Hatimoğulları’ndan ‘demokratik konfederalizm’ vurgusu 2022-02-15 22:46:32   ANKARA – Dış politikada militarizm eleştirisi yapan HDP’li vekil Tülay Hatimoğulları, “Neden demokratik konfederalizm tartışmasını biz yürütmüyoruz ve bölgede böyle çözümler üretmiyoruz?” sorularını yöneltti. Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen uluslararası sözleşmeler üzerine Halkların Demokratik Partisi (HDP) grubu adına Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları söz aldı. Hatimoğulları, dış politikada militarist politikaları eleştirerek, parti olarak askeri anlaşmalara onay vermediklerini belirtti. Hatimoğulları, “Bir yandan silah ticareti, öte yandan orada asker bulundurmak. Bütün bunlara karşı olduğumuzu, bu kürsüde bu konuyla ilgili konuşma yaptığımız her seferinde aynı şekilde görüşlerimizi ilettik. Çünkü şuna inanıyoruz: Militarizm, dünyayı bugün bu hâle getiren, özellikle bu sömürgeci anlayışı besleyen bir alandır ve bu alanı, bu uluslararası sözleşmelerle, askerî sözleşmelerle daha çok destekliyor ve daha çok geliştirmiş, militarizme de hizmet etmiş oluyoruz; o yüzden de karşıyız” dedi. SİLAHLANMA YENİ DÜNYA DÜZENİNDE ARTTI Konuşmasına Çin’in Kuşak-Yol Projesi’ne değinen Hatimoğulları, “Çin ekonomisinin yükselmesi, bunu Japonya, Rusya ve başkaca ülkelerin de desteklemiş olması- bu gelişmeyle dengeleri bütün dünyada yeniden yerinden oynatarak yepyeni bir dünya düzeni kuruluşunun adımı atılmış durumdadır. Ülkelerde silahlanma, özellikle nükleer silahlara dönük yapılan yatırımlar da bu yeni dünya düzeni döneminde daha da artmış” şeklinde konuştu. ÇİN YEŞİL KUŞAK PROJESİNİ ANLATTI “Şimdi, Çin'in Kuşak-Yol Projesi'nde ne amaçlanıyor?” diye soran Hatimoğulları, “Kuşak-Yol Projesi 21'inci yüzyılın İpek Yolu projesi olarak tasarlanıyor; Asya'nın doğusu, Orta Asya, Batı Asya, Afrika ve Avrupa ülkeleri hem karadan hem denizden birbirine bağlanacak ve çok kutuplu dünya sistemine karşı, ABD'nin bugün attığı çığlığa karşı bu proje hızla geliştiriliyor. Peki, burada Türkiye'nin rolü ne olacak? İpek Yolu Kuşak-Yol Projesi gerçekleşirken jeostratejik öneme sahip olan Türkiye bu projenin içinde yer alacak mı? Yer alacaksa bir NATO ülkesi olarak bunları nasıl yanıtlayacak? ABD-Rusya-Ukrayna üçgeninde düşündüğümüzde esasen bu projeye karşı uluslararası güçlerin yeniden dizayn edilmesini bu Ukrayna krizinde de bir kere daha görmüş oluyoruz ve bizler diyoruz ki: Mutlaka ve mutlaka bunu tersine çevirebiliriz ve farklı bir dünya yaratmak mümkün. Geminin başındaki kaptan değişince yani tek kutuplu dünyadan çok kutuplu dünyaya geçildiği zaman geminin gittiği rotanın yönü değişmiyor” diye belirtti. NEDEN DEMOKRATİK KONFEDERALİZMİ TARTIŞMIYORUZ? "Eşit işe eşit ücret" politikası izlenmesi halinde geminin rotasının halklar, ezilenler ve sömürülenlerin lehine döneceğini aktaran Hatimoğulları, şu ifadeleri kullandı: “Mesela Komisyona hiçbir zaman şöyle bir konu gelmez, biz getirirsek zaten Komisyon direkt reddeder: Acaba neden demokratik konfederalizm tartışmasını biz yürütmüyoruz? Neden bölgede böyle çözümler üretmiyoruz da acaba SİHA'ları nasıl satabiliriz, SİHA satabilecek ortamı nasıl yaratabilirizin... Ve neden uluslararası bütün ilişkilerde bu çerçevede, bir güruhun kazanması için, bir kesimin kazanması için politika izlenir? Bunun nedeni belli çünkü AKP iktidara geldikten sonra askerî, sınai kompleks konusunda yandaşların, akrabaların, dünürlerin önlerini açtı ve onlara çok ciddi teşvikler sundu. Burada da insan kanı üzerinde ticaret yapma konusuna da bu iktidar bir kere daha bunlarla beraber imza atmış oldu. YEŞİL KUŞAK PROJESİNDE EMEKÇİLER YOK Yeşil Kuşak Projesi'nde söyledik: Halk yok, toplum yok, açlar yok, yoksullar yok, ezilenler yok, sömürülenler, geçinemeyenler, elektrik faturasını ödeyemeyenler, savaşlarda ölenler, göçmenler, kadınlar, çocuklar, engelliler yok. Dolayısıyla, bu proje, bizlere, şimdi sanki yepyeni bir sistem ve adil, demokratik bir sistem kurulacakmış gibi kamuoyuna ihraç edilmeye kalkışılsa da asla buna olumlu bakmayacağız ve bunun karşısında olmaya devam edeceğiz. Hiçbir iktidarcı anlayışın bu şekilde bir çözüm üretme olasılığı yoktur. EMEKÇİLER, İŞÇİLER BİRLEŞİN Bundan iki yüz sene önce Marx ‘Bütün dünyanın işçileri, birleşin’ demişti ve Avrupa'da büyük bir yankı buldu bu yaklaşım. Şuan işçilerin kimi kazanımları Avrupa ülkelerine, Avrupa Kıtası'na baktığımızda tam da bu anlayışın hâkim olması sonucunda orada işçiler çok büyük haklar elde etti ama elbette yeterli olmadığının altını da özellikle çizmek istiyorum. Dünyada büyük dönüşümler oluyor, olacak ama yine aynı reçeteyle bizlere çözüm sunmaya kalkışanlara karşı diyoruz ki: Dünyanın bütün işçileri, emekçileri, yoksulları, halkları birleşin. Bunun yolu ülke sınırlarında birleşerek ortak mücadeleyi örgütlemekten geçer ve bu örgütlülüğü sınırın ötesine taşırarak enternasyonalist mücadeleyle mümkündür bunlar. Bu, ham hayal değildir. Bu hayaller yeniden dirilecek ve çocuklarımıza özgür yarınlar bırakabileceğimiz bir düzeni bizler tesis edeceğiz, ezilen ve sömürülenlerin ortak dayanışmasıyla bu düzeni tesis edeceğiz.”  Genel Kurul devam ediyor.