'Ayrıştırıcı politikalar topluma sirayet etti'

2020-06-04 09:24:45


	İZMİR - HDP PM Üyesi İbrahim Akın, Türkiye’de şiddete dayalı otoriter, saldırgan bir siyasetin hâkim olduğunu belirterek, iktidarın ayrıştırıcı politikalarının topluma sirayet ettiğini belirtti. 

	 

	Halkların Demokratik Partisi (HDP) Meclis Üyesi İbrahim Akın, iktidarın ayrıştırıcı politikalarının topluma sirayet ettiğini belirtti. Akın, Türkiye’de ayrımcılığa ve şiddete bağlı otoriter saldırgan bir siyasetin hâkim olduğunu ifade etti. HDP’nin bir umut olduğunu dile getiren Akın, bu yüzden partilerine yönelik saldırıların hiç dinmediğini söyledi. Bunun bir devlet politikası haline geldiğini kaydeden Akın, bütün baskı ve saldırılara rağmen HDP’nin çoğulcu, kapsayıcı demokratik siyasetinden vazgeçmeyeceğini belirtti.

	 

	YÖNETEMEME KRİZİ 

	 

	Akın, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra AKP’nin darbeyi fırsata çevirerek, kendisi gibi düşünmeyen ve kendi siyasetini eleştiren herkese düşman gözüyle bakarak, baskılamaya çalıştığını ifade etti. Ekonomik krizin getirdiği tahribatlar ve pandemi sürecinin yarattığı durumla beraber bir yönetememe krizi yaşandığının altını çizen Akın, “Türkiye’de devletin yıllardır Kürtleri, kutuplaştırma siyaseti çerçevesinde kullandı. Ülkenin nüfusunun üçte biri Kürtlerden oluşuyor ve sürdürülen bu siyasetle bir sonuç alınamayacağını biliyoruz. Türkiye'de ötekileştiren siyaset topluma sirayet etti. Ankara Etimesgus’ta Patnoslu Barış Çakan katledildi. İster müzik dinleme olsun, isterse yaptığı bir itiraz olsun sonuçta kimliğinden dolayı bir nefret suçuyla işlenen bir cinayet var” dedi.

	 

	TEKÇİ ZİHNİYET

	 

	Ayrımcı dil ve siyasetin sokaktaki kişilerin birbirini öldürmesine neden olduğunu söyleyen Akın, şunları söyledi: “Düşmanlaştıran bir siyaset yaratılıyor. Bunun en büyük acısını yine bu ülke çekecek. Herkes yasalar karşısında kimliklerinden ve inançlarından dolayı ötekileştirdiği sürece, bu ülkede yarın insanların birbirini boğazlamaması için bir sebep yok; çünkü öyle bir ortam hazırlanmış durumda. Her şeye ben tek başıma karar veririm, herkes Türk olacak, herkes benim gibi olacak anlayışı bitmeli. Eğer bütün etnik grupların eşit ve demokratik katılım süreçleri olsa kimse ayrımcı bir politikayla saldırıya uğramaz.”