'İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmeyiz' 2020-07-26 09:38:03   ANKARA - KCDP Temsilcisi Melek Önder, iktidar tarafından hedeflenen İstanbul Sözleşmesi’nin önemine değinerek, “Hükümetin bir saldırısıyla haklarımızdan vazgeçecek değiliz" sözleriyle kazanımlarına sahip çıkacaklarını vurguladı.     Kadına yönelik şiddet ve katliamların önlenmesi noktasında güvence olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeye dair AKP yetkilileri tarafından yapılan açıklamalara tepkiler sürüyor. Yapılan araştırmalarla AKP seçmeninin de sözleşmenin iptaline karşı olduğunu ortaya çıkarken, kadınların korunmasında en önemli hukuki belge niteliği taşıyan sözleşmeden çekilmeye karşı kadın örgütlerinin tepkileri de devam ediyor.     2011’DE ŞİDDET AZALDI   Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) Temsilcisi Melek Önder, sözleşmenin tartışılmaya açılmasından çok uygulanması gerektiğini vurguladı. Sözleşmenin maddelerinin hayata geçirilmediği sürece kadınların katledilmeye devam edeceğine dikkati çeken Önder, “Türkiye tarihinde sadece 2011 yılında kadın cinayetlerinde azaldığını görüyoruz. Çünkü 2011 yılında İstanbul Sözleşmesi’nin imzalandığı ve hükümetin kadına yönelik şiddete karşı ‘sıfır tolerans’ diyerek politik bir irade gösterdiği dönem olduğu için bunu görüyoruz” dedi.   ADIM ATILMADIĞINDA ŞİDDET ARTIYOR   Ancak gün geçtikçe kadın cinayetleri ve şiddetin arttığına değinen Önder, sadece geçtiğimiz yılda 474 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü kaydetti. Önder, “Kadınlar kendi hayatlarına dair karar almak istedikleri için, boşanmak, çalışmak istedikleri için öldürülüyorlar. Kadınlar eşit ve özgür bir şekilde kendi hayatlarına dair karar verip, eşit haklarla yaşamak istiyor. Özellikle İstanbul Sözleşmesi’ne yapılan saldırılar döneminde kadına yönelik şiddetin artması tesadüf değil. Genel olarak hükümetin bu konularda adım atmadığında kadın cinayetlerinin arttığını görüyoruz” şeklinde konuştu.    ‘HER KESİMDEN KADIN TEPKİLİ’   Sözleşmenin tartışmaya açılmasından her kesimden kadının rahatsız olduğunu söyleyen Önder, “Sadece küçük bir erkek azınlık tarafından tartışmaya açılmış durumda. Burada eşitliğe bir saldırı var. Sözleşme toplumsal cinsiyet eşitliğine dayanır ve şiddetin önlenmesine dair politikalar üretilmesi gerektiğini içerir. Kadınların kendi hakları için sonunda ölüm olduğunu bile bile, şiddet görebileceğini bile bile bu haklarından vazgeçmiyor. Kadınların eşitlikten vazgeçmesi artık kolay değil” dedi.     ‘VAZGEÇECEK DEĞİLİZ’   Önder, sözleşmeyle bütün cinsel yönelimlerin koruduğu, şiddetin meşrulaştırılmasının yasaklandığı ve şiddetin gelenek ve göreneklere göre açıklanmasının yasakladığını anlattı. Sözleşme için kadınların bedel ödediğine değinen Önder, şöyle devam etti: “Her gün kadınlar öldürülürken bu kazanımların tartışılması değil, bunları ‘nasıl tam uygularız’ tartışmasının yapılması lazım. Siyasilerin görevi sadece bir taziye mesajı yayınlamak değil. O koltuklarda oturuyorlarsa bir sorumlulukları var.  Kadınlar, sözleşme bütünlüklü korumaya yönelik olduğu için bu kadar sahip çıkıyor. Hükümetin bir saldırısıyla haklarımızdan vazgeçecek değiliz. Kadınlar bir günde kavuşmuyor bu kazanımlara. Kadınlar tepkilerini göstermeye devam edecek.”    MA / Diren Yurtsever