ANKARA - Kritik 24 Haziran baskın seçimlerinde son viraja girilirken, muhalefetin gündeminde “Erdoğan’a karşı kim” sorusu var. Partiler arası görüşmelerin tavan yaptığı şu günlerde isim tartışmaları da Ankara’nın en hararetli gündemi.
Alınan baskın seçim kararıyla uzun zaman sonra hareketli günlerin yaşandığı Ankara’daki kilit tartışma konusu Cumhurbaşkanlığı adaylığı için AKP-MHP dışındaki partilerin göstereceği isimler. Kulislerde her dakika yeni bir ismin konuşulup yeni tartışmaların yaşandığı şu günlerde öne çıkan bir kaç isim olsa da temel konu; muhalefetin alternatifsiz olmuş olması. Bu yorumun baş tetikleyicisi Erdoğan’a karşı kazanabilecek ismin bir dönem Erdoğan’ın yol arkadaşı olan Abdullah Gül seçeneği üzerinden CHP ve diğer kimi muhalefet partilerinin gündeminin belirlenmesi oldu.
Erken seçim ihtimalinin aylar öncesinden konuşulmasına rağmen bir anda alınan baskın seçim kararı karşısında “hazırız” diyen HDP dışındaki muhalefet, ne kadar “hazır” olduğunu açıklasa da günlerdir isimler ve ittifak üzerinden yaşanan tartışmalar, bunun böyle olmadığı yorumlarına yol açıyor. Seçim kararı sonrası muhalefetteki en üst düzeyde yaşanan görüşme trafiği de bunun en açık göstergesi olarak okunuyor.
Muhalefete bu eleştiriler getirilse de günlerdir isim arayışları Ankara’daki siyasi hareketliliğin ana nedeni. AKP-MHP’nin adayı olarak aylar öncesinden doğrudan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Erdoğan ismini açıkladı. Erdoğan karşısında aday olacağını açıklayan ikinci isim ise MHP ile yaşanan ayrışma sonrası İYİ Parti ile siyaseti sürdüren Meral Akşener oldu. Yine yazar Levent Gültekin de adaylığını açıklasa da siyaset koridorlarındaki tartışmalar, daha çok muhalefet partilerinin adaylarına yoğunlaşmış durumda.
İlk turda aday seçeneklerinin çok olması ve bir adayın AKP-MHP ortaklığında yüzde 3 gibi bir oy dahi koparması, seçimlerin ikinci tura kalması ihtimalini güçlendiriyor. Ancak adaylık için getirilen 100 bin imza şartı ve bunun YSK tarafından takvimin açıklanmasıyla 3 gün gibi bir süreyle sınırlandırılıyor olması parti adaylarının dışındaki adaylarda da bir telaş yarattı.
HDP TARTIŞMALARINI SÜRDÜRÜYOR
CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi arasındaki somutlaşmayan görüşmelerin dışında sadece gayri resmi bir görüşme trafikle temas kurulan HDP, bu “dışlanmışlığı” bir tarafa itip kendi adayı ile seçimlere girecek. Cumhurbaşkanlığı adaylığı için de günlerdir bileşenler ve çeşitli yapılarla gerçekleşen görüşmelerde isimler konusunda öneriler alındı. Birçok ismin bir havuzda toplandığı partide tartışmalar halen sürüyor olsa da önceki dönem HDP’nin Eş Genel Başkanı olan İstanbul Milletvekili Selahattin Demirtaş ağır basıyor. Devam eden yargılamalarının adaylığı konusunda risk taşımadığının hukukçularla yapılan görüşmelerle de netleştirildi. Ancak adaylık konusunun hafta sonuna kadar sürecek olan görüşmeler nihayete kavuşturularak, kamuoyu ile açıklanması bekleniyor.
CHP SİL BAŞA DÖNDÜ
İmzayla aday olacaklar arasında olan CHP milletvekilleri Öztürk Yılmaz ve Didem Engin CHP’deki ilk isimler oldu. Ancak partinin adayı konusundaki belirsizlik halen sürüyor. Dün açıklanması beklenen aday ismi, ilk günden bu yana dirsek temasının kesilmediği İYİ Parti ve Saadet Partisi’yle yapılan üst düzey görüşmelerin sonuç vermemesi üzerine başa döndü. CHP açısından, kimi isimlerce reddedilse de Akşener’i aday olmaması konusunda ikna edip Saadet Partisi’nin de desteğiyle Abdullah Gül’ün aday gösterilmesi düne kadar güçlü bir ihtimaldi. Ancak Gül’ün adaylığı konusundaki belirsizlik ve Akşener’in kesin aday olacağı yönündeki açıklamalar CHP’yi farklı bir arayışa itti. Nitekim CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de dün “Bütün amaç bizim içimizde bir tartışma yaratıp moralimizi düşürmek CHP’nin gündeminde Abdullah Gül diye bir isim olmadı, şimdi de yok, olmayacak” açıklaması yaptı.
Adaylar arasında son iki olağan kurultayda genel başkanlık için Kılıçdaroğlu ile yarışan Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin ismi kapalı toplantılarda ağırlık kazansa da Kılıçdaroğlu’na yakın bir kesim İnce’nin adaylığına karşı. Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in de kampanya sürecinde beklenen tempoyu gösteremeyeceği eleştirisinden sonra İstanbul Milletvekili İlhan Kesici kulislerde ağırlık kazanan bir isim olarak öne çıkıyor.
GÜL HEP ‘GARANTİ’ İSTEDİ
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin gündeme gelmesinden bu yana “Erdoğan’a karşı Gül” tartışmasıyla ismi sürekli dillendirilen Abdullah Gül ise kamuoyunda da sıkça tartışıldığı gibi “garantilemedikçe öne çıkmaz” tavrını bu dönem de sürdürdü. CHP üstü örtülü bir şekilde Saadet Partisi’nin ise açıktan ikna için temas kurduğu Gül’ün adaylığı halen bilinmezliğini koruyor. Ancak Erdoğan’ın Gül’e yakın Bülent Arınç ve Ahmet Davutoğlu ile ikili görüşmesi sonrası Gül’e üstü kapalı bir “uyarı mesajı” iletildiği ve Gül’ün gelişmelere göre pozisyon alacağı belirtiliyor. Öte yandan anımsanmayacak bir kesimde de “Erdoğan’a karşı eski yol arkadaşı Gül olmaz” tepkisi var.
ERDOĞAN VE BAHÇELİ CEPHESİ TEDİRGİN
Muhalefet cephesinin isimler konusunda ciddi teması ve ittifak hareketliliği, seçimin diğer cephesinde ise bir tedirginlik yaratmış gibi. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP’li Özgür Özel’e dönük sarf ettiği sözler yine Bahçeli’nin Abdullah Gül’ün adaylığı tartışmalarına ilişkin açıklamaları da bu tedirginliğin en net ifadesi. Baskın seçim kararına rağmen aday konusu dışında kısa sürede toparlanmış gibi görünen muhalefetin bu duruşu, bu tedirginlik ve paniğin de bir diğer nedeni.
Sonuç olarak, YSK’nin partilere gönderdiği taslak seçim takvimine göre; Cumhurbaşkanlığı adaylığına dair isim tartışması 3 Mayıs mesai bitiminde son bulacak. O güne kadar tartışması sürecek isimlerin ardından muhalefetin önünde iki aydan az bir sürede demokratikleşmeyi vaat ederek, yaratılabilecek toplumsal bir muhalefetin sandığa yansıtılması gibi zorlu bir görev duruyor.
MA / Hayri Demir