Kemalbay: Tek tip kıyafet direniş demektir 2017-12-24 16:34:27 AĞRI – Ağrı’da partisinin kongresinde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, Garzan Mezarlığı’nın yıkılmasının “İsrail zihniyetinden farksız” olmadığını söyleyerek, son KHK için de “Tek tip kıyafet demek, direniş demektir” dedi.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, partisinin Ağrı 2. Olağan Kongresi’nde gündemdeki konuları değerlendirdi. HDP’li vekillerin ve yerine kayyum atanan Ağrı Belediye Eşbaşkanı Sırrı Sakık’ın da katıldığı kongrede konuşan Kemalbay, Türkiye halklarının son 2.5 yılda demokrasi ve emek mücadelesinde ağır bedeller ödediğini söyledi.    ‘TEKÇİLİK ZULÜMDÜR’   Saldırıların, tutuklamaların ve katliamların “özgürlük” taleplerine yönelik olduğunu belirten Kemalbay, “Eşitliği, kardeşliği, barışı, emeğin hakkını, kadınların eşit bir şekilde var olmasını istiyoruz. Kürt halkının kendi kendini yönetmesini istiyoruz. Egemen iktidar ise ne yapıyor, ‘Hayır’ diyerek tekçiliği dayatıyor. Tek devlet, tek bayrak, tek vatan, tek millet diyor. Bizler gökkuşağı gibi renk renk, her kimlikten ve inançtan insanlarız. Teklikle bir arada, huzur içinde yaşayamayız. Halkımıza bu tekçiliği dayatmak, zulmü dayatmaktır" diye konuştu.    “İktidar bunca zulümle nereye kadar gidecek” diye soran Kemalbay, “Bu kadar şiddet, öldürme, katliam ve işkenceyle hangi sorunu çözecek? Fakat mevcut AKP-Erdoğan iktidarı başka projeye sahip değil. Bu onurlu ve direngen halk, mutlaka kazanana kadar mücadeleye devam edecektir" dedi.    ‘TÜRKİYE İSRAİL’DEN FARKSIZ’   Bitlis'te yıkılan ve 276 cenazenin çıkarılarak İstanbul Adli Tıp Kurumu’na götürülen Garzan Mezarlığı'na değinen Kemalbay, şunları söyledi: "Bugün Bitlis'te Garzan Mezarlığı'nı yıkanlar ve oradaki cenazeleri çıkaranların zihniyeti, İsrail zihniyetinden farksız değildir. İsrail'in Filistin halkına uyguladığı tüm zulümler, Türkiye devletinin iktidarları da halklarımıza uyguladı. Bugün Erdoğan ikinci İsrail olmaya ant içmiş görünüyor."   'FİLİSTİN HALKI ZERRE KADAR SENİ İLGİLENDİRMİYOR’   Kemalbay, Meclis’ten geçen yeni yıl bütçesine dikkat çekerek, bu bütçenin halklara tank ve top olarak değil, hastane ve sağlık olarak gitmesi gerektiğini belirtti. Erdoğan’ın Kudüs gündemiyle algı operasyonu yaptığını söyleyen Kemalbay, "Hiç dünya lideri gibi görünerek algı operasyonları yapma ey Erdoğan! Herkes senin ne yaptığını, etinden kemiğine kadar biliyor. Yaşadıklarından biliyor. Filistin halkının derdi ve yaşamı seni zerre kadar ilgilendirmiyor. Eğer ilgilendirseydi İsrail’le bu kadar ekonomik işbirliği yapar mıydın? Mavi Marmara'da, Kudüs ile ilgili bu kadar antlaşma imzalar mıydın?” diye sordu.    ‘BUNLAR İSRAİL’DE DEĞİL ŞIRNAK’TA OLUYOR’   Kürt kentlerinde devam eden sokağa çıkma yasakları ve ablukalara dikkat çeken Kemalbay, şunları söyledi: “Cizre, Sur, Silopi ve Şırnak'ta insanlar diri diri yakıldı. Ben buraya Silopi’den geldim. Silopi’de Taybet Ana’nın cansız bedeni 7 gün sokak ortasında kaldı. Cizre’de Cemile’nin cenazesi buzdolabında saklandı. Bunlar İsrail'de olmuyor?  Bunlar Şırnak'ta oluyor. Basını, medyayı avucuna alarak, halklara her gün yalan atmanın yeterli olduğunu düşünüyorsun. Barış için bedenini ortaya koyan bir halk var. Diyadin'de halk, asker ve gerilla arasındaki çatışmanın arasına girerek, ‘Yeter artık, bu savaş bitsin, barış olsun’ dedi. Bu halk özgür ve barış içinde yaşamak istiyor. Bunun için her şeyi yerine getirdi. AKP-Erdoğan kendine 15 yıl önce verilen krediyi harcayarak tekrar Ergenekoncuların, MHP'lilerin sopası olarak bu görevini sürdürüyor."   ‘EFRİN’E SALDIRI BARIŞA SALDIRIDIR’   Kemalbay, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Meksika sınırında duvar örmeyin diyenler, burada, Kürt coğrafyasında kendileri duvarlar örüyor. Efrin'e savaş açıp, savaş ilan ediyorlar. Neymiş yeni bir Kobanê istemiyorlarmış. Kobanê demek, IŞİD faşizmine karşı direnmek demektir. Yeni bir Kobanê istemiyoruz demek, IŞİD gelsin kadınları pazarlarda satsın demektir. Yeni katliamlar yapsın demektir.  Efrin bölgesi halkın sığındığı, 500 bin kişinin yaşadığı bir yerdir. Burada artık sömürü yok, eşitlik var. Gelecek umudu var. Barış içinde birlikte yaşamak var. Sen Efrin'e, Kobanê'ye saldırarak bu barış ve kardeşliğe saldırmak istiyorsun. Yeni bir yaşam Rojava'da olduğu gibi bu topraklarda da hayat bulacak."    ‘HDP DİMDİK AYAKTA’   Partisinin üzerindeki baskılara da vurgu yapan Kemalbay, "Siyasi temsilcilerimiz tutsaklar. Meclis üyelerimiz, belediye eşbaşkanlarımız, siyaset yapan partililerimiz rehin durumdalar. Fakat amaçlarına ulaşamadıklarını kendi anketleri dahi gösteriyor. Anketleri HDP'nin dimdik ayakta olduğunu gösteriyor. Bizi çökertmek için yola çıkanlar aslında kendileri çöktüler ve çökecekler" diye konuştu.    'BU KADAR ZULÜM YAPTIĞIN HALK SENİ NASIL ANLASIN?'   Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dün partisinin Hakkari ve Şırnak kongrelerinde yaptığı konuşmalara da değinen Kemalbay, "Hakkari'de diyor ki ‘Yaylalara yasakları kaldırıyoruz.’ Buralara yasakları kim koydu ki? Kendi kendine karşı politika yapan bir iktidarla karşı karşıyayız. Şırnak'ta salona doldurduğu taşıma polis ve askerlere ‘Biz yüzde 28 oy aldık’ diyor. Alkışlıyorlar, sonra ‘Alkışlamayın, yanlış anladınız’ diyor. Bu kadar zulüm yaptığın halk seni nasıl anlasın ki?” diye sordu.    'TEK TİP DEMEK BAŞKALDIRI DEMEKTİR’   Kemalbay, bugün çıkan KHK’lere de vurgu yaparak, şunları kaydetti: "Tıpkı cezaevinde direnen yoldaşlarımız gibi bizler de siyasi iddialarımızdan vazgeçmedik. Vazgeçmeyeceğiz de. Birlikte ortak yaşamı kurmak zorundayız. Cezaevlerinde, yeni çıkardıkları KHK ile tek tipi bize dayatmak istiyorlar. Tek tip demek, direniş demektir. Tek tip demek, başkaldırı demektir. 80'lerde, 90'larda siyasi tutsaklara tek tip giydirmek isterken, karşılaştığınız direnişin bugün çok daha büyüğüyle karşılaşacaksınız. Tek tip demek katliam yapmak demektir. AKP-Saray rejimi savaşçı politikalarından ne kadar ısrar ederse, biz de direniş politikalarımızda daha fazla ısrar ederek, bu çöktü çökecek olan iktidarı tarihin çöplüğüne göndereceğiz. Bu halk senin faşizmine boyun eğmeyecek, senin katliamlarına boyun eğmeyecek.”    'ÇOCUKLAR ÖLMESİN DEMEK SUÇ, ÇOCUKLARI ÖLDÜRMEK CEZASIZLIK'   Kemalbay, “Çocuklar ölmesin” diyen Ayşe öğretmenin bebeğiyle cezaevine 10 içinde girmesi için tebliğin yapıldığını hatırlatarak, “Bundan 2 yıl önce  ‘Çocuklar ölmesin’ demişti. Bunu demek suç olmaya devam ediyor. Ama çocukları evinde uyurken zırhlı araçlarla katletmek, yolda yürürken zırhlı araçlarla katletmek cezasızlık politikasıyla karşı karşıya kalıyor. Neden? Çünkü AKP-Erdoğan rejimine göre bu halk 10-15 çocuk doğuruyor. Bu halk AKP'ye oy vermediği için, onun yandaşı olmadığı için yok edilmesi gereken, katledilmesi meşru olan bir konuma sürükleniyor. Bizler bunu görüyoruz ve bu halk bu gerçekleri görüyor. Bunun mücadelesini veriyor. Bunun hesabını bu iktidardan er ya da geç soracağız. Katliamları yapanlar, cezasızlık politikasını boynuna dolayanlar sakın ha sakın şöyle düşünmesinler; ‘Bugün devlet bize diyor ki gidin elinizi rahat tutun, rahat olun mevzuatlar şöyle diyor, böyle diyor, istediğiniz gibi zulüm yapabilirsiniz diyor.’ Fakat bir gün bu topraklarda hukuk, insan hakları ve halkların iktidarı hakim olduğunda teker teker hepsinin hesabını soracağız. Hukuk önünde hepsinin cezasını vereceğiz" diye konuştu.   'ANCAK BİRLİKTE KAZANIRIZ'   Kemalbay, son olarak İmralı’daki tecride dikkat çekerek, şunları söyledi: "Bundan iki buçuk yıl önce Sayın Öcalan, iklimi hazırlayarak, Türkiye halkalarına ortak bir yaşamın nasıl kurulacağını gösterdi. Barış ve demokrasi müzakereleri, diyalogu bu iklimde gerçekleşebildi. Bugün Sayın Öcalan'a ağır tecrit koşullarını dayatmak, aslında bu çözümsüzlüğün bir unsurudur. Çözümü birlikte başarabiliriz, çözümü bu halklar kendi elleriyle inşa edebilir. Her birimiz bunun neferleriyiz. Ortak demokrasi mücadeleyle, birleşik mücadeleyi geliştirerek kazanacağımızı biliyoruz.  Her birimizin özgür olması için, birbirimizin hakkı için birlikte mücadele etmeliyiz."   Konuşmaların ardından tek listeyle gidilen seçimde, HDP Ağrı İl Eşbaşkanlığına Maşuk Arpaç ve Yeliz Karaaslan seçildi.