rihman El Hemîd, Nêroz Ebdil Menan Kalo, Feysel Şuban Ehmed ve Remedan Mihemed Bakîr adlı kişilerin yer aldığı bir yönetim oluşturuldu.
TÜRKİYE’NİN KUZEY SURİYE'DEKİ FAALİYETLERİ
Rakka’nın DAİŞ’ten kurtarılmasından sonra masaya yatırılan Suriye çözümü tartışmaları sürerken, Türkiye'nin ve rejimin saha çalışmalarına ilişkin yerel kaynaklar şu bilgileri verdi:
* Minbic, Tabqa, Girê Spî ve Efrîn'de "Ketibe Ebu Emara" adıyla MİT'e bağlı uyuyan hücreler oluşturulduğu kaydediliyor. Cûfele Ebû Bekrî liderliğinde Xendura ve Marê kasabaları merkezli kurulan bu hücrelerin suikast eğitimi aldığı ve şimdilik istihbarat çalışmaları yürüttüğü ifade ediliyor. Bu hücrelerde çalışanların çoğunun kadın olduğu ve çalışmaları karşılığında para aldıkları belirtiliyor.
* TSK’nin İdlib'e girmesinden güç alan aşiretlere bağlı gruplar, Minbic, Hirbil ve Ezaz taraflarında QSD noktalarının karşısına konumlandı. Sayısı 12 bini bulan savaşçıların çoğunun aşiret güçleri olduğu belirtilirken, Dêra Zor, Hama ve Humus çevresinden de savaşçıların söz konusu güçler arasında olduğu kaydediliyor. Rejim ordusuna paralel ordu olarak tanımlanan bu grup, taburlar şeklinde konumlanıyor ve bunlardan en büyüğünün Ebû Ehmed El Mihene liderliğindeki "Kete`êb Tela`êh El Nesir" olduğu belirtiliyor. Söz konusu aşiret güçlerinin DAİŞ'ten farksız olduğu, çalışmaları karşılığında her savaşçının 300 dolar aldığı ifade ediliyor.
* Türkiye'nin Aselsan'a yaptırdığı, "El Pego", "Kargo" ve "Togan" ismini verdiği insansız dronelerle bölgeyi vurmak istediği kaydediliyor.
EFRÎN'İN GÜNEY CEPHESİ
- 14 Kasım'da saat 14.40 dolaylarında Şehit Barîn Tepesi’ne 1, Şaderê Dağı'ndaki YPG noktasına 2 top atıldı.
- 15 Kasım'da saat 15.30'da Baz Tepesi’ne top atıldı. Gece yarısı ise El Nusra’lılar arasında Şadêrê ve İska köyleri arasındaki Tepeya Birindara'da çatışma çıktı.
- 17 Kasım'da Tepeya Birindara’ya 3 top düştü.
-18 Kasım'da Tepeya Birîndara’daki YPG noktalarına saldırı oldu.
- 19 Kasım’da saat 09.20'de Efrîn semalarında Türk keşif uçakları gezdi.
- 20 Kasım’da saat 21.20'de Tepeya Birîndara'ya 2 top atıldı.
- 15 Kasım'da Basufanê'nin batısındaki YPG noktalarına 8 top atıldı.
- 16 Kasım’da saat 10.00'da Basufanê köyündeki YPG noktasına 1 top atıldı.
- 17 Kasım'da Basufanê'nin batısındaki YPG noktalarına saat 13.00'te top atışı yapıldı.
- 20 Kasım’da saat 10.00'da Basufanê'nin doğusundaki YPG noktalarına aralarında Grad füzelerinin de bulunduğu 8 top atıldı.
- Birc Silêman çevresindeki Xerab Batota ve Mirîşgeha Xerab El Mişede bölgelerine 8 top atıldı.
- Kanton sınırlarındaki rejim milisleri Ziyaret köylülerinin topraklarını ekmesini “askeri bölge” gerekçesiyle engelliyor.
- Kasaba halkları ile rejim ve yönetim arasında sorunlar çıkmaya başladı. Özelikle Kifînê köyü yolu üzerindeki askeri nokta komutanı Mihemed Hesen Îbiş ile sorun yaşayan kasabalılar, rejim ile İran'a bağlı Hizbullah milisleri arasında kalmış. Rejim askeri noktayı denetimine almak istese de henüz Hizbullah, alan hakimiyetini yitirmedi. Hizbullah güçlerinin Seyêd Cewad liderliğinde her 2 kasabadaki egemenliği devam ediyor.
MA / Erdoğan Altan