ANKARA - İdlib’e yönelik operasyon hazırlıklarında sona yaklaşırken, Türkiye bu sürecin dışında kalmamak için daha önce ittifak yaptığı güçlere karşı savaşmayı kabul etti. Sahadan gelen haberlere göre, İdlib operasyonu fiilen başlamış durumda.
Suriye’de yaşanan iç savaşın sonuna doğru gelinirken, büyük kapışmalardan biri de İdlib’te yaşanacak. Halep üzerindeki iddiasını kaybeden silahlı grupların yerleştirildiği ve daha sonra hedef haline getirilen İdlib bulunduğu konum açısından Suriye sahasında savaşan bütün bölgesel ve uluslararası güçlerin konumladığı merkezlerden biri. Ancak bugün İblib’e Rusya ve Rejim öncülüğünde gerçekleştirilmeye çalışılan operasyonun adımları Astana görüşmelerinde atıldı.
RUSYA VE İRAN TÜRKİYE İSTEDİĞİ NOKTAYA GETİRDİ
O tarihe kadar sahada silahlı gruplara doğrudan destek veren Türkiye, Rusya ve İran ile birlikte “garantör ülke” olarak dahil olduğu görüşmelerde ilk toplantıdan başlayarak adım adım “radikal silahlı gruplara karşı operasyon yapılması” anlaşmasına taraf oldu. Astana görüşmelerinde hazırlanan ve Türkiye’ye imzalatılan sonuç bildirgesinin en çarpıcı maddelerinden biri de, söz konusu gruplara yönelik operasyonu içeren maddesi idi. Böylece “Suriye’deki denklemden kopmamak için gerekirse karşı tarafa yaklaşma” eğilimine giren Türkiye, karşı tarafın aynı zamanda “birçok argümanını da peşinen” kabul etmiş oldu. Bunların başında da Türkiye’nin başından beri desteklediği gruplara karşı “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve bekası için” Türkiye’yi savaştırma politikası yer aldı. Bunun en somut adımı da İdlib’deki operasyonla atılacak.
TÜRKİYE DÜNKÜ DOSTLARINA KARŞI SAVAŞA GİRİYOR
Türkiye, Suriye iç savaşının başında “3 ay sonra Namaz kılmayı niyaz ettikleri Halep'te" desteklenen silahlı güçler yenilince, AKP hükümetinin girişimiyle oradaki grupların bir kısmı otobüslerle İdlib’e geçirildi. İdlib’e geçirilen ve aralarında Ceyşü'l Sünne, Ensaruddin, Nureddin Zengi ve Liva el-Hak gibi grupların da aralarında bulunduğu grupların çoğu daha sonra El Kaide bağlantılı El Nusra ile birleşerek, Hayat Tahrir-i Şam (HTŞ) ismini aldı. Şimdi bölgeden gelen haberlere göre, Türkiye’nin desteklediği ÖSO grupları yine Türkiye’nin daha önce desteklediği gruplara karşı çatışmaya başladı.
Russia Today’in haberine göre, Türk İHA’larının uçuşlarının yoğunlaştırdığı İdlib semalarında Rus uçakları da HTŞ’ye ait silah depolarını vurmak üzere havalandı.
İDLİB OPERASYONU BAŞLADIĞI HABERLERİ GELİYOR
Bu gelişmeler yaşanırken, Rusya’nın yarı resmi yayın organlarından olan Sputnik, “Türkiye ya Nusra ile doğrudan çatışır ya da örgütün alanını daraltır” başlığıyla haber yayınladı. Türkiye’nin İdlib’te önemli roller üstleneceği yönündeki Türkiye basını mahreçli haberlerin aksine Sputnik’in geçtiği haber, Rusya ve Suriye Rejimi tarafından biçilen rolü ortaya koyması açısından son derece önemli. Ayrıca Rusya ve Suriye Rejimi ile ittifak dahilinde ve eski ortaklarını karşısına alma pahasına alan Türkiye eliyle rejim aynı zamanda Halep'e güvenceye almış olacak. Türkiye’de bütün bunlara, “Kürtlerin kazanımlarını bertaraf etmek ve mümkünse Fırat Kalkanı Harekatını sürdürmek” amacıyla katlanıyor. Ancak bunları yaparken, Suriye Rejimi ile içine girdiği yeni ittifakı perdelemek için de kimi haberler yayılmaya başlandı.
SURİYE İLE İTTİFAKI GÖLGELEME UĞRAŞI
Önce Muğla’da “soru işaretleri dolu olan” operasyonlar yapıldı, ardından PKK’nin Suriye istihbaratı olan El Muharebat eliyle ve üstelik de deniz yoluyla Ege ve Akdeniz bölgelerine geçtiği haberleri servis edilmeye başlandı. PKK ve Suriye rejimini “birbiriyle iş tutan” güçler olarak gösterme çabalarına rağmen Türkiye devirmeye ant içtiği Suriye Rejimi ile bugün itibariyle ortak operasyona gireceğinin ve sahada pratik müttefiklik yapacağının işaretlerini vermeye başladı. İdlib bu açıdan son derece kritik ve önemli bir adım gibi görünüyor. Ancak ABD’nin meseleye nasıl müdahil olacağı ise belirsizliğini koruyor.
MA / Kenan Kırkaya