8 Mart’tan Newroz’a ateşten bir köprü 2021-03-19 10:36:36 AĞRI - Direnişi ve özgürlük tutkusuyla Newroz'a anlam veren kadınlardan Sema Yüce, üzerinden 23 yıl geçen eylemiyle günümüzde halen kadınların mücadelesine ışık tutuyor.  Ortadoğu halkları bu yıl bir kez daha Demirci Kawa’nın zalim hükümdar Dehak’a karşı kazandığı mücadelenin simgesi haline gelen Newroz ateşini yakmaya hazırlanıyor. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yılda gözler, milyonlarca kişiyle görkemli kutlamalara sahne olan bölge kentlerine çevrilecek. Bu yıl "Newroz ateşiyle direnelim, özgürleşelim" şiarıyla kutlanacak olan Newroz, Mazlum Doğan'ın 1982 yılında cezaevinde 3 kibrit çöpü ile bedenini ateşe vermesiyle bölge kentlerinde kitleselleşmeye başladı. Sonraki yıllarda Rahşan Demirel, Zekiye Alkan, Bedriye Taş (Ronahi), Nilgün Yıldırım (Berivan) ve Sema Yüce'nin de bedenlerini ateşe vermesiyle Newroz kutlamaları daha da farkı bir anlam kazandı.   MÜCADELEYLE GEÇEN YAŞAM   Kürt halkına yönelik baskılara karşı bedenini Newroz ateşinin meşalesine çeviren kadınlardan Sema Yüce, 1971 yılında Ağrı'nın Tutak ilçesine bağlı Aşağı Kargalık (Qerxelixa Jêrê) köyünde dünyaya gelir. İlköğretim ve liseyi okuduktan sonra 1987'de Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Sosyoloji Bölümü'nü kazanan Yüce, bu yıllarda yaşanan baskılardan yeterince nasibini alır. Yüce, daha 3’üncü sınıf öğrencisiyken PKK’ye katılır ve 1992 yılında Ağrı'da yapılan bir ihbar sonucu gözaltına alınarak, tutuklanır. Hakkında açılan davada 22 yıl hapis cezasına çarptırılan Yüce, 21 Mart 1998’de tutuklu bulunduğu Çanakkale Cezaevi'nde bedeni ateşe verir. İstanbul Cerrahi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne ağır yaralı olarak kaldırılan Yüce, 84 gün sonra yani 17 Haziran’da yaşamını yitirir.   SEMA'NIN ÖZGÜRLÜK TUTKUSU   Yüce, bedenini ateşe vermeden önce Kürtlere yönelik politikalara dikkat çekmek amacıyla bir mektup da kaleme alır. Mektubunda köleliğe karşı duyduğu özgürlük tutkusunu işleyen Yüce, "Kadınlar, küllenen Kürt ateşinin kıvılcımlarıdırlar. Küllerinden yeniden doğmayı başaran bunun kıvılcımı olan her kadın, özgür Kürdistan'ın dokuyucusu olacaktır. Beynimi, yüreğimi ve bedenimi 8 Mart’tan 21 Mart’a ulaşan ateşten bir köprü yapmak istiyorum. Çağdaş Kawa, Mazlum Doğan’ın ve tüm şehitlerimizin iyi bir öğrencisi olabilmek için Zekiye gibi yanmak, Rahşan gibi Newrozlaşmak istiyorum…” der.   YÜZLER 'SEMA' OLDU   "Newroz'a anlam veren kadınlar"dan biri olarak tarihe iz bırakan Yüce, hem mektubuyla hem de eylemiyle Kürt kadınlara büyük bir miras bıraktı. Yüce'nin yaşamını yitirmesinin ardından, özellikle bölge kentlerinde birçok kız çocuğuna Sema ismi verildi. Hozan Serhat'ın “Ağrı’nın isyan kızı” bestesiyle daha da tanınır hale gelen Yüce'nin ismi, daha sonra doğduğu kent başta olmak üzere birçok yerde kadın kurumlarına verildi.   ANNE YÜCE: TAKİPÇİSİYİZ   Ölümünün üzerinden 23 yıl geçen kızının mücadelesini anlatan anne Zennur Yüce, "O'nun direnişi ve çalışmalarının tümü halkı içindi" dedi. Kürt gençlerinin yıllar boyu baskıya karşı mücadeleyi esas aldıklarını ve kızının da bu gençlerden biri olduğunu kaydeden anne Yüce, "Onunla gurur duyuyoruz. Sağ olduğumuz sürece onların mücadelelerini takip edeceğiz. Onlara söz veriyoruz; 'Üzerimize düşen sorumluluk neyse yerine getireceğiz."   MA / Gökhan Altay