ANKARA - Vize krizinde Ankara yumuşama sinyali verirken, gazeteci Mutlu Çiviroğlu, ABD'den yeni yaptırımların olabileceğini söyledi. Ekonomist Erol Katırcıoğlu ise, dış politikadan kaynaklanan krizlerin devam edeceğine dikkat çekti.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD ile yaşanan vize krizinde söylemi sertleştirirken, başta Başbakan Binali Yıldırım olmak üzere hükümet kurmayları uzlaşmanın yollarını arıyor. Ankara söylemlerini yumuşatırken, ABD’nin tavrı merak konusu. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Ankara Büyükelçisi John Bass’ı destekleyen açıklamaya dikkat çeken gazeteci Mutlu Çiviroğlu, yeni yaptırımların olabileceğini söyledi. Konunun uzmanları krizin derinleşebileceğini dile getiriyor.
‘BU KARAR BÜYÜKELÇİNİN DEĞİL’
ABD’deki gelişmeleri yakından takip eden gazeteci Mutlu Çiviroğlu, özellikle ABD yönetiminin, “Bu Büyükelçimizin aldığı karar değil, Dışişleri Bakanlığının kararıdır ve arkasında Beyaz Saray var” açıklamalarına dikkat çekerek, “Bu ABD yönetiminin Türkiye’ye karşı dile getirdiği rahatsızlığı ifade ediyor” dedi. Özellikle ABD’de elçilik çalışanlarına yönelik yürütülen “yargısal sürecin” yarattığı rahatsızlığın da “yargılama başlamadan bu kişilerin AKP basını üzerinden infaz edilmeye çalışılmasından” kaynaklandığını belirten Çiviroğlu, şunları söyledi:
‘ABD’NİN BİRİKMİŞ TEPKİSİDİR’
“Amerika bu adımı atarken düşünerek kararı vermiş. Türkiye için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Türkiye’nin verdiği karar ise daha duygusal ve tepkisel. Türkiye yumuşama sinyalleri veriyor ama pratik bir adımı yok. Wall Street Journal (WSJ) muhabiri Ayla Albayrak’a, 2 yıl ceza verildi. WSJ konuya ilişkin başyazı yayınladı. Buradan bakıldığında durumu yumuşatacak herhangi bir durum yok. O nedenle kriz daha da derinleşecek gibi. Amerika’da Türkiye’ye yönelik biriken bir tepki var. Vize durdurma kararı hemen alınan bir karar değil şimdiye kadar ki tepkilerin dışa vurumudur. Mesela eskiden Türkiye aleyhinde karar alındığında karşı tepki gelirdi. Ama şimdi ABD’de Türkiye’yi destekleyen neredeyse kimse yok. Uzun süredir düşünce özgürlüğü, basın özgürlüğü, yargının ele geçirilmesi konusunda rahatsızlık üst düzeyde. Diplomatik misyon temsilcilerinin güvenliğini dile getiriyorsa bu önemlidir. ABD’nin aldığı karar düşünülmüş bir karardır.”
‘ABD YENİ ADIMLAR ATABİLİR’
Çiviroğlu’nun “ABD’nin diplomatik misyonun güvenliğinin dile getirildiği” yönünde verdiği bilgiler, ABD’nin diplomatik misyon temsilcilerine yönelik daha önce Tahran’da ve Libya’da yapılan saldırıların ABD kamuoyunda yarattığı hassasiyeti gösteriyor. Çiviroğlu ayrıca, ABD’nin tavrını sürdürebileceğini belirterek, “Ekonomik, askeri anlaşmalar gündeme gelebilir. Suriye konusunda iki ülkenin karşı duruşları olabilir. Trump 4-5 gün sonra İran stratejisini açıklayacak. Buradan yansıma olabilir. Bu gerginlik birçok kendisini his ettirecek. İran ve Türkiye’nin yakınlaşması, ABD’yi Kürdistan referanduma ilişkin başka tutum almaya zorlayabilir” değerlendirmesinde bulundu.
Vize krizinin ekonomik boyutunun krizin derinleşip derinleşmeyeceğine bağlı olduğunu belirten ekonomist Prof. Dr. Hakan Mıhçı da, “Kimi insanlar işlerini kaybedecek, bundan etkilenecek, döviz hareketliliği var. Ama eğer kriz kalıcılaşırsa bu sorunlar kalıcılaşır ve derinleşir” diyen belirtti. Meseleyi dış politikadaki istikrarsızlık üzerinden ele alan Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu ise, vize krizinin siyasi olarak birçok şeye gebe olduğunu söyledi. Türkiye’nin ABD’ye güvenmediği ve 15 Temmuz meselesinin arkasında ABD’nin olduğunu düşündüğünü vurgulayan Katırcıoğlu, krizin ekonomik yansımalarının da bu açıdan sürpriz olmadığını ifade etti.
‘YÖNETİM EKONOMİK RASYONALİTESİNİ KAYBETTİ’
“Doların yükseleceğine ilişkin kimi hareketler görülüyordu” diye devam eden Katırcığıoğlu, şunları söyledi: “ABD kongresinde vergi indirimleri paketi geçti, senatodan da geçecek. Vergi indirimleri uygulandığı taktirde, şirketler daha düşük bir fiyatla çalışacak bu da doları güçlendirecek. Aralık ayında ABD Merkez Bankasında faizlerinin artması bekleniyor. Döviz kuru üzerinde hareketlenme vardı. Birde buna vize krizi eklendi. Türkiye dış politikasında müthiş belirsizlikler yaşanıyor. Uluslararası piyasalar ve sermaye Türkiye’nin ne yapacağını kestiremiyor. Ekonomik olarak AKP bugüne kadar başarı elde ettiyse bu bütçe disiplini ile mümkün oldu. Bu elden çıkıyor. Bu da bütçe açıklarını artırıyor, bir anlamda enflasyona yönelik bir etki yaratıyor. Enflasyon daha da artacaktır. Türkiye dış borcunun 200 milyar dolar olduğunu düşünüyorum. Ciddi ir sıkıntının yükselmekte olduğunu düşünüyorum. Ekonomik rasyonalitesini kaybetmiş bir yönetim ile karşı karşıyayız.
‘GELİŞMELER 2019 İLE ALAKALI’
Ekonomik etkilerinin derin olup olmaması, meselenin nasıl ele alacağına bağlı. Hükümet bir yumuşama ve konuşmaya doğru gidiyor. Zaten Türk dış politikası belirsizliğe sürüklendi. İdlib’e girince ne olacak orası Esad’a teslim edilecek. Yani temizleyip teslim edecekler. Bunu Türkiye açısından biraz çaresizlik olarak görüyorum. Belirsizlik ve riskler artıyor. Konjonktür aleyhimize gelişiyor. ABD Merkez Bankasının alacağı kararlar, AB ilişkiler kötü… Dolayısıyla AB en büyük destekçimiz, dış politikadan kaynaklanan krizler devam edecek… Bütünü bunların 2019 seçimleri ile çok alakalı olduğunu unutmamak lazım.”
MA / Kenan Kırkaya