TJA İzmir'de ‘Kendimizi savunuyoruz’ kampanyasının startını verdi 2020-09-17 18:12:34   İZMİR- TJA, İmralı'da yürütülen ağır tecridin yanı sıra, tacize, tecavüze, siyasi soykırıma ve inançlara yönelik saldırılara karşı 4 ay sürecek "Kendimizi savunuyoruz" kampanyasının startını İzmir'de verdi.   Özgür Kadın Hareketi (TJA), İzmir'de “Em xwe diparezin” (Kendimizi savunuyoruz) şiarıyla başlattığı 4 aylık kampanyanın startını yaptıkları basın toplantısıyla verdi. Halkların Demokratik Partisi  (HDP) İzmir İl Örgütü binasında yapılan açıklamada, ”Tecritte son yaşama ses ver”, “Jin Jiyan Azadî, Jinen Ciwan Li Peşeroja Xwe Xwdi Derdikewin”, “Em Xwe Diparezin” ve “Peymana Stenbol'e Dide Jiyandin” pankartları asıldı. Program kadın mücadelesi ve “Kendimizi savunuyoruz” kampanyasının amacını tanıtan sinevizyon izletildi. Kampanyanın basın metinin Kürtçesini Jiyan Akan, Türkçesini ise Türkan Poyraz okudu.   KENDİMİZİ SAVUNDUK   Kadınların uğradığı saldırılara karşı kendilerini savunarak bugünlere geldiklerini hatırlatan Poyraz, kadın mücadelesinde devletin kadına karşı özel savaş politikalarını derinleştirdiğini söyledi. Poyraz, “DÖKH (Demokratik Özgür Kadın Hareketi) ile birlikte örgütsüz özgürlük olmaz da ısrar eden Gülbahar Gündüz, Afife Mintaş gibi kadınlara İstanbul, Amed ve daha birçok kentte sivil polisler cinsel ve fiziksel işkence uyguladı. Korkmadık daha çok alanlara akarak kendimizi savunduk. Tecavüz kültürünü aşalım, demokratik toplumu yaratalım kampanyası ile tecavüzün sadece kadın bedeniyle özdeşleştirilmesine karşı çıktık" diye konuştu.   HESAP SORUYORUZ   “Tecrit insanlığa karşı işlenen suçtur diyerek tecritte karşı özgürlüğü savunduk, savaşa karşı onurlu barış mücadelesini olmazsa olmazımız oldu” diyen Poyraz, şunları söyledi: “Toprağımıza, özgürlüğümüze, önderliğimize sahip çıkıyoruz kampanyası ile var olma savunması yaptık. Bugün Gülistan Doku nerede kampanyası ile kadın jineosidine hesap soruyoruz. Yine bugün yüzyıllık saldırı çeşitlerini daha da derinleştirerek cenaze ve mezarlıklara savaş açmış olan zihniyete, sisteme karşı direniyoruz."   İTAAT ETMEYECEĞİZ   Poyraz, bugün de “Kendimizi savunuyoruz”  kampanyasıyla erkek egemen zihniyetine ve AKP-MHP rejimine itaat etmeyeceklerini vurguladı. Kürdistan ve Türkiye’de erkek egemen devletin erkek egemen aile ve toplumda bin bir emek ve bedelle elde edilen kadın kazanımlarının çalındığını ifade eden Poyraz, "Artık yeter! Militarizmi, ırkçılığı, cinsiyetçiliği dini istismar ederek biz kadınlara karşı örgütlenen AKP-MHP rejiminin işbirlikçileri de yanına alarak oluşturduğu erkek egemen zihniyete karşı kendimizi kadın özgürlük ideolojisi ile savunuyoruz diyerek yola çıkıyoruz. Zulme dayanmayacağız, özgür ve eşit bir yaşam için direneceğiz" diye belirtti.   ÖZGÜRLÜĞÜ SAVUNACAĞIZ   İmralı tecridine karşı özgürlüğü savunacaklarını dile getiren Poyraz, Kürt olmakla ve Kürtçe konuşmakla linçe davetiye çıkaran AKP-MHP rejimine karşı anadilde eğitim alma hakkını kurumlaşarak savunacaklarını ifade etti. İstanbul sözleşmesinden imzayı geri çekmenin veya maddelerini değiştirmenin kadın katliamlarının belgesini imzalamak olduğunu sözlerine ekleyen Poyraz, çocuklara yönelik cinsel saldırı ve tecavüzcüsüyle evlendirme yasalarına karşı mücadele edeceklerini yineledi.   'ULUSAL BİRLİK KÜRTLERİN SAVUNMASIDIR'   Kürtlerin ulusal birliğine ilişkin de konuşan Poyraz, sözlerini şöyle tamamladı: “Kürtlerin Ulusal Birliği tüm Kürtlerin savunmasıdır. Devletin Kürdistan’ın yeraltı ve yerüstü zenginliklere el koyarak, zozanları, dağları bombalayarak, tarım ve hayvancılığı yasaklayarak, üretimi sıfır noktasına getirdi. Toplumu yoksullaştıran, kadının emeğini sömüren, erkeğe ve devlete muhtaç eden saldırılarına karşı komünal ekonomiyi geliştirmeyi savunduk. Başta genç Kürt kadınları, olmak üzere herkesi kampanyaya sahip çıkmaya çağırıyoruz.”