Üniversite öğrencileri: Nasıl doğuracağı kadını ilgilendirir devleti değil 2025-04-24 09:09:07 KONYA - Kadının ne şekilde doğuracağının devleti ilgilendiren bir durum olmadığını belirten Selçuk Üniversitesi öğrencileri, “İstersem normal istersem sezaryen doğururum. Bu beni ilgilendirir, devleti değil” diye belirtti.  Sağlık Bakanlığı, 15 Nisan’da tıbbi zorunluluk olmadıkça yapılan sezaryenlerin önlenmesi için "Normal Doğum Eylem Planı" hazırladı. Hemen akabinde de yeni bir yönetmelikle tıp merkezlerinde planlı sezaryen yasaklandı. “Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik”, 19 Nisan’da Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.  Yönetmelikten önce futbol sahalarında açılan “Doğal Olan Normal Doğum” pankartı, kadınların tepkilerini beraberinde getirmişti.    Konya Selçuk Üniversitesi’nde okuyan kadın öğrenciler, kadın bedeni üzerinde baskı ve tahakkümün kurulmaya çalışıldığını belirterek, yönetmeliğe tepki gösterdi.    ‘KARAR KADININDIR’     Öğrencilerden Sıla Erdal, doğumun ne şekilde olacağına bakanlığın değil kararın kadının karar vereceğini belirtti. Sıla Erdal, "Bu, kadın ve doktorun birlikte vereceği karardır. Belki sezaryen uygundur ona göre ya da normal doğum uygundur. Ancak buna karar verecek olan Sağlık Bakanlığı değildir. Kampanya gerçekten akıl almaz bir şey. Kadının bedeni üzerinde tahakküm kurulmak isteniyor. Bu durum karşısında sessiz kalmamamız gerekiyor. Çünkü söz edilen şey kadının bedenidir ve bunun hakkında kadından başka kimseye söz düşmez. Kaldı ki bunun hakkında söz söylemek bir erkeğe hiç düşmez” diye belirtti.    ‘ŞİDDETTE MÜDAHALE EDİLSİN’     Kadının bedenine değil şiddete, kadın cinayetlerine ve çocuklara yönelik suçlara müdahale edilmesini isteyen Şeriban Yılmaz, “Buna kadın hür iradesiyle karar verir. Kaldı ki Türkiye’de kadın ölümü, kadın istismarı, çocuk istismarı gibi büyük sorunlar varken, kadının bedenine yönelik müdahalelerde bulunulması akıl almaz. Bir erkek, bu konuda karar veremez ve söz sahibi olamaz. Çünkü kadın, neyin nasıl olacağını bilir. Bu yüzden kadının bedeni üzerinde hiç kimse söz hakkı iddia edemez” dedi.    ‘DEVLETİ İLGİLENDİRMİYOR’     Doğumun ne şekilde olacağının devleti ilgilendiren bir durum olmadığını söyleyen Bircan Kalaç, şunları belirtti: "Türkiye’de bunu söylemek gerçekten çok acı ama ayda 100-200 kadın katledilirken, kadının bedeni ile alakalı sorunlar gündeme konuluyor. Neden katledilen kadınlar gündemde tutulmuyor. Devlet, kadının vücuduna zarar geldiği zaman hareket etsin. Bir erkeğin bedenim üzerinde söz sahibi olmasına müsaade etmem. Benim bedenim benim kararım. İstersem normal istersem sezaryen doğururum. Bu beni ilgilendirir, devleti değil. Çünkü benim sağlığımla ilgilidir."    ‘AMA KADIN BEDENİNE TAHAKKÜM’     Doğuma anne ve doktorun karar verebileceğini vurgulayan Şevval Kumru, şunları söyledi: "Türkiye'de kadın cinayetleri bu denli yaygınken, erkeklerin bu kampanyayı başlatması kadın bedeni üzerindeki müdahaleyi gösteriyor. Devlet, bunun yerine kadın bakış açısına odaklanan, vajinal doğumun yararlarını rasyonel ve duygusal bir şekilde anlatan, annelere doğum eğitimi veren ve cehaletten kaynaklanan korkuları gideren bir kampanya yürütmeliydi. Propagandanın, zorunluluk yerine destekleyici bir tonda, kadın izleyicilere hitap eden platformlarda yapılması daha etkili olurdu. Her kadının bedeni, annelik tercihi ve doğum yöntemi kendine özgüdür. Bu karar, tıbbi, ruhsal ve zihinsel faktörler gözetilerek sadece kadın tarafından verilir. Hiç kimse bu sürece müdahale edemez.”