Evler ‘şiddet yuvası’na dönmeden önlem alınsın 2021-05-11 09:01:51 MERSİN - Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın verilerine göre geçen yıl Mersin’de bin 343 kadın ve çocuk gördükleri şiddet nedeniyle sığınma evine başvurdu. Kadın örgütleri, evlerin “şiddet yuvasına” dönmeden acil eylem planının hazırlanması gerektiğini belirtti.  Salgınla mücadele kapsamında ülke genelinde 29 Nisan-17 Mayıs arası tam kapanmaya gidilirken, gözler de bir önceki pandemi sürecinde artış yaşanan kadına yönelik şiddete çevrildi. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun (TKDF) son verilerine göre, şiddete maruz bırakılan kadınların sığınma evi talebi yüzde 78 arttı. Bununla birlikte kadınlara yönelik fiziki şiddetin yüzde 80, psikolojik şiddetin ise yüzde 93 oranında artış gösterdiği kaydedildi.   Özellikle eve kapanma süreçlerinde ciddi bir artış söz konusu olurken, bu tablonun oluştuğu kentlerden biri de Mersin. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2020 yılı verilerine göre, kentte 799’u kadın, 544’ü çocuk olmak üzere toplam bin 343 kişi şiddete maruz kaldığı için sığınma evine başvurdu. Ancak artan şiddet olaylarına karşı kentte kadınların başvurabileceği sadece 4 merkez bulunuyor. Bunların 2’si Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) diğer 2’si belediyeler bünyesinde faaliyet gösteren merkezler.    ŞİDDET YUVASI!   Mersin Günebakan Kadın Derneği Başkanı Zübeyde Akpınar, son 3 ayda 20 kadının şiddet nedeniyle derneklerine başvurduğu bilgisini paylaşarak, kadınlar için “Acil Eylem Planının” devreye konulması gerektiğini söyledi. Pandeminin sadece bir sağlık sorunu olmadığına dikkati çeken Akpınar, sürecin toplumsal, ekonomik ve sosyal boyutlarının da olduğunu vurguladı. Kapanma dönemlerinde kadına yönelik artan fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddete değinen Akpınar, erkeklerle aynı ortamda kalmak zorunda bırakılan kadının şiddet gördüğünü belirtti. İktidarın kadınları korumaya dönük politikalarının olmadığını vurgulayan Akpınar, “’Hayat Eve Sığar’ denilerek kadınlar evlere kapatılıyor ama önlem alınmazsa kadınlar için o evler şiddet yuvası olmaya devam edecek” dedi.    MOBİL DESTEK ÖNERİLERİ    Kadınlar için faaliyete geçirilen acil yardım hatları ve mobil destek uygulamalarının, sosyal medya ve basın yoluyla yaygınlaştırılması ve görünürlüğünün artırılması gerektiğine işaret eden Akpınar, “Şiddet uygulayan erkekler için uzaklaştırma kararları daha hızlı alınmalı ve etkin şekilde uygulanmalı. Sığınma evlerinin çoğaltılması, 6284 sayılı yasanın uygulama koşullarının pandemiye göre uyarlanarak ‘Acil Eylem Planı’ çıkarılması gerekiyor. Ayrıca kadın sığınma evlerinin koşulları salgın açısından değerlendirilerek yeniden düzenlenmeli” ifadelerini kullandı.    8 İLÇE 2 SIĞINMA EVİ    Kentteki sığınma evlerinin yetersizliğine değinen Akpınar, nüfusu 100 bini geçen yerlerde belediyelerin sığınma evi açma yükümlülüğü bulunduğunu hatırlattı.  Mersin’de 8 belediyeden sadece Mersin Büyükşehir Belediyesi ile Tarsus Belediyesi bünyesinde 2 sığınma evinin olduğunu anımsatarak, “Bu iki noktada Kadın Danışma Merkezi var. Diğer ilçelerde Kadın Danışma Merkezi dahi yok. Kadınların şiddet karşısında sağlıklı bilgi alacakları ve kendilerini güvende hissedecekleri yerler yok. Oysa şiddet olaylarında kadınların ilk ulaşacakları yerler yerel yönetimler olmalı. Bu konuda daha geniş kapsamlı bir çalışma yapılmasını talep ediyoruz" diye belirtti.    DANIŞMA HATLARI    Kadın Savunma Ağı’dan Çiğdem Serin ise, AKP iktidarının kadınların yaşamlarını hiçe sayan kararlar aldığını söyledi. Kadınların şiddet karşısında başvurabileceği ve konaklayabileceği mekanlar ile 7-24 ulaşacağı çok dilli acil danışma hatlarının devreye konulması gerektiğini dile getirdi.   MA / Esra Solin Dal