‘Garibe Gezer’i devletin baskı politikaları katletti’ 2021-12-10 14:11:27 HABER MERKEZİ - Cezaevinde Garibe Gezer’in şüpheli ölümüne dikkat çeken STÖ’ler, "Garibe’yi devletin baskı politikaları katletti” diyerek, sorumluların derhal açığa alınması gerektiğini söyledi.     Sistematik işkence gördüğü ve tecavüze uğradığı Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Garibe Gezer’in ölümüne ilişkin Mardin, Van, Mersin ve Adana'da protesto açıklaması yapıldı.    MARDİN   Özgür Kadın Hareketi (TJA), Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mardin il binası önünde açıklama gerçekleştirdi. Açıklamaya, TJA aktivislerinin yanı sıra, HDP Mardin İl Örgütü, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA DER) yöneticileri ile çok sayıda kadın katıldı.    "Yasta değil isyandayız, Garibe Gezer ölümsüzdür" pankartının açıldığı açıklamada, Gezer'in fotoğraflarının yanı sıra "Katilleri tanıyoruz", "Kadın özgür yaşamı inşa edeceğiz" dövizleri taşındı. Açıklamada konuşan HDP Mardin İl Eşbaşkanı Perihan Ağaoğlu, tüm kadınların Garibe Gezer’in mücadelesine sahip çıkması gerektiğini belirterek, “Garibe’yi devletin baskı politikaları katletti” dedi.   ‘GARİBE ÖLDÜRÜLDÜ’   Ardından konuşan TJA Mardin Sözcüsü Eylem Amak, cezaevlerinin uzun bir süredir hak ihlalleri, darp, kötü muamelelerin odağı haline geldiğini söyledi. İktidarın en büyük vaadinin yeni harflerle adlandırılmış cezaevleri olduğunu belirten Amak, “F tipleri, T tipleri, yüksek güvenlikli ve son olarak S tipleri olarak adlandırılan cezaevlerinde temel hedef, sindirme, baskı ve şiddet politikaları olarak karşımıza çıkmaktadır. Uluslararası hukuk bir yana, en geçerli insani ilkelerin dahi askıya alındığı bir süreçte Garibe Gezer öldürüldü” diye belirtti.    ‘SORUMLULAR HESAP VERSİN’   Gezer’in son telefon görüşmesinde de ailesine iyi olduğunu aktardığını söyleyen Amak, “Garibe'yi tam tecrit-izolasyon ve her gün öldürme amacıyla kurulmuş olan ceza infaz sistemi, fiziki-cinsel saldırılar neticesinde kaybettik. Yaşanılan bu acının sorumlularını tespit etmek isteyen avukatlara hem otopsi sürecinde hem de cezaevi girişinde engeller oluşturulmuştur. Saklanan her neyse sorumlular oradadır. Sorumluların hesap vermesi adına ilgili infaz kurumundaki tüm sorumluların derhal görevden alınması ve haklarında etkin soruşturma başlatılması gerekmektedir” diye konuştu.   DUYARLILIK ÇAĞRISI   Amak, “Garibe ölmedi, öldürüldü. Tüm sorumluların ortaya çıkarılması açısından herkesi duyarlı ve sorumluluk almaya davet ediyoruz” diyerek, tarafsız heyetlerin denetimlerde bulunması gerektiğini dile getirdi.    ‘KADINLAR YALNIZ DEĞİLDİR’   Aynı cezaevinde tutulan Aysel Tuğluk’un yaşadığı sağlık sorunlarına değinen Amak, devamla şunları söyledi: "Adli Tıp Kurumu (ATK) önce ki kararlarında olduğu gibi Tuğluk kararında da siyasi bir tutum sergilemiştir. Başta hasta tutsaklar olmak üzere, siyasi rehine olarak tutulan kadınları, zindanlardan mücadelemiz ve direnişimizle çıkartacağız” dedi.   Açıklama, “Jin jiyan azadî”, “Şehîd namirin” ve “Bijî berxwedana zindana” sloganları ve zılgıtlarla son buldu.   Garibe Gezer’in şüpheli ölümü: Hesap soracağız    VAN    Garibe Gezer’in ölümüne ilişkin Van Barosu ve Star Kadın Derneği ortak açıklama yaptı. Açıklamaya, Özgür Kadın Hareketi (TJA), Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Van Şubeler Platformu Kadın Meclisi, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Kadın Meclisi, İnsan Hakları Derneği (İHD) Kadın Meclisi ve çok sayıda kadın katıldı.    Van Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda yapılan açıklama metnini avukat Jiyan Özkaplan okudu.    ‘İŞKENCE MAĞDURU BİR KADIN’   Gezer’in işkence mağduru bir kadın olduğunu söyleyen Özkaplan, “Garibe Gezer 2016 yılında Mardin Dargeçit'te yaşanan olaylardan dolayı gözaltına alınmış ve beş yılı aşkındır tutuklu bulunmaktaydı. Garibe Gezer'e Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi yönetimi tarafından 2021 yılında hücre cezası verilmiş ve daha sonra Garibe Gezer Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevine sevk edilmişti. Bu cezaevinde de Garibe'ye 22 günlük hücre cezası verilmiştir. Gezer, üç kişilik koğuşlara geçmeyi talep etmişse de, Kandıra Cezaevi yönetimi Gezer'i zorla tek kişilik hücreye götürmek isteyince bu durumu protesto etmiştir” dedi.    CİNSEL ŞİDDET UYGULANDI   Cezaevi yönetiminin Gezer’i yarı çıplak ve yerde sürükleyerek süngerli odaya götürdüğünü hatırlatan Özkaplan, Kandıra Cezaevi’nde Gezer'e cinsel ve psikolojik şiddet uygulandığını belirtti. Özkaplan, “Garibe, kendisine yönelik sistematik işkence ve tecavüzü bir mektupla anlatmış ve yaşadıklarının kamuoyu tarafından bilinmesini istemiştir. Ne yazık ki dün cezaevi yönetimi, Garibe'nin intihar ettiğini ailesine bildirmiştir” diye konuştu.    ‘SAVCILIK SUÇ ORTAĞIDIR’   Savcılığın alelacele avukatları beklemeden otopsi işlemini yaptığı ve bu tavrıyla gizledikleri gerçeklerin ortaya çıkmasına engel olmaya çalıştıklarını belirten Özkaplan, şöyle devam etti: “Garibe'ye uygulanan insanlık dışı muamele ve işkenceler ortadayken cezaevi ve savcılık makamı sessiz kalarak bu suça ortak olmuştur. Burada belirtmek isteriz ki, bu ölüm şüpheli bir ölümdür. Bir kadına cezaevinde tecavüz ediliyor, cezaevi yönetimi tarafından insanlık onuru zedelenerek işkenceye maruz bırakılıyor ve tüm bu durumlar için suç duyurusunda bulunulmasına rağmen savcılık makamı sorumluların ortaya çıkması için hiçbir işlem yapmıyor. Savcılık hiçbir işlem yapmayarak bu suça ortak olduğunu açık bir şekilde ortaya koymuştur. İşkence, tecavüz, cinsel saldırı suçlarını işleyen Kandıra cezaevi yönetim ve personeli ile beraber bu suçlara ortak olan savcılık makamı, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı yaşanan bu ölümden sorumludur. Tüm sorumlular hakkında ivedilikle soruşturma başlatılmalıdır” ifadelerini kullandı.    ‘HESAP SORACAĞIZ’    Özkaplan, kadın katliamlarına değinerek, “Hapishanede Garibe Gezer, dışarıda Deniz Poyraz ve nice kadınları katledenler duysun ki; hakikat ortaya çıkıp katiller en ağır cezayı alana kadar ve adalet yerini bulana kadar bizler buradayız ve hepsinden hesap soracağız. Ve herkesçe bilinmesini isteriz ki, insanlık onuru işkenceyi yenecektir” şeklinde konuştu.   ADANA   Akdeniz Adana Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (AATUHAY-DER) Gezer’in ölümüne dair İnönü Parkı'nda basın açıklaması yaptı. Gezer'in fotoğrafının olduğu, "Faili belli adaleti meçhul bu sistemde katledildi. Garibe Gezer" yazılı pankartın açıldığı açıklamaya, çok sayıda kişi katıldı. Açıklamada konuşan AATUHAY-DER Eşbaşkanı Nimet Sezgin, cezaevlerinin uzun süredir hak ihlalleri, darp ve kötü muamelenin odağı haline geldiğini ifade etti.   "Garibe'yi tam tecrit izolasyon ve her gün öldürme amacıyla kurulmuş olan ceza infaz sistemi, fiziki cinsel saldırılar neticesinde kaybettik" diyen Sezgin, şöyle konuştu: "Garibe ölmedi, öldürüldü. Tüm sorumluların ortaya çıkarılması açısından herkesi duyarlı ve sorumluluk almaya davet ediyoruz. Keyfiyetin, baskının, işkencenin merkezi olan cezaevlerinde derhal tarafsız heyetler ile denetimler yürütülmeli ve tekleştiren cezaevi politikalarından vazgeçilmelidir."   MERSİN   Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER) de, dernek binasının önünde basın açıklaması yaptı. “Zindan direnişçileri ölümsüzdür” pankartının açıldığı açıklamada, sık sık “Biji berxwedana zindanan”, “Şehit namirin” sloganları atıldı.   Açıklamayı okuyan Çukurova TUHAY-DER Sekreteri Ergin Altuntaş, Gezer’in maruz kaldığı uygulamalara dikkat çekerek, “Garibeyi kaybettik-kaybettirildi!” dedi.   Gezer ile aynı cezaevinde kalan ve hafıza kaybı yaşayan Aysel Tuğluk’un durumuna da değinen Altuntaş, verecekleri mücadele ile hasta tutukluların cezaevinden çıkaracaklarını söyledi.    Açıklama, Gezer’in şüpheli ölümünü protesto etmek amacıyla yapılan bir dakikalık oturma eyleminin ardından son buldu.