'Kadın mücadelesi her yerde’ kampanyasının startı verildi 2020-06-08 13:30:54 ANKARA - HDP Kadın Meclisi, kadın kazanımlarına dönük artan saldırılara karşı “Biz varız, buradayız, kadın mücadelesi her yerde” kampanyasının startını verdi.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, kadın kazanımlarına dönük artan saldırılara karşı bir aylık kampanya startını Ankara'da verdi. Kampanyanın startı, Kuğulu Park’ta yapılan açıklamayla verildi. HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran ve HDP'li kadın milletvekilleri, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisleri, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Kadın Meclisi, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Kadın Komisyonu, HDP Demokratik Yerel Yönetimler Kadın Kurulu, Kadınların Kurtuluşu, Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM), Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) üyesi kadınlar, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Kadın Meclisi, Özgür Kadın Hareketi (TJA) ve Yeşil Sol'dan kadınlar açıklamaya katıldı.    POLİSLERDEN 'KAYYIM' ENGELİ   Açıklamada, üzerinde “İstismara infaza kayyıma karşı biz varız kadın mücadelesi her yerde” yazılı pankart açıldı. Pankarttaki "kayyım" ifadesi gerekçesiyle polisler açıklamayı engelledi. Polisin bu tutumuna, HDP milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu ve Dilan Dirayet Taşdemir pankartı vücutlarına sararak tepki gösterdi. Açıklamada, "Eşbaşkanlık mor çizgimizdir", "İstismarın affı olmaz" ve "Kadın mücadelesi her yerde" dövizleri taşındı. Sık sık “Berxwedan jiyan e" ve "Kadın yaşam özgürlük" ve "Kadınlar yürüyor mücadele büyüyor” sloganları atıldı.   Polis ile milletvekilleri arasında tartışma devam ederken, HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, bir aylık “Kadın mücadelesi her yerde” başlıklı açıklamayı okumaya başladı.   ‘HALK İRADESİNE DARBE’   Başaran, “Pandeminin müsebbibi olan kapitalist sistemin yürütücüsü devletler, dünyanın tümünde pandemiyi fırsata çevirerek rejimleri daha fazla otoriterleştirme eğilimi göstermişlerdir. Süreci fırsata çeviren AKP/MHP ittifakı da, kayyımlar eliyle Kürt halkının seçme seçilme hakkını yok saymış; halk iradesine darbe vurmuş, Kürt halkının iradesini gasp etmekle kalmamış; diline, kültürüne saldırı gerçekleştirmiştir; eşbaşkanlık sistemimize saldırarak kadın kazanımlarımızı gasp etmeye çalışmıştır. Bunun son örneğini; halkın iradesine darbeyi yönetim biçimi haline getirerek 3 milletvekilinin, vekilliğini düşürerek göstermiştir. Vekilliği düşürülen DTK Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekilimiz Leyla Güven, yaşamını kadın ve Kürt halkının özgürlük mücadelesine adamış ve bu uğurda bedeller ödemiştir” diye konuştu.     ‘EŞİTLİK MÜCADELESİNİ ESAS ALIYORUZ’   “Onlar; erkek egemenliğinin bekasını, kapitalist sistemlerinin, kendi koltuklarının, Saraylarının bekasını esas alırken, biz kadınlar, kadınların eşitlik, özgürlük mücadelesini esas alıyoruz” diyen Başaran, salgın döneminde kadınları koruyan önlemlerin alınmadığına dikkati çekti. Başaran, “Aksine, İstanbul Sözleşmesi’ni, 6284 sayılı yasayı adeta yürürlükten kaldırdı. Kadına yönelik şiddetle mücadele eden kadın derneklerine, kadın yapılanmalarına saldırdı. Bunun son örneği, Rosa Kadın Derneği üye ve yöneticileri ile TJA aktivistlerinin gözaltına alınarak tutuklanması oldu. Yetmedi, MHP’nin arkasında durduğu İnfaz Yasası’nı alelacele çıkartarak, kadına şiddet uygulayanları ve taciz faillerini salıverdiler” ifadelerini kullandı.    Televizyonlarda algı ile çocuk istismarının meşrulaştırılmaya çalışıldığına vurgu yapan Başaran, “Kürt halkının, kadınların iradesini gasp ederek belediyelere kayyım darbesi gerçekleştirdiler. Biz kadınların yıllar süren mücadelemizle elde ettiğimiz eşbaşkanlık sistemimizi, eşit temsiliyet hakkımızı hedef aldılar. Kadın mücadelesi yürüten kadınlara cinsiyetçi saldırılar gerçekleştirdiler. Kürt annelerine kargo ile cenazeler yolladılar, cenazeleri kaldırımlara gömerek, mezarlıklara saldırarak, bir halkın değerlerine, insanlık değerlerine saldırdılar. Kanal İstanbul, Bursa Kirazlıyayla’da maden işletmesi gibi doğaya, insanlığa düşman, ekolojik yıkıma yol açacak projeleri hayata geçirmeye çalıştılar. Herkese ‘Evde Kal’ çağrısı yaparken, işçileri ölümüne çalışmaya zorladılar. Kadınları yoksulluğa, işsizliğe mahkum etmeye çalıştılar. AKP-MHP faşist blokunun kadın düşmanı bu politikaları süreklilik haline geldi. Bu saldırılar devam ediyor” şeklinde konuştu.    ‘ONLARIN NORMALİNİ KABUL ETMİYORUZ’   Başaran, “AKP-MHP'nin 'normal' dediği faşizmdir. Onların ‘normal’i kadın katliamlarıdır, onların ‘normal’i intihar adı altında kadınların yaşamlarını sona erdirmektir. Onların ‘normal’i Gülistan Doku’nun kaybedilmesi olayında gördüğümüz gibi, genç kadınlara yönelik polis, asker eliyle sömürge siyaseti uygulamaktır, katilleri korumaktır. Biz bu ‘normal’i kabul etmiyoruz” diye belirtti.   'KADIN MÜCADELESİ HER YERDE'   Kadın kazanımlarına saldırılara karşı kadınların da direnişi ve mücadele kararlılığı oılduğunu dile getiren Başaran, “İşte, tam da bu süreçte örgütlenen erkek egemenliği karşısında HDP Kadın Meclisi olarak, 1 ay sürecek ‘Kadın mücadelesi her yerde" kampanyası başlatıyoruz" dedi.     Başaran, kampanya kapsamında yapılacakları ise şöyle sıraladı:   "* HDP Kadın Meclisi olarak, başlattığımız kampanyamızın startını, bileşen eşbaşkanlarımız, eşsözcülerimiz, HDK ve DTK olarak ‘Biz varız, buradayız, kadın mücadelesi her yerde' diyerek veriyoruz. Evde, sokakta, mecliste, iş yerinde; kısaca yaşamın her alanında haklarımıza sahip çıkacağız.   * Meclis’ten geçirilmek istenen istismar yasasına karşı, ‘İstismarın affı olmaz’ diyeceğiz.   * Siyasi tutsaklar için ölüm yasası anlamına gelen ancak çeteler, hırsızlar, kadın tacizcileri ve şiddet faillerini salıveren kadın düşmanı İnfaz Yasasına karşı sokakları terk etmeyeceğiz.   * ‘Eşbaşkanlık mor çizgimizdir’ diyerek kadın düşmanı kayyımların kentlerimizi erkekleştirmesine izin vermeyeceğiz.   * Adeta bir cins kırımına dönüşen kadın katliamlarına karşı ‘Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok’ diyerek her yerde örgütleneceğiz.   * AKP-MHP erkek ittifakı bilsin ki; kazanılmış haklarımızı onların insafına terk etmeyeceğiz. Biz kadınlar biliyoruz ki birlikteysek güçlüyüz. Bizi yaşatacak olan kadın dayanışmamız ve mücadelemizdir. Tüm kadınlara çağrımızdır; gelin hep birlikte mücadelemizle erkek iktidarların korkusu olalım. Yaşanabilir bir dünya için kadın kazanımlarımızı gasp ettirmeyelim.   * Tüm bu saldırıların tek bir amacı vardı. Biz kadınları ‘biat ettirmek’, ‘makbul kadın’ sıfatına bürünmemizi sağlamak. Faşist, erkek egemen iktidarların hedefi kadınları susturmak, dört duvar arasında sıkıştırmak, kadınların kazanılmış haklarına saldırarak gasp etmektir. Ancak unuttukları bir şey var ki, biz kadınlar, geçmişte olduğu gibi eşit, özgür bir yaşam için direnmeye ve mücadeleye etmeye daha kararlı ve güçlü devam edeceğiz.   * HDP Kadın Meclisi olarak; hep birlikte, kayyıma karşı, istismara karşı, infaz yasasına karşı, kadına yönelik şiddete karşı; Meclis’te, sokakta, mahallede, evde, meydanlarda, fabrikalarda, atölyelerde ve kentlerin her noktasında mücadele halinde eylem ve örgütlenme halinde olacağız.”   Açıklama, “Jin, jiyan, azadî” sloganı ve zılgıtlarla son buldu.