ANKARA - Birçok kritik gelişme ve değişimin yaşandığı Ortadoğu’da, 2018’de de önemli gelişmeler yaşanacak. Gelişmelerin merkezinde ise daha önce olduğu gibi yine Kürt coğrafyası yer alacak.
2017 yılında kritik ve önemli değişim ve gelişmelerin yaşandığı Ortadoğu ve Kürt coğrafyasını 2018 yılında önemli gelişmeler bekliyor. Önceki yıllarda olduğu gibi önümüzdeki dönemlerde de bölgedeki gelişmeler açısından Kürt coğrafyası merkez olmayı sürdürecek.
KÜRTLER İÇİN ÖNEMLİ KAZANIM VE KAYIPLARIN YILI OLDU
2017 yılına Rojava’da yaşanan gelişmeler, Güney’de yapılan referandum, Kerkük, Şengal, Celewla gibi bölgelere yönelik saldırılar, İran, Türkiye, Suriye ve Irak arasında Kürt karşıtlığı üzerinde yeniden yaşanan ittifak durumu, IŞİD’in yenilmesi gibi bir çok kritik önemli gelişme damgasını vurdu. Analistler ve gözlemciler, “2017 yılında yaşanan kritik gelişmelerinin diyalektik gereği Kürt coğrafyasında yoğunlaştığına” işaret ediyor. Türkiye’deki Kürt coğrafyasında ise önemli çatışmalar ve saldırılar yaşandı. HDP Dışilişkiler Sorumlusu Hişyar Özsoy, 2017’nin Kürtler açısından önemli kazanımlar ve kimi kayıpların yaşandığı bir yıl olduğunu değerlendirdi.
SOÇİ’NİN BELİRLEYENİ KÜRTLER OLACAK!
Bütün bunlar 2018 yılında da hem bölge, hem de Kürt coğrafyasında önemli gelişmelerin yaşanacağına işaret ediyor. DAİŞ 2017 yılında, Kürtler öncülüğündeki güçler tarafından yenildi ve bu durum hiç değilse Suriye’de çözüm umudunu da arttırdı. Buna ilişkin kimi açıklamalar ve adımlar da atıldı. En önemlisi ABD ve Rusya Suriye’de siyasi çözümün bulunması konusunda mutabakata vardı. Bunun için Rusya öncülüğünde Soçi’de yapılan zirvede Çözüm Kongresinin toplanmasına karar verildi. Bu kongre çözüm sürecinde Cenevre ve Astana’dan farklı olarak çözüm umudunu yeni bir düzleme taşıyacak ve 2018 boyunca en çok konuşulacak gelişmelerden biri olacak. Ancak Türkiye gerek Cenevre ve gerekse Astana’daki bloke ettiği Kürtlerin Soçi’de de yer almamasını istiyor. Fakat dinamikler bu kez farklı işliyor ve Ortadoğu Uzmanı Yazar Hamide Yiğit’in belirttiği gibi, Cenevre ve Astana sürecine müdahil olan herkes, “Kürtlerin olmadığı zeminlerin çözüm üretmeyeceğini” gördü ve buna ikna oldu. O yüzden Hamide Yiğit, Kürtlerin ciddi bir şekilde Soçi sürecine katılacaklarını ve hatta Türkiye’nin de karşı çıkıyormuş gibi yapsa da bu konuda ikna edildiğini söylüyor. Gazeteci Yaşar Aydın da aynı düşüncede ancak, AKP hükümetinin “Soçi’de Kürtler ile aynı masaya oturmasının MHP, İP ve milliyetçi çevrelerle” kurduğu ittifakları bozma potansiyeline sahip olduğunu söylüyor.
Hişyar Özsoy ise meseleye ilişkin şunları ifade etti: “Rojava’da ciddi kazanımlar elde edildi ve geri dönülemez bir şekilde bir siyasi çözümün olacağı netleşti. Yeni Suriye denkleminde Kürtler de diğer halklar da kendi yerlerini bir şekilde alacaklar. Bunun formülleri için Cenevre, Soçi, Astana’da arayışlar sürdürülüyor. Türkiye ve İran bunu istemiyorlar. Ama aşağı yukarı bölge ve dünya güçleri Kürtlerin orada bir statüye kavuşacağını kabul etmiş. Türkiye her ne kadar karşı çıksa da geleceği nokta budur. Kürtlerin kazanımlarını yok etmek değil ama geriletme üzerinde bir siyaset yürütüyor.”
EFRİN VE İDLİB DENKLEMİ
Ayrıca Suriye’deki gelişmeler sadece Soçi görüşmeleriyle sınırlı kalmayacak. DAİŞ yenildi; ancak kimi yeni örgütlerin Suriye başta olmak üzere diğer bölgelerde sahaya sürülme ihtimali var. Hamide Yiğit, “Horasaniler” isimli bir grubun hızla organize edildiğine işaret ediyor ve “IŞİD bitti ama IŞİD’li projeler bitmedi” uyarısında bulunuyor. Ayrıca, Suriye’deki gelişmeler 2018 yılında esas olarak İdlib bölgesinde yoğunlaşacak. Türkiye orada nüfuz alanını genişletmek isterken Suriye ve Rusya, o bölgedeki radikal unsurlardan temizlemek derdinde. Elbette İdlib merkezli hesaplamaların bir ucunda da Efrin meselesi yer alıyor. Hatta Türkiye esas olarak Efrin’i kuşatmak için İdlib meselesine daha fazla angaje olmuş durumda.
ULUSAL BİRLİK ÖN PLANA ÇIKACAK
Federe Kürdistan Bölgesi’nde ise durum biraz farklı. Barzani önderliğindeki referandum ve sonraki gelişmeler nedeniyle kan kaybı yaşayan bölgede, halk da 2017 yılının son günlerinde yaşananlara karşı tepkisini göstererek sokaklar çıktı. Bu kendi içinde 2018 yılında Federe Kürdistan Bölgesi’nde kimi siyasi dengelerin değişebileceğinin de işaretini taşıyor. Aslında Barzani yönetimine, “eski siyasetini sürdürme” uyarısı taşıyan bu girişimlere rağmen, Barzani yönetimi krizden çıkmak için ulusal birliği öncelemek yerine, referandum sürecinde ambargo kararı alan, referandum karşıtı bloka öncülük eden AKP yönetimi ile yeniden yakınlaşma arayışında bulunuyor.
Ancak, Hişyar Özsoy yaşananların Güney’de de ulusal birlik için zemin hazırladığını düşünüyor: “Referandum süreci iyi yönetilemedi. Biz o dönemde eleştirilerimizi sunduk ama bunlar dikkate alınmadı. DAİŞ saldırılarından sonra bazı kazanımlar elde edilmişti ama bunların büyük bir kısmı kaybedildi. Bu kadar parçalanmış Kürt toplumunda hemen hemen herkeste ulusal birlik kaygısını güçlendirdi yaşanan gelişmeler. 2018 yılında ulusal birlik konusunda ciddi bir çalışma olursa bu konuda gelişme sağlanır ve Kürtler kendi kazanımlarını savunmuş olur.”
İRAN ATEŞİ DE KÜRDİSTAN YANAR
İran’da da yılın son günlerinde yaşanan isyan hali, 2018 yılında o bölgenin de hareketli geçeceğini gösteriyor. Ayrıca İran’da yaşanacak her türlü gelişmenin İran’daki Kürt bölgesine yoğunlaşacağını varsaymak yanlış olmaz. Nihayetinde isyanın fitilini ateşleyen bölgelerin başında Kirmanşan ve diğer iller gelmişti.
TÜRKİYE’DE DE HAREKETLİ BİR YIL
Türkiye’de ise durum karmaşık olmakla birlikte yine Kürt bölgesi ve Kürt nüfusu Türkiye’deki gelişmelerde kader tayin edici rolünü sürdürüyor. 7 Haziran sürecinde AKP’nin tek başına iktidar olmasını engelleyen ve bu yüzden AKP’nin hışmına uğrayan Kürtler, 2018 yılında iç politikada AKP’nin hedefinde yer almayı sürdürecek. Erken seçim ihtimalleri ile birlikte yerel ve genel seçimlerin öne alınma ihtimali var. Bu da 2018 yılında yapılacak her iki seçimin kaderinin de Kürt illerinde şekilleneceğini gösteriyor. Yerel seçimlerin olması ve sandık güvenliğinin sağlanması halinde Kayyımlar ve dolayısıyla OHAL uygulamaları hükümsüz hale gelecek. Yine Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AKP’nin yaptığı anti-Kürt ittifakına rağmen, bölgede aşiretler üzerinden kimi Kürt çevrelerin şirin gözükme politikasını sürdürecek. Ancak, bu kendisine muhalif olan Kürt hareketine yönelik saldırılarının yoğunlaşacağı anlamına geliyor. Mart ayındaki Newroz etkinlikleri ve baharla birlikte Kürt coğrafyasında çatışmaların yoğunlaşacağını öngörmek mümkün. Ayrıca, Suriye’de yaşanacak gelişmelerde Türkiye’deki siyasi gelişmeleri doğrudan etkileyecek.
Özsoy, Türkiye’ye ilişkin de şunları söyledi: “Türkiye’nin bütün muhalefet zeminine yönelik bir saldırı dalgası var ve bunun merkezinde Kürtler yer alıyor. Eş başkanlarımız ve binlerce Kürt şuan rehin durumda. Bu bizi zorluyor, neredeyse cezaevinde olmayan yöneticimiz yok. Örgütsel olarak bizi zorlasa da siyaseten iyi durumdayız. Kazanmaya yakın olduğumuz için çok fazla saldırıya uğruyoruz. 2018 yılında Başkanlık ve yerel seçimlerin yapılması bekleniyor. Erdoğan, Perinçek, Mehmet Ağar ve Bahçeli ile kurduğu ittifakın yetmeyeceğini düşündüğü için muhalefeti daha fazla bastırma sindirme mümkünse tasfiye etmeye yönelik arayışlar içinde. Buna yönelik tedbirler alıyoruz. Bu kongrede hem kadro hem de söylem düzeyinde daha da güçleneceğiz.”
MA / Kenan Kırkaya