Başaran: Manisa’da HDP’yi tasfiye etmeyi başaramadılar 2017-12-24 09:05:51 ANKARA – Manisa’da yargılaması başlayan 138 HDP’linin ilk duruşmasını izleyen HDP Milletvekili Ayşe Acar Başaran, mahkemede HDP’nin 7 Haziran başarısının yargılanmak istediğine dikkat çekerek, “HDP’yi Manisa’da tasfiye etmek istediler ancak başaramadılar” dedi.   Manisa’da 57’si tutuklu 138 HDP’linin yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. 22 ay süren tutukluluk sürecinin ardından görülen ilk duruşmada 25 kişi tahliye olurken 32 kişinin tutukluluk halinin devamına karar verildi. Duruşmayı takip eden HDP Batman Milletvekili avukat Ayşe Acar Başaran, Mezopotamya Ajansı’na (MA) dava izlenimlerini aktardı.    HDP’nin 7 Haziran seçimlerindeki başarısından sonra partilerine dönük operasyon yapıldığını hatırlatan Başaran, 1 Kasım seçimlerine gidilirken çok oy aldıkları birçok kentte katliamların yapıldığını, insanların yerlerinden edildiğini belirterek, “Bunun yanı sıra politik saldırılar da gelişti. Batı illerinde örgütlenen, halkın kalbini kazanan HDP’nin başarısını engellemek için politik saldırılar yapıldı. 7 Haziran sonrası Manisa’da Eşbaşkanlarımız tutuklandı, yeni yönetim seçildi, yeni yönetimi de tutukladılar” dedi.   ‘TEK ORTAK YANLARI HDP’Lİ VE KÜRT OLMALARI’   Yargılanan 138 kişinin HDP’li ve Kürt olmaktan başka bir ortak yanları bulunmadığını kaydeden Başaran, “Bu insanları bu dosyada birbirlerine bağlama şansları yok, tek ortak noktaları HDP. Bu yüzden bu davada yargılanan HDP’dir, HDP’nin çalışmalarıdır. Hazırlanan 900 sayfalık iddianamede HDP’nin tüzüğünde yer alan, resmi çalışmaları suç olarak isnat edilmiş” dedi.   '22 AY TUTUKLULUK SÜRESİ OLAMAZ'   İlk duruşmaya kadar tutukluluk sürecinin 22 ay sürmesi durumuna dikkat çeken Başaran, “Özellikle tutuklu bulunan dosyalarda iddianamenin bir an önce hazırlanması gerekir. Eğer bir kişi tutuklanmışsa burada mühim bir meselenin olduğu kabul edilir, yani kaçınılmaz bir zarar ortaya çıkmıştır ve hızlıca soruşturma yapılıp yargılamaya başlanması gerekir. Yoksa olağan basit meselelerde insanlar tutuklanmaz” diye belirtti. Başaran, 1990’lı yıllarda Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nde (DGM) dahi bu denli uzun tutukluluk sürelerinin yaşanmadığını işaret etti.     ‘TÜM ARKADAŞLARIMIZ TAHLİYE OLMALIYDI’   “Tutuklama infaz değildir, tedbirdir” diyen Başaran, partililerinin tutukluluk süreçlerinin infaza dönüştürüldüğünü söyledi. Başaran, tutukluluk hali devam edenler içinde, “Mahkeme hepsini tahliye etseydi, itibarı zedelenecekti, ‘madem tahliye edileceklerdi, neden bu kadar tutuklu kaldılar?’ eleştirisine maruz kalmamak için diğer arkadaşlarımız bırakılmadı” değerlendirmesi yaptı.   ‘HDP DİMDİK AYAKTA’   Operasyonların amacının HDP çalışmalarını sekteye uğratmak olduğunu söyleyen Başaran, “HDP’yi Manisa’da tasfiye etmek istediler ancak başarılı olamadılar. Manisa’da hala yönetimimiz var ve çalışmalarına devam ediyor. Onlar istiyorlar ki HDP’nin çalışmaları dursun, muhalefet yapamasın, kapılarına kilit vursunlar istiyorlar ancak bunu başaramayacaklar. Çalışmalarımız yavaşlamış olabilir ancak HDP’yi bu operasyonlar ile yıldıramazlar çalışmalarımızı durduramazlar” ifadelerini kullandı.   ‘ANADİLDE SAVUNMA HAKKI EN İNSANİ TEMEL HAKTIR’   Başaran, mahkemede anadilde savunma taleplerinin reddedilmesinin de kabul edilemez oluğunu ifade etti.  Anadilde savunma hakkının hukuki değil insani temel hak olduğunu dile getiren Başaran, mahkemenin bu hakkı kullanma isteme talebine, “Türkçe bildikleri halde Kürtçe savunma yapmak istemeleri örgüt propagandasıdır” değerlendirmesi yapmasının hukuk tarihine bir kara leke olarak geçtiğini söyledi.  Mecliste Kürdistan ifadesi yargılanmak ve cezalandırmak istediğini hatırlatan Başaran, meclisin yansımasının meclislerde yaşandığını belirtti.     ‘DÜĞÜNDE TAKI TAKMAK TABAN KAZANMA FAALİYETİ OLARAK GÖRÜLMÜŞ’   İddianamede, “Düğüne gidip takı takmak örgüte taban kazandırma faaliyeti” olarak yer almasına tepki gösteren Başaran, iddianamede buna benzer suçlamaların çok fazla olduğunu söyleyerek “akla aykırı değerlendirmeler” diye yorumladı. İddianameyi hazırlayan savcının düğününe AKP’li vekillerin üst düzey yetkililerin gittiğini belirten Başaran, “O zaman biz de savcının düğününe giden AKP’lileri ‘AKP yargıyı denetimi altına almaya çalışıyor’ diye değerlendirelim. Bizim kültürel değerlerimizde düğüne gidip takı takmak kadar normal bir şey olamaz. Bir başka arkadaşımız, telefon konuşmalarında ‘halklar’ kelimesini kullanmış ve savcı bunu ‘Ayrıştırmaya yönelik hareket’ olarak değerlendirmiş. Bu hukuki ve ahlaki değildir. Bunu savunmak dahi züldür” diye ifade etti.    ‘GÜN GELECEK BU İFADELERE GÜLÜNECEK’   Başaran son olarak, “Son süreçte Türkiye’nin yargı sisteminde geldiği noktada hiçbir şeye şaşırmaz olduk. O kadar uğraşmışlar teknik fiziki takip yapmışlar ve sonuç olarak buldukları şey düğüne gidip takı takmak olmuş. Başka bir şey bulamamışlar. Bugün değil ancak bir gün gelecek bu ifadeler bir yere yazıldığında insanlar buna gülecek” ifadesinde bulundu.   MA / Barış Boyraz