Temelli: Müzakere iklimi yaratmak istiyoruz 2019-08-26 15:46:58 ANKARA – “Demokratik Anayasa”, “Yargı Paketi” ve “Demokrasi İttifakı” görüşmeleri kapsamında ilk ziyaretini KESK’e yapan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, “Herkesin herkesle konuşması için bir müzakere iklimi yaratmak istiyoruz” dedi.   Hakların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ile beraberindeki heyet, “Demokratik Anayasa”, “Yargı Paketi” ve “Demokrasi İttifakı” görüşmeleri çerçevesinde ilk ziyaretini Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) yaptı. HDP heyetini, KESK Genel Merkezi’nde KESK Eş Başkanı Mehmet Bozgeyik ile Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri karşıladı.    Basına kapalı yapılan görüşme öncesi Bozgeyik ve Temelli, birer açıklama yaptı.   Bozgeyik, belediyelere kayyum atanmasının “siyasi darbe” olduğunu belirterek, demokrasi mücadelesini yükselteceklerini belirtti. Bozgeyik, “Bir demokrasi ihtiyacı üzerinden emeğin yanında olan tüm kesimlerle ortak mücadeleye etmeye devam edeceğiz” dedi.   TÜRKİYE’Yİ KAYYUMLA YÖNETME   Temelli ise, “Türkiye 12 Eylül’den beri darbe dinamiği dediğimiz bir çarkın içindedir” diye belirterek, 19 Ağustos’un son fotoğraf olduğunu söyledi. Temelli, “Hukuk devletinden kaçan, demokratik kurumları tasfiye etmeye çalışan bir yapı var karşımızda.   Halkın iradesini, sandığı yok sayma uzunca bir süre kayyımla yönetilen bu kentlere yeniden kayyım atayarak bir otoriter rejimin kendisini dayatmasını görüyoruz” diye konuştu.   Temelli, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kayyum şiddettir. Bu şiddeti kabul etmiyoruz. Bir an öne arkadaşlarımızın göreve iade edilmesini istiyoruz. Suç olan karardan geri dönülmesini ısrarla dile getiriyoruz. Sadece biz mi? Türkiye’de herkes bunu dile getiriyor bugün. Sokaklarda milyonlarca insan bunu dile getiriyor. Her gün sokaklarda sivil itaatsizlik eylemleri var. Elbette bu sadece HDP’lilerin eylemi değil. Türkiye’nin her yerinde vicdan sahibi herkes, bu karara tepkisini gösteriyor. Çünkü tepki göstermezsek çok iyi biliyoruz ki, bundan sonraki adım tüm Türkiye’yi kayyumla yönetmek olacak.   SADECE HDP’LİLERİN EYLEMİ DEĞİL   Bu sadece HDP’lilerin eylemleri değil. Türkiye’nin her yerinde vicdan sahibi herkes bu karara tepkisini gösteriyor. Çünkü tepki göstermezsek, çok iyi biliyoruz ki bundan sonraki adım, tüm Türkiye’yi kayyumla yönetmek olacak. Sadece Amed’e, Van’a, Mardin’e kayyım atanmadı aslında,  Türkiye’nin her yerindeki siyasi iradeye karşı; devlet aklını yitirmiş. Hepimiz devlet şiddeti ile karşı karşıyayız bugün.   ARIN İZMİR, İSTANBUL VE ANTALYA   Bu mağduriyeti aşmanın yegâne yolu demokrasi, hak, hukuk ve adalet mücadelesinde yan yana gelmektir. Bu kayyumların atanmasından çok önce böyle bir karar almıştık. Demokrasi ittifakında, demokratik anayasa ittifakı konusunda, yargı reformu konusunda bir çağrıyı yapma konusunda kararlar aldık. Birçok kurum ziyaretini takvimimize yerleştirmiştik. Ne kadar doğru bir karar olduğu, bizzat 19 Ağustos’ta bir kez daha karşımıza çıktı. Çünkü otoriter rejim üzerinde kendisini yapılandıran bu iktidar, bugün 3 Büyükşehir Belediye Başkanlığına atadığı kayyumu,  yarın İzmir’e, İstanbul’a Antalya’ya atamayacağının bir garantisi yoktur.   BU ÜLKE ANAYASASINI YAZMALI   Burada farklı inançlar bir arada birlikte yaşama iradesini ortaya koymuştur. 12 bin yıllık tarih var. İşte Göbeklitepe, işte Hasankeyf. Bu coğrafyaya dayatılan zulümdür.  Bugün görüşmelere başladık. Hatta sabah ilk görüşmemizi CHP ile yaptık.  Bununla ilgili açıklamaları CHP ile birlikte basına geçeceğiz. Birçok kurum ve yapı ile yan yana geleceğiz. Bir dosyamız var. Bu dosya demokrasi mücadelesine çağrıdır. Bu strateji metni, aslında eşit yurttaşlık temelinde demokratik anayasa yapma sürecidir.  Bu ülke artık kendi anayasasını yazmalıdır. Türkiye’nin emekçileri anayasasını yazmalıdır. Türkiye’nin emekçileri kendi anayasasını yazmazsa kendisi için yazılmış bir anayasa olmayacaktır. Yazılmış hiçbir anayasada da kendini bulamayacaktır. Kadınlar bir anayasa yazmalıdır, kadına yönelik şiddete ve bu vahşi saldırıya son vermek, kadını yok sayan bu erkek egemen anlayışa son vermek için, kadınlar kendi anayasalarını bizzat kendileri yazmalıdır. Bu ülkede yaşayan halklar anayasasını yazmalıdır. Kürtler, Türkler, Ermeniler, Süryaniler; 72 millet birlikte anayasasını yazmalıdır. Eşit haklar temelinde buluşmalıdır. İşte bu zulme son vermenin yolu bir arada yaşayabileceğimiz bir siyasi ortak aklı bir kolektif devlet aklını var etmekten geçiyor.   BÜTÇE GASPI GİBİDİR   Bu kayyum gaspları,  aynı bütçenin gaspı gibidir. Yerelde halkın haklarını gasp eden bir anlayıştır. Yine her şey toplumun gözü önünde tezahür ediyor.  Neden kayyım atandı sorunun yanıtını en iyi ifade eden şeylerden biri,  İçişleri Bakanı’nın Cumhurbaşkanı’na aldığı hediyelerdir. Bunlar halkın hakkıdır. Kayyımların yaptığı yolsuzluklardır. Bular halkın hakkı, halka ait kaynakların nasıl gasp edildiğinin bir fotoğrafıdır. Haklarımızın gasp edilmemesi için emekçiler, kadınlar bütün kesimler yan yana gelmelidir. Bir demokratik anayasa mücadelesi vermeli, bir yargı bağımsızlığı mücadelesi vermelidir. Bu amaçla ziyaretimizi gerçekleştiriyoruz ve inanıyoruz ki başlattığımız bu girişim bütün kurumları harekete geçirecektir.  Herkesin herkesle konuşmasını, bir müzakere iklimi yaratmak istiyoruz. Faşizme karşı mücadele ederken, faşizm baskısı altında olan tüm kesimlerin müzakere süreci başlatmasını arzu ediyoruz.”   DAVUTOĞLU AÇIKLAMASI    Temelli daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı.  Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Terörle mücadele defterleri açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz derken neyi kast ediyor” şeklindeki soruya cevap veren Temelli, “HDP’ye ilk defa mı saldırıyorlar. İlk sorunuzdaki gibi 7 Haziran’dan hatta daha önce Erzurum’da aracımızın yakılması, 5 Haziran Diyarbakır katliamı ve 7 Haziran’dan sonra Ceylanpınar’ da 2 polisin öldürülmesini savaş gerekçesi yapıp, ülkeyi yangın yerine çevirdiler. Ceylanpınar’da polislerin öldürülmesine yönelik cezaevine alınan insanlar berat ettiler. Bu polislerin faili meçhuldür. Kimin öldürdüğü bilinmiyor. Ama ondan sonra yaşananları biliyoruz. Suruç’ta gencecik arkadaşlarımız katledildi. Ankara katliamı, Cizre katliamı, Sur katliamı… Çıkıp aba altında sopa göstermek yerine her şeyi açık şekilde kamuoyunda paylaşmalıdır” dedi.    KAYYUM REJİMİ    Temelli, Ahmet Türk’ün yerine atanan kayyumun Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı’na aldığı hediyelere ilişkin sorulan soruya ise, “Önce dönüp baktığımızda kayyım rejimi bütün bunları açıklıyor.  Kayyum rejimi halkın, haklarının gaspıdır. Bu onun örnekleridir. Bütün kayyum coğrafyasını dolaşsanız buna benzer binlerce yolsuzlukla karşılaşırsınız. Bakın 1-2-10 değil binlerce diyorum. Sadece 3 büyük şehirde kayyum döneminde ilave 3 milyarlık borçlanma gerçekleşmiş. Bu kaynağın nereye harcandığı ortada.  Nereye harcandığı ortada.  Hediye adı altına şişirmiş faturalarla yandaş müteahhitlere yapıldığını görürsünüz.”