Yıldırım: 2018’e damgasını vuracak güç olacağız 2018-01-14 09:03:32 İSTANBUL - 11 Şubat’taki kongrenin özeleştiri kongresi olacağını ifade eden HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Nadir Yıldırım, “Bu bir başlangıç olacak. 15 Şubat, 8 Mart, Newroz, 4 Nisan’dan 1 Mayıs’ a kadar bir mücadele süreci önümüzde duruyor. 2018’e damgasını vuracak güç olacağız” dedi. Halkların Demokratik Partisi (HDP), 11 Şubat’ta 3. Olağan Büyük Kongresini gerçekleştirecek. Kongrede ne tür kararlar alınacağı, nasıl bir yol izleneceğini ve partilerine dönük gerçekleştirilen saldırılara ilişkin HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Nadir Yıldırım Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirmelerde bulundu.   Yıldırım, HDP’nin 5 yıl önce kuruluş sürecindeki ülke, bölge, dünya koşullarıyla bugünkü koşullar arasında büyük farkların olduğunu söyledi. HDP’nin 3. Olağan Büyük Kongresini büyük baskı, tehdit ve saldırı altında gerçekleştireceğine dikkat çeken Yıldırım, “Sadece partimiz değil tüm Türkiye toplumu Tayyip Erdoğan rejimi tarafından büyük bir baskı altında. OHAL ve darbe koşullarından geçtiğimiz bir dönemdeyiz. Bu anlamda kuşkusuz çok önemlidir. Bu kongrenin diğer kongrelerden farkı şu olacak; bütün saldırılara ve tasfiye politikalarına rağmen biz ayaktayız, ayakta kalabildik, varlığımızı koruduk güçlüyüz. Belki şu anda dışarıdaki HDP yönetiminin üç dört katı içerde. İllerde, ilçelerde, genel merkezde eş başkanlarımız, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, genç aktivistlerimiz, kadın meclis üyelerimiz cezaevinde. Buna rağmen HDP kendisini üretebildi, buna rağmen eksik yetersizlikleriyle birlikte kesintiye uğramadan, mücadele bayrağını düşürmeden kendisini 3. Olağan Kongreye taşıyabildiyse başlı başına başarıdır” diye konuştu.    ‘ÖZELEŞTİRİ KONGRESİ OLACAK’   Bu kongrenin özellikle yürütülen saldırılara karşı şimdiye kadar eksik, yetersiz kaldıkları bütün noktaları telafi etme ve yeni bir hamle, yeni bir politik süreç başlatma açısından önemli olduğunu vurgulayan Yıldırım, bu kongrenin aynı zamanda kendileri için bir özeleştiri kongresi olacağını belirtti. Doğaya karşı savaş ve kadınlara karşı çok kapsamlı bir saldırının olduğunu ifade eden Yıldırım, “Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir dönem olmadığı kadar kadınlar hedefte. Ötekileştiriliyor, hor görülüyor, saldırıya uğruyor. Kürtler, Aleviler saldırı altında. Bütün bunların toplamında biz HDP olarak eş genel başkanlarımız, milletvekillerimiz, belediye eş başkanlarımız tutuklanırken, saldırıya uğrarken, kentlerimiz yakılıp yıkılırken eksik kaldık, yeterli bir mücadele geliştiremedik. Direnmekle, ayakta kalmakla yetinen bir süreç yaşadık. Gelinen aşamada 3’üncü kongremiz bütün bu konularda bizim özeleştiri vererek yeni bir çıkış, politik bir hamle yaratarak yapacağımız bir kongre olacak. Kazanmayı ve başarmayı mutlak olarak hedefleyen bir kongre diyebiliriz” ifadelerini kullandı.   ‘KONGRE BİR BAŞLANGIÇ OLACAK'    Kongremizin ardından, 15 Şubat, 8 Mart, Newroz, 4 Nisan’dan 1 Mayıs’ a kadar bir mücadele süreci önümüzde duruyor. Yılın bu dört ayını güçlü bir şekilde karşılayabilirsek 2018’e damgasını vuracak güç olacağız.   Meselenin sadece kongre olmadığını, 2018’i kazanmak olduğunu dile getiren Yıldırım, Türkiye’deki politik gidişatın temel taşlarının 2018’de ya yerinden oynayacağını ya da yeni bir denge durumunun açığa çıkacağını belirtti. 2018’de hem bölgedeki hem de Türkiye’deki gelişmelerin 2017 gibi olmayacağının altını çizen Yıldırım, “O açıdan yıla ilk güçlü adımı atan kazanacak. Biz de kongremizi tamamen katılımıyla, sloganıyla, mesajlarıyla, konuklarıyla, güvenliğiyle kazanabilecek potansiyelimiz olduğunu ifade edeceğiz. O açıdan mutlaka kazanmanın dışında başka bir yaklaşımın olamadığı, olmayacağı günü kurtaran pozisyondan kesinkes olarak çıkacağı bir kongre olmasını hedefliyoruz” dedi. 2018 sürecine 10 binlerle Ankara’da güçlü mesajlar vereceklerini aktaran Yıldırım, “Bu bir başlangıç olacak. 11 Şubat kongremizi, 15 Şubat protestolarımız, Newroz etkinliklerimiz, 8 Mart etkinliklerimiz, 4 Nisan’dan 1 Mayıs’ a kadar bir mücadele süreci önümüzde duruyor. Yılın bu ilk üç, dört ayını güçlü bir şekilde karşılayabilirsek 2018’e damgasını vuracak güç olacağız. Güçlü bir hamleyle 2018’e girersek 2019 ülke açısından çok farklı bir ortam ve süreç oluşturacaktır” şeklinde konuştu.   'ÇEŞİTLİLİK ARTACAK'   Kongrelerinin aynı zamanda çeşitliliği ve zenginliği arttıracağını dile getiren Yıldırım, “Çünkü baskılar, saldırılar, müdahaleler özellikle kongre sürecine doğru giderken art niyetli bütün saldırıların HDP zeminini ve mücadele perspektifini daraltmaya yönelik olduğunu biliyoruz. Tam tersine bu kongremizin birlikteliği ve birlikte mücadele anlayışını en geniş şekilde hayata geçirecek bir kongre olacağını biliyoruz” dedi.   ‘DEMOKRATİK TÜRKİYE İÇİN İMRALI KAPILARI AÇILMALI’   Türkiye’de demokratik, özgür, eşitlikçi bir geleceğin teminatının İmralı kapılarının açılmasından geçtiğine vurgu yapan Yıldırım, “Sayın Öcalan’ın sağlık, güvenlik ve özgür hareket etme koşulları kesinlikle sağlanmalıdır. Çünkü 2013-2015 yılları arasında çok kısa bir sürede Sayın Öcalan’ın sadece Türkiye’deki demokrasi ve özgürlük mücadelesinde değil, aynı zamanda Ortadoğu genelindeki özgürlük demokratik ve ezilenlerin mücadelesine nasıl güç kattığını, nasıl çözümleyici bir yaklaşım geliştirdiğini hep birlikte yaşadık ve gördük. Ülkede faşizmin bozguna uğratılmasının esası İmralı sürecinin ve Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan’ın aktif sürece katılmasıyla gerçekleşecek bir durumdur. Bunun aksini iddia etmek büyük bir gaflet olur, büyük hata olur. Kürt sorununun demokratik çözümü Sayın Öcalan’ın aktif sürece katılmasıyla mümkün olacaktır. Bu anlamda geçmişte bıraktığımız süreçte ciddi eksik ve zafiyetlerimiz oluştu, bunun farkındayız. Çünkü biz meseleyi ve çözümü farklı yerlerde, günübirlik olay ve olguların peşinde aradık” ifadelerini kullandı.    ‘ÖCALAN’I MERKEZE ALAN BİR MÜCADELE PROGRAMI’    Faşizmi kırmanın yegane alanı İmralı rejimini kırmaktır. Barışın, birlikte yaşamın demokratik geleceğin yegane teminatı Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan’dır. Onu merkeze alan, topluma doğru ve güçlü bir şekilde anlatan bir mücadele programı temel ihtiyaçlardan bir tanesidir.   Son bir buçuk yıldır AKP’nin üç günde bir gündemi değiştirdiğini dile getiren Yıldırım, “Sele kapılmış kütük misali Türkiye’deki muhalif güçler sağdan sola savrulmaya başladı. AKP‘nin oluşturduğu gündemlerin peşinde sürüklendik. Bu süreci AKP faşizminin hortlamasının başlangıç noktası 5 Nisan 2011‘dir. Sayın Öcalan’la irtibatın kesilmesi, tecride alınması süreciyle başlayan bir saldırı durumu oldu. Bugün zindanlara, siyasi muhalefete ve tüm topluma uygulanan İmralı rejimidir. O açıdan faşizmi kırmanın yegane alanı İmralı rejimini kırmaktır. Bunun kırılması Sayın Öcalan’ın özgürlük ve demokratik koşullarda mücadeleye katılmasıyla birlikte meselelerin çözüleceğine inanıyoruz Bizim yeni dönemde temel mücadele alanlarımızdan biri olacak. Barışın, birlikte yaşamın demokratik geleceğin bu anlamdaki yegane teminatı Kürt Halkı Önderi Sayın Öcalan’dır. Onu merkeze alan, topluma doğru ve güçlü bir şekilde anlatan bir mücadele programı temel ihtiyaçlardan bir tanesidir” diye konuştu.   ‘HDP’NİN YAPTIĞI DEĞİŞİMLER DEVRİM NİTELİĞİNDE’   HDP’nin eşbaşkanlık sistemiyle birlikte kadının toplumsal ve politik mücadeledeki rolünü çok güçlü bir şekilde yansıttığını kaydeden Yıldırım, kadın özgürlükçü çizgisiyle kadın temsiliyetini bütün aşamalarında en güçlü şekilde geliştirerek toplumda ciddi değişimler yarattığını söyledi. Kadın mücadelesinin hiçbir dönem olmadığı kadar görünür ve konuşulur olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Diğer bir husus ülke hiçbir dönemde olmadığı kadar AKP rejimi döneminde talana açıldı. Ülkenin bütün doğal zenginlikleri bozuldu. Muazzam bir rant düşkünlüğü, aç gözlülük var AKP iktidarında. Buna karşı Cerattepe’den Hasankeyf’e kadar, Ege’den Çukurova’daki termik santrale karşı gelişen bütün süreçlerde partimiz toplumun demokratik sağlıkçı ve özgürlükçü yaşamı için her şeyden önce ekolojik dengenin korunması gerektiği fikriyatını esas aldı bu toplumda bilince dönüştü. Örneğin Gezi eylemi sürecinde partimizdeki arkadaşlarımızın müdahalesi bir toplumsal patlamaya dönüştü. Bütün bunlardan hareketle değerlendirdiğimizde ciddi değişimler yarattı ve bunların hepsi devrim niteliğinde değişimlerdir” dedi.   ‘KÖHNEMİŞ 90 YILLIK REJİMİN ÇÖKÜŞÜNÜ SAĞLADIK’   HDP’nin tekleştirmeye, ayrışmaya karşı birlikte yaşamanın mümkün olduğunu gösterdiğini dile getiren Yıldırım, “Mesela Ortadoğu’da ve ülkemizdeki sorunların temel kaynağını oluşturan şey ötekileştirme, kamplaştırma zihniyetidir. Milliyetçilik, dincilik, cinsiyetçilik üzerinde şekillenen zihniyetin yarattığı birlikte yaşam koşullarının dinamikleşmesi üzerinedir. Onun için Suriye, Irak, Türkiye, Kuzey Kürdistan kan gölüne döndü. Bunun temel zihniyet yapısı ayrıştırıcı, ötekileştirici olmasından kaynaklıdır. Partimiz her şeyden önce buna karşı bir mücadeleydi. En önemli durum ise 7 Haziran seçimleri köhnemiş 90 yıllık rejimin çöküşünü sağladı. AKP iktidarının düşmesi rejimin düşmesi demekti. Bunu partimiz sağladı” diye konuştu. Rejimin düşürülmesinin çok zor olmadığını belirten Yıldırım, bunun yolunun birlikte mücadeleden geçtiğini ve kongredeki temel olgulardan bir tanesinin de bütün demokrasi güçlerine daha güçlü birleşik mücadelenin doğruluğunun gösterilmesi olacağını aktardı.   ‘FAŞİST BLOK KAĞITTAN KAPLANDIR’    AKP-MHP ittifakına da değinen Yıldırım, “Mevcut koalisyon yüzlerce TV, gazete, internet yoluyla toplumu muazzam bir psikolojik bombardımana tutmuştur. Biz karşımızdaki koalisyonun çok zayıf olduğunu görüyoruz. Her gün bu durumu görmemesi için psikolojik perde çekiyorlar. Erdoğan çok güçlü olduğundan dolayı bu ittifakı yapmıyor. Üç beş zayıfın ve çaresizin birbirine dayanarak ayakta kalma çabasıdır. O açıdan biz kazanabileceğimizi görüyoruz. Biz kralın çıplak olduğunu görüyoruz. Ekonomik, ahlaki, diplomatik olarak çöküntü yaşıyor. Giderek yalnızlaşıyor. Yapa yalnız kalan bir rejim gerçekliği söz konusu. Biz bütün baskıların karşısında ayakta kaldıysak bunu başarabiliriz” dedi. AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 7 Haziran’da yenildiği gibi 16 Nisan’da yenildiğini dile getiren Yıldırım, “Yeter ki biz doğru bir mücadele programını oluşturabilelim. Biz bütün saldırılara baskılara rağmen hala kongreye girebiliyorsak bu bizim güçlü olduğumuzu gösteriyor. Biz çok iyi biliyoruz ki Erdoğan bütün tekçi, baskıcı zihniyeti ve yöntemlerine rağmen AKP’yi bile yönetemiyor. Kendi partisini bile baskıyla, zorla, tehditle ayakta tutuyor” ifadelerini kullandı. Bugün ülkeyi yöneten faşist blokun kağıttan kaplan olduğunu belirten Yıldırım, “Bunların karşısında umudu, morali gösterebilirsek, topluma bunların karşısında güçlü demokratik muhalefetin ve programın olduğunu gösterebilirsek bunların gidişi çok yakın olacak. Toplumun daha güçlü mücadeleye hazır olduğunu temel sorununun doğru bir öncülük beklentisi olduğunu fark ettik. 3’üncü Olağan kongremizin aynı zamanda partimiz açısından yeni dönemin demokratik muhalefetin öncüsü olduğunu düşünüyoruz. Tarih bize böyle bir rol yüklemiştir” şeklinde konuştu.    'YAZ BAŞINA KADAR DURMADAN OHAL’LE MÜCADELE EDECEĞİZ’     11 Şubat kongresi bir mücadele sürecinin başlangıcı olacak. Yaz başına kadar durmaksızın on binlerle, milyonlarla her alanda OHAL’e darbelere bunların toplamında AKP-MHP iktidarına karşı bir mücadele dönemi olacaktır.   OHAL koşullarında seçim olamayacağını ve darbe koşullarında güvenliği olmayan bir seçimin kabul edilmesinin mümkün olamayacağını savunan Yıldırım,  AKP-MHP ittifakının demokratik koşullarda yapılacak hiçbir seçimi kazanamayacağını bildiklerinden dolayı bu koşulları ısrarla sürdürdüklerini söyledi. 3’üncü olağan kongrelerinin OHAL’e, darbelere ve faşizme karşı bir kongre olacağını ifade eden Yıldırım, “Mücadeleyi yükselteceğimiz nokta budur. Ülke artık KHK’larla yönetilen bir ülke pozisyonundadır. Öncelikle bu ablukanın dağıtılması gerektiğini düşünüyoruz. 11 Şubat kongresi bir mücadele sürecinin başlangıcı olacak. Yaz başına kadar durmaksızın on binlerle, milyonlarla her alanda OHAL’e darbelere bunların toplamında AKP-MHP iktidarına karşı bir mücadele dönemi olacaktır” diye belirtti.   ‘BÜTÜNLÜK İÇİNDE ADIM ATTIK’   HDP ve mücadelesinin AKP-MHP faşizmini ürküttüğünü kaydeden Yıldırım, “Dikkat edin son iki yıldır tüm ana akım medyada tartışıldık, terörist ilan edildik, Meclis’te olmamamız, kapatılmamız gerektiği söylendi, daha fazla tutuklanma, daha fazla baskı, daha fazla engellemenin olması gerektiği üzerinden topluma sürekli bir algı operasyonu yapıldı. Ve hiçbir medyadaki tartışmalarda bize söz verilmedi. Bizim fikrimiz gündeme gelmedi. Tam bu kongre sürecinde, ciddi bir hamle yapmaya çalıştığımız bu dönemde art niyetli birçok çevre, AKP yandaşları trolleriyle, çeteleriyle saldırı yapacağını biliyorduk. Bu da bizim için mücadele alanı ve buna karşı kuşkusuz bizim tedbirlerimiz var. Biz çok sesli, çok renkli, çok çeşitli bir partiyiz. Bizde bir kişi söyler diğerleri uygular diye bir şey yoktur. Bizi AKP’den ve diğer partilerden ayıran budur. Bizde her şey en ince ayrıntısına kadar tartışılır müzakere buradan açığa çıkar. HDP konuşmadan, tartışmadan bu sürece kadar gelmedi. Farklı düşünen arkadaşlarımız olabiliyor. Netice itibariyle bütünlük içinde de adım atma konusunda da sorun yaşamadık. Bundan sonra da yaşamayacağız” şeklinde konuştu.   ‘100'ÜN ÜZERİNDE KONFERANS YAPTIK’   8 bölgede 100'ün üzerinde konferans gerçekleştirdiklerini hatırlatan Yıldırım, “Eleştirileri tartıştık parti politikamızı tartıştık. Yüzlerce aydın, yazar, dostla kapalı toplantılar gerçekleştirdik. Daha ciddi eleştiriler geldi ve bunların hepsi bizim şu an strateji merkezimizde değerlendirilip yeni dönemi bunun üzerinden planlayıp, programlama söz konusudur” dedi.   MA / Yasin Kobulan - Muhammet Doğru