AKP'nin 'kutsal aile' dayatması: Kadın kazanımları hedefte 2024-09-19 09:05:37 WAN - AKP'nin “kutsallık” atfettiği aile modelinde kadınların katledildiğini ve çocukların istismara uğradığına dikkati çeken Zozan Özgökçe, "Dayatılan aile modeli kadınları güçsüzleştiriyor” dedi.  Kurdistan ve Türkiye kentlerinde kadınlara ve çocuklara yönelik sistematik şiddet artarak devam ederken, kadınların kazanılmış hakları da ellerinden alınmaya çalışılıyor. AKP-MHP- Hür Dava Partisi üçgeni ve yargı kararlarıyla baskı altına alınmaya çalışılan kadınlar, hakları için mücadele etmeyi sürdürüyor.    JINNEWS’in Ağustos ayından derlediği çetelede, 31 kadın ve 5 çocuk katledildi, 15 kadın ve 3 çocuk ise şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Çetelede faillerin en yakınındakiler olduğuna dikkat çekilirken, eril yargı kararlarına da vurgu yapıldı. Şiddet bu kadar artarken son olarak Narin Güran’ın katledilmesi ve tüm delillerin ailesini işaret etmesi AKP-MHP’nin her fırsatta gündeme getirdiği “kutsal aile” yapısını bir kez daha sorgulattı.    Kadın hakları aktivisti Zozan Özgökçe, Türkiye’de kadına ve çocuklara yönelik politikaların her geçen gün kötüleştiğini söyledi.    Son birkaç hafta içinde özellikle çocuklara karşı işlenen suçlara dikkat çeken Özgökçe, “2 yaşındaki bir çocuğun istismara uğraması, Narin’in bedeninin bu kadar kötü bir şekilde parçalanması ve hayatına son verilmesi, şüpheliler hakkında yetkin bir soruşturma yürütülmemesi ülkedeki halin dünü, bugün ve yarının örneğidir. Kürtlerin yaşadığı bölgelerde böylesi olaylar olduğunda hepimiz ayağa kalkıyoruz ve gündemde tutmaya çalışıyoruz. Fakat batıdakiler ‘namus, töre cinayeti, feodalite’ olarak lanse ediyor. Bu dönemde birçok ırkçı söylemler gördük fakat bir bakıyoruz Konya’da bir erkek eşini katlediyor, hemen bakıyorsun Ordu’da bir anne bebeğini balkondan itiyor. Eril sistemin bir ırkı, milliyeti yok” dedi.   DEVLET, AİLE VE TARİKAT KISKACI   Özgökçe, eril zihniyetin hakim olduğu bir ülkede çocukların ve kadınların yaşamının tehlikede olduğunu söyledi. Türkiye’de sonu gelmeyen cezasızlık politikalarının yeni suçlar doğurduğunu vurgulayan Özgökçe, şöyle konuştu: “Her bir cezasızlık politikası kadınlar için bir travmadır. Kadın ve çocuklar devlet, erkek, aile ve tarikatların kıskacında, kesinlikle bir an önce bu sistemi değiştirip, dönüştürmemiz gerekiyor. Kadınlar olarak buna örgütlü ve topyekûn bir şekilde karşı çıkmamız gerekiyor. Biz nasıl bu hale geldik? Çocuklarımızı nasıl bu kadar bilimden uzaklaştırdık. Neden insan haklarından bu kadar uzaklaştık, Türkiye’de yasa neden uygulanmıyor? Makbule anneye cezaevinde o kadar acı çektirilmesi normal görülürken, kara para aklamaktan tutuklu olan Dilan Polat neden hemen tahliye ediliyor? Bu kadar çok adaletsizliğe neden maruz kalıyoruz. Bunları konuşmamız gerekiyor. Çünkü Türkiye gerçeklikleri bu sorularda saklıdır”   'ÖRGÜTLÜ MÜCADELE' VURGUSU   Kadına yönelik şiddeti “erkek kötülüğü” olarak yorumlayan Özgökçe, buna karşı örgütlü kadın mücadelesinin olması gerektiğine dikkat çekti. Kadınların en yakınları tarafından katledilmesine rağmen AKP iktidarının her fırsatta aileyi kutsayan açıklamalar yaptığını ve güçlendirilmesi için çalıştığını söyleyen Özgökçe, “Fakat artık zemin herkes için çok kaygan. İktidarın dayattığı ‘Aile-Devlet-Kutsallık’ üçgeni kadın örgütlenmesinin önünde engel oluyor. Bizim gibi düşünen, iktidarın bu yaptıklarına eleştirel bakan kişilerin bir araya gelip, örgütlenmesi gerekiyor. Kendimizi koruyarak örgütlenmeliyiz. Elimizde sadece örgütlü mücadelemiz kaldı” diye belirtti.    Özgökçe, iktidarın aile kurumunu güçlendirme hedefine işaret ederek, şöyle devam etti: "Aileye kutsallık atfedildikçe kadınlar o aile içinde güçsüzleşiyor. Peki devlet neden aileyi kutsal kılmaya çalışıyor? Çünkü eril zihniyeti aile içerisinde büyütecek ve kadın kazanımlarını içten içe yok edecek. Devlet aile içerisinde erkekle muhatap oluyor, kadını zaten görmezden geliyor. Kadınlar aile içerisinde hep ikinci ya da üçüncü pozisyonda oluyor. Kadını ezen, eve kapatan yasalar var artık. Bu konularda bilinçlenmemiz lazım ve kendimizi bu sistem içerisinde görünür kılmamız gerekiyor. Her bir kadının farkındalık ve bilinçlenme düzeyinin artması gerekiyor.”