İDLİB - ÖSO ile operasyon yürütülen İdlib'e ABD'nin sessiz kalması, TSK’nin "içte kara gücü olacağı" açıklaması, bu savaşın adım adım Türkiye topraklarına taşınacağı ve Türkiye'nin Ortadoğu denkleminin parçalanan bir halkası olacağı yorumlarına neden oluyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önceki "Şu anda İdlib'te ciddi bir harekat var" ve "TSK değil ÖSO grupları orada" açıklamalarıyla başladığı ifade edilen İdlib'i "terörden arındırma harekatı” 3'üncü gününde. Yaklaşık bir ay önce Türkiye, Rusya ve İran'ın Kazakistan'ın başkenti Astana'da aldığı İdlib'in güvenli hale getirilmesi ve garantör ülkelerin 500'er kişilik gözlemci heyet bulundurmasının yaşama geçirildiği belirtiliyor.
TÜRKİYE KARA GÜCÜ
Antlaşmaya göre, Rusya heyetinin askeri, diğer ülkelerin heyetinin ise sivil olması kararlaştırılmıştı. Bu sebeple de Türkiye TSK ile değil, ÖSO ile İdlib'e harekat başlattı. Erdoğan'ın açıklamalarındaki diğer bir ayrıntı ise İdlib'in etrafının Rusya’nın, içinin ise Türkiye'nin kontrolünde olacağı oldu. Böylelikle İdlib merkezde bulunan Heyet Tehrir El Şam (El Nusra) ile karadan savaşacak gücün Türkiye ve desteğindeki ÖSO olacağı ortaya çıktı. Dün Baas Rejimi'nin havadan İdlib'i bombalaması ise, ÖSO'ya hava desteğinin Rusya ve rejim tarafından verileceğini gösterdi.
EL NUSRA HAZIR
Daha önce rejim Halep'i almak için Türkiye'nin Cerablus, Ezaz, Bab üçgenine girmesine izin vermiş, bunun karşılığında Türkiye Halep'teki El Nusra ile ÖSO güçlerini İdlib'e çekmişti. Şimdi oyunun ikinci perdesinin devreye konulduğu ve İdlib'in aynı yöntemle El Nusra'nın başını çektiği gruplardan arındırılmasının hedeflendiği kaydediliyor. Halep'i boşaltırken Türkiye'nin isteğini yapan Nusra'nın kendisine yönelik oyunu fark ettiği ve bugün başladığı belirtilen İdlib operasyonuna çoktandır hazırlık yaptığı belirtiliyor. Türkiye'nin Ehrar El Şam'ı kullanacağını bilen Nusra'nın, geçtiğimiz ay Ehrar'a operasyon gerçekleştirdiği ve Türkiye sınırına kadar dayanıp, sınır kapısını aldığı, daha sonra sivil yönetime devrettiği ve İdlib merkezde de sivil bir yönetim ortaya çıkardığı basına yansımıştı.
DAİŞ DE ORADA
İdlib'teki sivil yönetimin askeri gücü olarak Heyet Tehrir El Şam'ın oluşturulduğu ifade edilirken, gücün DAİŞ'ten farksız olduğu kaydediliyor. Hata bu kapsamda Rakka'dan kaçtıkları Dêra Zor'da da sıkışan Ebu Xetap komutasındaki 3 bin DAİŞ militanının rejim eliyle İdlib'e taşındığı ve Ebu Muhammed Colani liderliğindeki Nusra'ya katıldıkları ifade ediliyor. Rejimin bunu sağlayarak Dêra Zor'da ilerleyen Demokratik Suriye Güçleri'nden (QSD) önce ve DAİŞ direnişi ile karşılaşmadan Meyadin ve El Bukemal ilçelerini almak istediği kaydediliyor. "Şii Hilali" için El Bukemal'e hayati önem atfeden İran'ın DAİŞ ile rejim arasındaki uzlaşıyı sağladığı belirtiliyor.
AĞIR FATURA ÇIKACAK
Dolayısıyla Türkiye'yi İdlib'in içinde bekleyen güçlerin arasında DAİŞ'in de bulunduğu, uzlaşıyla çekilmemeleri durumunda büyük savaşın kapıda olduğu belirtiliyor. Bu savaşı ÖSO'nun götürmesinin ihtimal dışı olduğunu değerlendiren uzmanlar, TSK'nin girmesi durumunda Türkiye için ağır sonuçların ortaya çıkacağını belirtiyor. Bu savaşın adım adım Türkiye topraklarına taşınacağı ve Türkiye'nin Ortadoğu denkleminin parçalanan bir halkası olacağı iddia ediliyor.
'TERÖR' DEMEK KURTARMAZ
Türkiye ise operasyonun propagandasını yaparken, neden rejim adına İdlib'te savaşmak zorunda olduklarını açıklamıyor. Her toplumsal olayı çözen "terör" argümanı burada da işletiliyor ve açıkça Efrîn'in hedef olacağı kaydediliyor. Ancak İdlib'in kuzeyinde yer alan Efrîn'in Rusya birlikleri işlenmiyor.
ABD GÖZDEN ÇIKARDI
Öte yandan Suriye iç savaşının başladığı günden bu yana müdahil olan ABD'nin söz konusu operasyona sessizliği ise onay verdiği şeklinde yorumlanıyor. ABD'nin, son dönemlerde Rusya ile görüşme ve uzlaşmalarında Rejim'in kalmasına "Evet" dediği anlaşılıyor, bunu da açıkça ifade ediyor. ÖSO gruplarına desteğini de keserek ÖSO'nun tasfiyesine de "Evet" diyen ABD'nin, İran ve Rusya'ya yaklaşan Türkiye'yi gözden çıkardığı ifade ediliyor. Bu sebeple de Rusya'ya Efrîn'deki müttefiklerini koruma garantisi ile İdlib yolunu açtığı kaydediliyor.
KAYIP BÜYÜK OLABİLİR
Tüm bu hesapların içinde "Efrîn" diyerek hamleye kalkan Türkiye'nin operasyon sonucunda büyük kaybetmesinin büyük ihtimal olduğu ifade ediliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "İkinci Kobani olmasına izin vermeyeceğiz" dediği İdlib'in Türkiye açısından daha ağır faturalar oluşturması ihtimal dışı olarak görülmüyor.
Tüm bunların yanında müttefiki ABD gibi sessizliğini koruyan QSD'nin de, Rusya ile gerekli görüşmeleri yaptığı ve sonuçta kazanan olmak için şu an savunma pozisyonu aldığı kaydediliyor.
MA / Erdoğan Altan