İstanbullu kadınlar: Hep birlikte daha güçlüyüz 2019-11-23 09:17:15 İSTANBUL – 25 Kasım iki gün kala şiddetin son bulması için önerilerini dile getiren İstanbullu kadınlar, "Hep birlikte daha güçlüyüz" dedi.  Dünyanın her yerinde bulunan kadınlar erkek şiddetine karşı 25 Kasım’da alanlarda olacak. Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'ne sayılı günler kala İstanbul'da yaşayan kadınlara mikrofon uzattık.   Emekli öğretmen Meral Yalçın, kadına yönelik şiddetin eğitimsizlik ve aile yapısından da kaynaklandığını belirtti. Çocukların ailelerinden gördüğü hareketleri devam ettirdiğini söyleyen Yalçın, eğitimin ailede başlaması gerektiğini belirterek, “Kadına şiddet uygulayanlara caydırıcı cezalar verilmeli. Benim anladığım kadarıyla toplumun bir kısmını susturmak, erkeklerin bildiği gibi düzenlerine devam etmelerini sağlamak istiyorlar. Kadınlar hakkını arasın, kendisini ezdirmesin” dedi.    ‘ŞİDDET KRİZLE ALAKALIDIR’    Kadına yönelik şiddetin adaletsizlikten kaynaklı olduğunu belirten Gonca Pür, “Kadınlara uygulanan şiddetin ekonomik krizle bir alakası olduğunu düşünmüyorum. Hiçbir kadın ekonomik sebeplerden dolayı şiddet görmeyi hak etmez” dedi.  Kadına şiddet uygulayan erkeklerin cezalarında indirim almalarının yanlış olduğunu dile getiren Pür, “Yeri gelince kadın ile erkeğin eşit olduğu söyleniyor ama siyasete bakınca kadınların yerinin çok az olduğunu görüyoruz. Kadın bir şikayette bulunduğu zaman dikkate alınması gerekiyor, yetkililer bu şikayetleri önemsemiyor. Korunmuyoruz, eğer koruma önlemleri alınsa kadın cinayetleri bu kadar fazla olmaz” diye ifade etti.    ‘KADINLAR HAKLARINI SAVUNSUN’    Kadın cinayetlerine dur denmesi gerektiğini belirten Nur Çağlayan da, “Erkek anlaşamayıp, boşandığı karısını, çocuğunu, herkesi öldürüyor. Bu ölümler tavuk ölüsünden daha kıymetsiz oldu. İndirim verilmemesi lazım bir kere yapan yine yapar. Kadınlar haklarını savunsunlar ki şiddet olmasın” dedi.   ‘HEP BİRLİKTE DAHA GÜÇLÜYÜZ’   Şiddetin her türlüsünün kötü olduğunu belirten Feyza Hacıoğlu, “Şiddetin her türlüsü kötü.  İnsana, hayvana hatta bir canlıya yapılan şiddet biçiminin hepsi kötü. Bunun da yetiştirilme tarzı ve bazı yanlışların doğru kabul edilmesi ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Kesinlikle bir eşitlik söz konusu olmalı” dedi. Her gün kendileri için önemli olduğunu aktaran Hacıoğlu, “Tabi ki 25 Kasım etkinliklerinde olacağız. Bütün kadınları da oraya davet ediyorum. Hep birlikte daha güçlüyüz” diye belirtti.    ‘BENDE ŞİDDET GÖRDÜM’    Kadınların güçlü olması için ekonomik özgürlüklerini kazanması gerektiğini söyleyen Sema Satır da, “Devletimiz de erkeklerden yana kadınlara hiçbir hak yok. Sahiplenme yok. Kadınlar erkeklerin her dediğini yapmasın, kadınlar köle değildir. Kadınlar da bir birey” diye belirtti. Kendisinin de şiddet gördüğünü söyleyen Satır, “Dışarıdan okudum. Şimdi güvenlik görevlisi olarak çalışıyorum. Her şeyi kendi başıma yaptım. Dört çocuğumu okuttum. Kimse beni ezmesin diye okudum, çalışıyorum” diye ifade etti.    'ÇEKET GİYİNCE DURUM DEĞİŞİYOR’    Aslı Ertaş ise “Yıllardan beri süre gelen bir ataerkillik söz konusu, bunu yıkamadığımız sürece kadına şiddet devam edecek. Asla yıkamadığımız tabularımız var. Bunları da yıkmalıyız” diye ifade etti.  Türkiye’nin kadına yönelik şiddetle ön sıralarda olduğunu sözlerine ekleyen Ertaş, “Eskiye dayanan düşüncelerimizi yıksak, erkek çalışır kadın pişirir tarzı aile yönetimini anlayışı kalksa şiddette yok olacak. Ne yazık ki erkekler hatta bazı kadınlar bile bu düşünceyi kaldıramıyor kafalarından. Ekonomik krizin etkisi olduğunu düşünmüyorum. İnsanların cebinde 1 TL’de olsa 1 milyon TL’de olsa kıskançlık oluyor. Kıskançlık, erkeğin ben üstünüm kaygısı şiddeti körüklüyor. Erkek kendini kadından üstün görüyor o yapamaz ben yapabilirim algısını yıkmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.  Kadına yönelik şiddet noktasında yargının verdiği kararların da etkili olduğunu söyleyen Ertaş, “Çünkü cinayet işleyen bir erkek beyaz gömlek siyah ceket giyince mahkemenin algısı değişiyor. Bir insanın üstünde paçavra olunca ondan uzaklaşılır, takım elbise olunca ona yaklaşılır bu önyargı oluşturan bir yaklaşım. Böyle olmaması gerekiyor. Bilinçlenmek gerekiyor. Gerçekten mutlu edici bir şey mor meclis gibi gruplaşmalar var. Kadınlar artık daha bilinçli. En azından ben yapabilirim diye yola çıkabiliyorlar” diye konuştu.