Kadınlar Gercüş için sokakta: Susmuyoruz, korkmuyoruz 2020-12-07 12:15:19 HABER MERKEZİ – Batman'ın Gercüş ilçesinde yaşanan tecavüze ve olayını araştıran gazetecilerin tehdit edilmesine tepki yağdı. HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, " Özellikle üniformalıların işin içine karıştığı bu tür olayların üstünün örtülmesine izin vermeyeceğiz" dedi.    Özgür Kadın Hareketi (TJA), Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, Batman'ın Gercüş ilçesinde bir çocuğun aralarında kolluk kuvvetlerinin de bulunduğu 27 kişinin tecavüzüne uğramasına ilişkin Türkiye Petrol, Kimya ve Lastik İşçileri Sendikası (Petrol-İş) Batman Şubesi bahçesinde açıklama yaptı. “Çocuk istismarının affı olmaz” pankartının açıldığı açıklamada, “Tecavüzü korumak insanlık suçudur”, “Koruma, aklama, yargıla!” ve “İstismara sessiz kalma” dövizleri taşındı.  Açıklamaya HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, yerine kayyum atanan Batman Belediyesi Eşbaşkanı Songül Korkmaz ve TJA aktivistleri katıldı.     İPEK ER OLAYI   Grup adına açıklama yapan HDP Merkez İlçe Eşbaşkanı Gurbet Doğan, Kürt illerinde kolluk güçlerinin karıştığı olayların artık takip edilemeyecek kadar çok olduğunu söyledi.  İpek Er ile Gercüş olayının devletin bir politikası olduğunu kaydeden Doğan, “İpek Er’e tecavüz ederek ölümüne sebep olan Uzman Çavuş Musa Orhan’ın serbest bırakılması beraberinde Gercüş olayını da getirmiştir. Kolluk göçlerinin ‘Ben yapsam da bana bir şey olmaz’ anlayışı içinde olduğunu bir kanıtıdır aslında bu. Yaşanan her taciz ve tecavüz sonrası yetkililerin yaptığı açıklamada etki ediyor” diye konuştu.   KADIN CİNAYETLERİ   HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran da Türkiye’de AKP iktidarıyla beraber her gün kadına yönelik şiddet ve çocuğa yönelik istismar vakasıyla karşı karşıya kalan bir toplumsal gerçeklikle karşı karşıya olduklarını söyledi.  Neredeyse her sabaha bir kadın cinayeti ile uyandıklarını kaydeden Başaran, “Her gün çocuğa yönelik istismar haberleri ile uyanan bir toplum haline geldik. Kürdistan’da ayrıca özel bir politikanın yürütüldüğünün çok farkında ve bilincindeyiz. Daha önce İpek Er bir uzman çavuş tarafından kaçırıldı, günlerce hürriyetinden alıkonuldu, tecavüze uğradı intihara sürüklendi. Ancak Musa Orhan sadece bir hafta tutuklu kaldı. Musa Orhan, ön kapıdan girdiği cezaevinin arka kapsından çıktı. Ve o dönem de iktidar sözcüleri, Emniyet ve İçişleri Bakanı bu meselenin failinin yargılanması için ellerinden geleni yapacaklarını söyleyeceklerine, yaşamını yitirmiş, istismara uğramış çocukların, kadınların yanında olacaklarını söyleyeceklerine, kadınları ve buna karşı mücadele edenleri hedef gösterdiler” ifadelerini kullandı.    GİZLİLİK KARARI   İki ay önce, bir çocuğun istismarının ortaya çıkması ve bununla ilgili yapılan haberin akabinde Batman Valiliğinin ve Emniyet Müdürlüğü’nün "Olayı inceliyoruz" açıklamasını yaptığını hatırlatan Başaran, “Dosyaya gizlilik kararı konuldu ve yayın yasağı getirildi. Bir istismar meselesinin yine cezasızlık politikasıyla örtülmeye çalışıldığının farkındayız. Dün de kamuoyuna basına yansıyan bilgileri bütün Türkiye gördü. Bu mesele tıpkı İpek Er olayında olduğu gibi Musa Orhanlar elini kolunu sallaya sallaya çocukları taciz ediyor, tecavüz ediyor, ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşıyorlar. Bu haber dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun bırakın açıklamayı, istifa gerekçesidir. Bırakın kadınlara saldırmayı bu konuyla ilgili bütün toplumdan özür dileme gerekçesidir. Ama dünden beri Valilik, Emniyet tek bir açıklama yapıyor. Yayın yasağını çiğneyenlerle ilgili soruşturma başlatılacakmış. Bir istismar dosyasıyla ilgili neden yayın yasağı getirilir? Bu olayı araştıran Jinnews’ten kadın arkadaşımız Gercüş'te tehdit edildi. Yapılan haber erişime engellendi” dedi.   ‘GERCÜŞ’TE NE OLUYOR?’   "Gercüş’te ne oluyor?" diyenlerin hedef alınmasına tepki gösteren Başaran, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ama buradan bir kez daha çağrıda bulunuyoruz, sesleniyoruz: Biz kadına yönelik şiddet, istismar dosyalarında, özellikle üniformalıların işin içine karıştığı bu tür olayların üstünün örtülmesine izin vermeyeceğiz. Suçluların aklanmasına izin vermeyeceğiz. Yetkililer de bizi tehdit etmekten vazgeçsin. Biz tehditlere boyun eğmeyiz. Geri adım atmayız. Asıl yapacakları, işlerini yapmaktır. Suçluları failleri tespit etmek ve cezalandırmaktır. Şimdiden algı operasyonları ve manipülasyonlar ile dosyaya yön vermek değildir. Kendilerinde bu hakkı görmekten vazgeçsinler. Kürdistan topraklarında bu özel savaş politikalarını uygulamaktan vazgeçsinler. Gercüş’te ortaya çıkan bu istismar, tecavüz meselesinin takipçisi olmaya devam edeceğiz. Er ya da geç bu kişilerin, faillerin yargı önünde cezalandırılmasını sağlamak için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.  Susmuyoruz, korkmuyoruz. Adalet demekten vazgeçmeyeceğiz. Sizin suçlarınızı deşifre etmekten vazgeçmeyeceğiz. Bunun böyle bilinmesi gerekir. Gercüş’teki küçük çocuğa ve bu tecavüzlere maruz kalan kadınlara sesleniyoruz: Yalnız değilsiniz. Biz varız, HDP var TJA var, mücadele eden kadınlar var. Hep beraber mücadele edeceğiz.”   DİYARBAKIR   HDP Diyarbakır  Kadın Meclisi ve TJA,  Batman'ın Gercüş ilçesinde aralarında kolluk kuvvetlerinin de bulunduğu 27 kişinin bir çocuğa tecavüz etmesine ilişkin il binasında basın açıklaması gerçekleştirdi. "Erkek devlet şiddetini teşhir ediyoruz" pankartının açıldığı açıklamada konuşan TJA aktivisti Bahar Karakaş Uluğ, erkekliğe hizmet edecek yasaların gündemleştirilmesi, cezasızlık politikaları ve erkekliği şahlandıran açıklamaların kadınlara ve çocuklara yönelik şiddeti, tacizi, tecavüzü, istismarı gün geçtikçe arttırdığını kaydetti.   ‘DÜŞMAN HUKUKU’   “Kürdistan’da işlenen her suç mülki amirlerinin açıklamaları ile beraber ilk desteklerini alıp yargı yoluyla da aklanmaktadır” diyen Uluğ, özel savaş politikalarının bir parçası olan bu olayların düşman hukukunun kadın ve çocuk bedeni üzerinden intikam alma, itibar sarsma, toplumsal değer yargıları ile oynayarak kimliksizleştirme ve ahlaksız bir yaşamı dayatma, dayatamadığını öldürme, intihara sürüklediğini söyledi.    ‘KÜRT ÇOCUKLARINA ŞİDDET’   Devletin çocuk yaşta evlilikleri onaylama çabasının sürekli gündemde tuttuğunu belirten Uluğ, bu durumun çocuklara yönelik işlenen suçların artarak devam etmesine sebep olduğunu aktardı. Şiddeti üretenin, bütün resmi organlarıyla beraber mevcut hükümetin kendisi olduğuna işaret eden Uluğ, İktidara geldiği günden bugüne özelde Kürt halkına genelde bütün muhaliflere yönelik sınır tanımayan bir şiddet politikası üretmiştir. Bu ülkede Kürt sorunu yoktur açıklamaları yapan iktidar ve destekçileri, Kürt çocuklarına, kadınlarına ve bir bütün olarak iktidara muhalefet eden tüm kesimlere karşı işlenen taciz, tecavüz ve katletmeleri teşvik eder bir tutum ortaya çıkarmak eğilimindedir” diye belirtti.   ‘OLAYIN TAKİPÇİSİYİZ’   Uluğ konuşmasının devamında şunları söyledi: “Bu kirli politikalar toplumsal muhalefet refleksini daha güçlü bir noktaya taşıyacak ve mücadele refleksini daha da güçlendirecektir. Tüm demokrat, aydın, sanatçı, yazar, baro, İHD, hukukçular derneği, kadın dernekleri ve dinamiklerini, pedagog ve psikologları derhal harekete geçmeye çağırıyoruz. Olayın takipçisi olacağımıza ve sorumlular yargılanıp, cezalandırılıncaya kadar mücadele edeceğimize, kadın ve çocuklar üzerinde geliştirilen bu kirli politikalar son buluncaya kadar mücadele etmeye her olayın teşhirini sağlamaya devam edeceğiz.”   MARDİN    Mardin Şahmaran Kadın Platformu da yaşananlara ilişkin yazılı açıklama yaptı. Bölgede Kürt halkının ahlâkî ve politik değerlerine yoğun bir saldırı olduğu belirtilen açıklamada, "Bölgede artan taciz, tecavüz, istismar ve fuhuş olaylarının tesadüf olmadığını, bu olayların Batman'daki uzman çavuş Musa Orhan ve Mardin'deki özel harekât polisi B.K olayında olduğu gibi birçok olaya yönelik cezasızlık politikalarının bir sonucu olduğunu biliyoruz. Batman, Mardin, Şırnak ve Dersim gibi birçok yerde taciz ve tecavüze uğrayan birçok kadın ve çocuğun çığlığı daha da kulaklarımızdadır ve acıları hâlâ yüreğimizdedir. 'Êdî bese!'', ''Artık yeter!'' diyoruz. Kadına ve çocuklara yönelik bu özel savaş politikalarınıza karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz" denildi.