‘Kadınlara dair uygulamalarımız yine dünyaya örnek olacak’ 2019-03-03 09:14:59   DİYARBAKIR – DBP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eş Genel Başkanı Yardımcısı Hediye Karaaslan, kayyum atamaları öncesinde olduğu gibi 31 Mart seçimleri sonrasında izleyecekleri kadınların ihtiyaçlarını merkeze alan politikalarla yine dünyaya örnek olacak uygulamalara imza atacaklarını söyledi.   Hakların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, 31 Mart Yerel Seçimleri için hazırladığı "Kadın Seçim Beyannamesi’ni 10 Şubat günü Diyarbakır'da açıkladı. Beyannamede, ekolojik, kadın özgürlükçü ve eşbaşkanlık sistemine vurgu yapıldı. HDP’nin bileşenlrinden biri olan Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Hediye Karaaslan, beyannamede yer alan yerel yönetimlerle ilgili çalışmalar hakkında konuştu.   Karaaslan, beyannamelerinde yer alan kadın danışma merkezleri, sığınaklar, Alo Şiddet hatları, kadın istihdam merkezleri, kadın kooperatifleri, kadın semt pazarları, kadınlara ait satış alanları olan mor marketler, kent bostanları, kız öğrenci yurtları ve kreşlerle kadınların ihtiyaçlarını siyasetin merkezine koyacaklarını kaydetti.    Devletin tüm engellemelerine rağmen, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeler hazırlayacaklarını belirten Karaaslan, 31 Mart seçimlerinden sonra sadece Türkiye'ye değil, tüm dünyaya örnek olacak uygulamalara imza atacaklarını ifade etti.   ‘KADIN POLİTİKALARI DAİRE BAŞKANLIKLARI BİR İLKTİ’   Kayyımların cinsiyetçi ve eril politikalarına karşı, kadının yaşamın her alanında etkinleşmesi için mücadele edeceklerini vurgulayan Karaaslan, er ya da geç belediyeleri geri alıp, kadın politikalarına kaldıkları yerden devam edeceklerini dile getirdi. “Eşit temsiliyet” ilkesiyle çalışmalarını yürüttüklerini söyleyen Karaaslan, kayyum atamaları öncesinde DBP'li belediyelerin tamamında Kadın Merkezi, büyük çoğunluğunda Kadın Politikaları Daire Başkanlığı bulunduğunu hatırlattı.    Karaaslan, “Kadın Politikaları Daire Başkanlıkları, Türkiye’de bir ilkti. 1999’da açmaya başladığımız Kadın Merkezleri, 2014-2015’e geldiğimizde artık 45 belediyemizde uygulanıyordu. Kadın Politikalar Müdürlüğü, Kadın Politikalar Başkanlıkları şeklinde kendini kurumsallaştırmaya başladı. Yine aynı zamanda kadınlar da kendi karar mekanizmalarıyla belediyelerdeki bütün karar alma süreçlerine dahil olmaya başladı. Kadın meclisleri, Kadın kurumları, kadın koordinasyonları, kadın kurumları şeklinde belediyelerde kente dair her noktada kadın bakış açısı geliştirildi" diye belirtti.   ‘KENTİN SORUNLARI KADINLARI İLGİLENDİRİR’   Kentte yaşanan sorunların en çok kadını ilgilendirdiğinin altını çizen Karaaslan, doğal olarak kadınların kendi bakış açılarını geliştirmesinin çok önemli olduğu görüşünde.   KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADALE   Yine temel mücadele alanlarından birinin kadına yönelik şiddet olduğu üzerinde duran Karaaslan, bu konuşa şunları dile getirdi: “AKP iktidarının, şiddet üreten bir sistem olduğunu biliyoruz. Bununla mücadele etmek, aynı zamanda devletin ve iktidarın ürettiği şiddetle mücadele etmekle eş anlama geliyor. Kadın politikalarına yaklaşım mücadelemizi iki türlü yürütüyoruz; Şiddete karşı farkındalık yaratma ve Toplumsal bilinçlendirme. Bu da zihniyet eğitimleriyle, zihniyet değişimiyle yürütülen bir süreç. Bir anlamda da mevcut şiddet ortaya çıktığı zaman kadının yaşamını koruma altına alması ve gerçekten kadının kendini güvende hissettiği mekanlar yaratmak şeklindeydi ve biz dört belediyemizde Kadın Yaşam Evleri açmıştık.”   ALO ŞİDDET HATLARI   Karaaslan, kadına yönelik şiddetle mücadeleye dair Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı evler olmasına rağmen kadınların o yerleri tercih etmediğini de ekledi.    “Hem koşulları hem mantalite açısından bu sığınma evlerinden çok bizim belediyelerimize ait olan yaşam evlerimiz tercih ediliyordu” diyen Karaaslan, yine Diyarbakır ve Van büyükşehir belediyeleri bünyesinde kurulan Alo Şiddet hatlarının önemli bir rol üstlendiğini belirtti. Karaaslan, tüm bu örneklerin gelecek açısından çoğaltarak sürdürecekleri çalışmalar olacağını kaydetti.   ‘MÜCADELEMİZ KADINI YENİDEN EKONOMİ, TOPLUM VE DOĞAYLA BULUŞTURMAYI HEDEFLİYOR’   Hazırlanan Kadın Beyannamesi’nin diğer önemli bir başlığı ise, kadın ekonomisi. Bu noktada da önemli bir deneyime sahip olduklarını dile getiren Karaaslan, “Kadın politikalarının temel çalışmalarından birisi olarak gelecek dönemde kadın ekonomisini daha da güçlendireceğiz. Kürdistan bir bütünen ekonomisiz kılınmış ama en çok da kadın ekonomisiz kılınmıştır. Ekonomi ve toplumsal üretim kadından, dolaylı olarak da aslında toplumdan alınıp daha çok rant ve iktidar çevrelerine verilmiş durumda. Üretimin olmadığı, ekonominin olmadığı bir kadın gerçekliği sözkonusu. Bu nedenle mücadelemiz kadını yeniden ekonomiyle, toplumla ve doğayla buluşturmayı hedefliyor. Bu temelde kadınların işlettiği fırınlardan tutalım da kent bostanları, kadın kooperatiflerine kadar önemli çalışmalar söz konusuydu” diye konuştu.   SAĞLIK HAKKI   Sağlık sorunlarının ise, sadece tedavi olma süreci olmadığını, esas olarak hasta olmama hali olduğunu vurgulayan Karaaslan, savaş, baskı, talan ve sömürü düzeninin sağlığımız bozan temel etmenler olduğunu kaydetti. Sağlık hakkı için vazgeçilmez olanın, sağlıklı yaşam ortamının ve olanaklarının sağlanması olduğunu belirten Karaaslan, “AKP'nin sağlıklı olmayı bir hak olarak değil, bireyi müşteri olarak gören rantçı sağlık politikalarını reddediyoruz! Kadın sağlığını cinsiyetlendiren ve sadece üreme sağlığı ile bir tutan anlayış yerine, toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten bütüncül bir sağlık politikasını savunuyoruz. Bu amaçla da yaşamayı ve yaşatmayı esas alan kadınlar, toplumsal bir hak olarak anadilde ulaşılabilir, ücretsiz, nitelikli kadın sağlığı merkezlerini yerleşim alanlarımızda hep birlikte inşa edeceğiz” dedi.   Karaaslan, bu politika ve anlayışla belediyelerde madde bağımlılığı ile mücadele birimlerini oluşturup, mahallelerde uyuşturucuyla mücadele birimleri oluşturacaklarını ve gönüllüler ağı ile kampanyalar yürüteceklerini belirtti.   ANADİLDE EĞİTİM ÇALIŞMALARI   Karaaslan’ın üzerinde durduğu bir diğer önemli nokta, çok dilli hizmet prensibi oldu. Bölgede çok farklı diller konuşulduğunu belirten Karaaslan, Tek’lik üzerinden kurgulanan sistemin bu diğer dilleri yok etme ve asimile etmeye dönük bir yaklaşıma sahip olduğuna işaret etti.   Kendi dönemlerinde belediyelerde çok dilli hizmet verildiğini hatırlatan Karaaslan, “Çalışmalarımızı özellikle yerel dillerle bağ kurmak üzerinden kurguladık. Eğitimlerimiz Kürtçe lehçeleri ve varsa diğer diller üzerinden veriliyordu. Bu bağı kadının konuştuğu dille gerçekleştirmek gibi bir ilkemiz söz konusuydu. Bunun için kreşler, eğitim destek evleri gibi dil çalışmalarımız olmuştu. 2019 beyannamemiz de, bu deneyimler üzerinden kurgulandı ve bu deneyimlerin yaratmış olduğu sonuçları ilerde yeniden yerelde uygulamak gibi bir kararlılığımız olacak” dedi.     MA / Esra Solin Dal