Buldan: HDP asla yılmadı Temelli: Parlamento adım atmalıdır 2018-11-04 12:49:54   ANKARA - HDP’li vekillerin tutuklanmasının yıldönümüne ilişkin konuşan partinin Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “HDP gün geçtikçe büyüyen, umut veren cesaret veren bir parti olmaktan asla yılmadı” dedi. Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ise, tutuklu arkadaşlarının serbest bırakılması için parlamentoya "adım atma" çağrısı yaptı.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, partilerinin Genel Merkez binasında, milletvekillerinin gözaltına alınıp tutuklanmasının yıldönümü olan 4 Kasım’a dair basın toplantısı düzenledi.    Toplantıda ilk sözü alan Buldan, “Bugün 4 Kasım. 2 yıl önce bugün, 4 Kasım 2016 tarihinde eş genel başkanlarımızın, milletvekili arkadaşlarımızın bir gece yarısı operasyonuyla gözaltına alınarak tutuklandıklarının ikinci yıl dönümü. İki yıldır, demokratik siyaset yapan, 6 milyonun oyunu almış, parlamentonun üçüncü büyük partisinin milletvekillerine, eş genel başkanlarına, belediye eşbaşkanlarına ve tüm siyasetçilerine yönelik yapılan operasyonunun 2’nci yıl dönümündeyiz” dedi.    ‘15 TEMMUZ’UN DEVAMIDIR’   “4 Kasım partimize yönelik gerçekleştirilen rehine operasyonu demokratik siyasete yönelik bir operasyondur, 15 Temmuz darbesi niteliğinde ve bunun devamını sağlayan bir darbe olarak nitelendirebiliriz” diyen Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü: “15 Temmuz darbe girişiminin devamı niteliğinde olan bu operasyon, HDP’yi kriminalize etme operasyonudur. 4 Kasım, aynı zamanda halka karşı yapılan bir Saray operasyonudur. Eş zamanlı olarak 9 savcının görev aldığı ve gece saatlerinde herkesin evine yapılan bir anda düğmeye basılmış operasyon, Saray’dan emir verilen bir operasyondur. Özellikle şunu hatırlatmak isteriz. Kürt halkı 2 Mart tarihinde DEP darbesini yaşadı. 2 Mart’taki darbeyi DGM eliyle yapanlar, 4 Kasım’da aynı darbeyi Saray darbesi olarak hayata geçirdiler. Saray darbesinin, AKP emriyle yapılan bir operasyon olduğunu söylemek isteriz.”   ‘TÜRKİYE’Yİ DİZAYN ETMEK İSTEDİLER’   Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla darbe için harekete geçildiğini belirten Buldan, şunları söyledi: “AKP ve MHP bu işin başına geçtiler ve Türkiye’yi yeniden dizayn etmek için düğmeye bastılar. Selahattin Demirtaş, özellikle halklara umut veren bir liderdi. Onu rehin alarak bu cesaretini kırmak istediler. İki kez Cumhurbaşkanı adayı olan Demirtaş, halkların umuduydu. Bu umudu kırmak için Demirtaş 2 yıldır rehin tutuluyor. Figen Yüksekdağ, kadın direnişinin umuduydu ve bu umudu kırmak için 2 yıldır Sevgili Yüksekdağ’ı rehin tutuyorlar. Sevgili İdris Baluken, demokratik barış ve müzakere sürecinin cesaretli savunucusuydu, onu da rehin tutuyorlar. Gültan Kışanak, 12 Eylül vahşetinden direnişle çıkan ve yerel yönetimlerde tüm kadınlara ve halklara umut veren bir direnişçiydi ve o yüzden onu rehin tutuyorlar. Sebahat Tuncel, Selma Irmak, Çağlar Demirel… Bu insanlar, kendilerini halkımızın mücadelesine adayan arkadaşlarımızdı. Burada ismini sayamadığımız, kendisini halkın mücadelesine adayan onlarca rehin arkadaşımız var.”   ‘HDP ASLA YILMADI’   Buldan, siyasi iktidarın HDP’nin mücadelesinden korktuğunu belirterek, “4 Kasım operasyonuyla HDP’nin bir şekilde bitirileceğini ve herkesin diz çökeceğini düşündüler. Oysa; HDP gün geçtikçe büyüyen, umut ve cesaret veren bir parti olmaktan asla yılmadı. Biliyorlar ki HDP, Demirtaş ve Yüksekdağ milyonlardır. Buradan bir kez daha çağrı yapıyoruz; bütün arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır. Bu hukuksuzluk ve ahlaksızlığa derhal son verilmelidir” diye konuştu.    ‘ADALET BİR GÜN AKP’YE DE LAZIM OLACAK’   Buldan, AKP’li vekiller hakkında hazırlana fezlekeleri kastederek, “İhaleye fesat karıştıranlar, hırsızlık yapanlar, yolsuzluk yapanlar dışarıdayken, arkadaşlarımızın rehin tutulmasını kabul etmiyoruz. Bunun adı yargı değildir. Hukuk ve adaleti ayaklar altına alan yargıçlar, şunu bilsinler ki adalet bir gün onlara da lazım olacaktır. Adalet bir gün AKP’ye de lazım olacaktır. Bu adalet ve hukuktan hiçbir şey beklemediğimiz gibi, biz çözümü demokratik siyaset yapan halkımızdan bekliyoruz. AKP ve MHP koalisyonundan beklediğimiz bir şey yok. Ama şunu bilsinler ki uyguladıkları hukuksuzlar, bir gün kendilerini bulacaktır” dedi.   TEMELLİ: FEZLEKELERİ FETÖ’CÜ SAVCILAR HAZIRLADI   Ardından söz alan Sezai Temelli ise, şöyle konuştu: “4 Kasım Darbesi’nin 2 yılını geride bıraktık. İçerideki tüm arkadaşlarımı saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Onlar tutsak olsalar da barış ve demokrasi mücadelesine devam ediyorlar ve bizi cesaretlendiriyorlar. Onlar, özgür kalana kadar mücadelemiz sürecek, onlar özgür kalmadan biz de özgür değiliz. Demokratik siyaseti tasfiye etmek için uğraşıyorlar ve bunun yolunun HDP’yi tasfiye etmekten geçtiğini biliyorlar. Bugün Demirtaş ve Yüksekdağ, eş -genel başkanlarımız içerideyse, demokratik siyaset yaptıkları için içerideler. Baluken, 18 yıl ceza almışsa, barış ve demokrasi için, sözünü söylediği için ceza almıştır.” Tutuklu 26’ncı dönem vekillerinin isimlerini sayan Temelli, “Şu anda tutsakların hiçbir suçları yok, hepsi FETÖ’cü savcıların fezlekeleri ile içerideler” dedi.   ‘6 BİN ARKADAŞIMIZ CEZAEVİNDE’   Temelli, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İsmini sayamadığım yüzlerce arkadaşımız gözaltına alındı. 6 bin arkadaşımız şu an cezaevinde. 53 belediye eşbaşkanımız cezaevinde, 96 belediyemize kayyum atandı. Bu otoriter rejim faşizmdir. Arkadaşlarımızın içeride olmasının nedeni, bu iktidarın ömrünü uzatma çabasıdır. Bu yol, yol değildir; bu gidişat, gidişat değildir; buna son vereceğimize söz veriyoruz. 26’ncı dönem bir utanç dönemdir. Meclis eliyle yapılan bir darbedir. Darbe uğraklarından biridir. Bir karşı darbenin adıdır. Darbe mekaniğine baktığımızda, bunun tecritle başladığını, Dolmabahçe masasının devrildiğini, Suruç’u, Ankara’yı bu darbenin içinde okuyabiliriz.    PARLAMENTO ADIM ATMALIDIR   Bütün bunlar darbe mekaniğinin uğrakları, faşizmin kurumsallaşması için şer ittifakının yarattığı süreç… Bu senaryoya, bu gidişata hep birlikte dur diyeceğiz. Barıştan yana olanlar, demokraside buluşanlar en kısa sürede bu iktidara gereken cevabı verecekler. Bugün tüm halkımızı siyasi iradesine, vekillerine sahip çıkmaya çağırıyoruz. Bu gidişata dur diyemezsek bu ülke hepimiz için büyük bir cezaevine dönüşecek. Nasıl ki Ortadoğu ve bu ülkede çözümsüzlüğü dayatanlar, özgürlüklerimizi gasp edenler şiddet ve savaştan besleniyorsa, demokrasi ve barıştan yana olan bizler de yan yana geleceğiz ve buna son vereceğiz. 4 Kasım, bu ülke için bir utanç tarihidir. Buna son vermek hepimizin boynunun borcudur. 27’nci dönem parlamentosu bir an önce bu adımı atmalıdır ve Leyla Güven bir an önce serbest bırakılmalıdır. Bir an önce arkadaşlarımızın serbest bırakılma çağrısını yapıyoruz.”