Zamlar üretimi durdurma noktasına getirdi

img

MERSİN - Mersin Sanayi Sitesi’ndeki imalatçılar, elektriğe yapılan zamların üretimi durdurma aşamasına getirdiğini belirterek, mevcut durumun sürdürülemez olduğunu vurguladı.

Sanayi imalatçıları, gerek kur krizi gerek girdi fiyatları gerek ithalatta temin sıkıntısı gerekse de elektriğe yapılan yüzde 125’lik zam artışı nedeniyle zor günler geçiriyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan yıllık yüzde 93’lük Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ise imalatçıları daha da tedirgin ediyor. 
 
Mersin Sanayi Sitesi’nde bulunan imalatçılar, ülkenin ithalata bağımlılığı dolayısıyla eskiden de zorlandıklarını ancak özellikle kur krizi ve elektrik zamlarıyla birlikte artık tükenme noktasına geldiklerini belirtti. Mevcut durumun sürdürülemez olduğunu ifade eden imalatçılar, böyle devam etmesi halinde tedarik zincirinin tam anlamıyla kopacağı uyarısında bulundu. 
 
‘NEYE GÜVENİP ÜRETİM YAPAYIM’
 
Çiftsan Torna işletmesinin sahibi imalatçı Hakkı Çiftçi, 1978 yılından bu yana imalat yaptıklarını, amaçlarının da Mersin’de istihdam yaratmak olduğunu belirterek, ancak gelinen aşamada değil istihdam işletmeyi dahi zor döndürdüklerini söyledi. Ülkedeki tüm imalatçıların kendileriyle aynı durumda olduğunu aktaran Çiftçi, özellikle yılbaşından bu yana gelen elektrik zamlarıyla üretim yapamaz hale geldiklerini kaydetti. Çiftçi, “Nasıl ayakta duracağız diye kara kara düşünüyoruz. Gördüğünüz tezgahı açmak için babam bahçesini sattı. Ne diye yaptı bunu Mersin’de istihdam yaratalım diye, iş yapalım diye.  Şimdi ben neye güvenerek üretim yapayım. Elektrik faturaları zaten belimizi bükmüş. Diğer tarafta tüm malzemelerin fiyatı aşırı şekilde arttı. Fiyatlarını bir tarafa bırakın artık malzeme almaktan dahi zorlanıyoruz” ifadelerini kullandı.
 
“300 bin Euro’ya tezgâh alıyorum ama iş yapamıyorum. Çünkü karşılığını alamıyorum” diyen Çiftçi, firmalara günün elektrik ya da ürününün mevcut fiyatına göre satış yaptıklarını belirterek, “Ama birden elektriğe yüzde 125 zam geldi. Dolar uçunca malzemelerin fiyatı iki katına çıktı. Yani biz üreticiler fiyat verdiğimiz andan itibaren zarar ediyoruz. Düşünün Türkiye devletinde yaşıyoruz, paramız Türk Lirası ama ürünleri Euro ve Dolar ile alıyoruz. Ne kadar acı bir durum" dedi.
 
‘HAYALİM ATÖLYEYİ BÜYÜTMEKTİ’
 
Çiftçi, Gazi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra atölyeyi büyütme hayali kurduğunu ancak gelinen aşamada ancak elindekilerle yetinmeye çalıştığının altını çizdi. Böyle devam etmesi halinde çoğu üretici ve küçük esnafın kepenk kapatacağını dile getiren Çiftçi, “Vergilerimizi, işçi paralarını, elektriği peşin ödüyoruz ama bize kolaylık sağlanmıyor. Çoğu esnaf elektrik paralarını ödeyemiyor ve ödeyemediği zamanda ENERJİ SA gelip pat elektriği kesiyor. Elektrik olmayınca siz nasıl iş yapacaksınız, nasıl istihdam yaratacaksınız. 2022’den umutluyduk ve ‘iyi başlayacağız’ diyorduk ancak daha yılın ilk gecesinde elektriğe yüzde 125’lik zam yapıldı. Nasıl yapacağız? Siz hangi ürünü, hangi işi yüzde 125’lik zam ile yapacaksınız. Yüzde 125’lik zam ile yapsanız ancak elektrik parasını çıkartıyorsunuz. E işçi maliyeti, görünmeyen gideler nerde? E nasıl yatırım yapacaksın? Bizi yönetenler çok güzel ‘istihdam yapın, yatırım yapın’ diyor ama önce siz destek olun” tepkisinde bulundu. 
 
HAM MADDE ALIMINDA ZORLANMA
 
Mersin Sanayi Sitesi’ndeki bir diğer imalatçı Fatih Kuşoğlu da, mobilya üretimi yapıyor. Baba mesleğini devralan Kuşoğlu da girdi fiyatlarından dertli. “Geçen seneye oranla maliyetler yüzde 80 oranında arttı" diyen Kuşoğlu, “Bu maliyetlerin artması sonucu tabi ki alım gücü zayıfladı. Bildiğiniz gibi her şeye zam zam zam. O yüzden işler sıkıntılı.  Ham madde alımında sorunlar yaşıyoruz. Artık elektrik zamlarını geçtik ürün alamıyoruz. Ürün aldığımız tesisler, artık yurt dışına ithalat yapma yolunu seçti. Bu yüzden ülke içi sıkıntılı bir hal aldı. Ürün bulmaktan sıkıntı yaşıyoruz” dedi.
 
Geçen senenin Ocak ayında 550 TL’ye aldıkları bir tabaka MDF fiyatının bu yılın aynı ayında 725 ile 800 TL olduğunu aktaran Kuşoğlu, bunun yanında bir de yüksek elektrik faturalarının kendilerini ciddi anlamda zorladığını söyledi. Kuşoğlu, “Elektrik fiyatlarından herkes şikâyetçi. Geçen sene iyi iş yapmama rağmen, ciddi üretim yapmama rağmen 4 bin TL fatura ödüyordum ama özellikle geçtiğimiz ay hiç çalışmama rağmen yaklaşık 3 bin 800 TL’lik bir fatura geldi. Makinalar çalışmadığı halde bu fatura geldi. Böyle devam ederse, üreticiler daha da zor duruma gelecek” ifadelerini kullandı.
 
ÜRETİCİ DE TÜKETİCİ DE ZORDA
 
Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun olan ancak atanamadığı için mobilya sektöründe imalatçı olan dayısının yanında çalışan Mehmet Arslan ise, hem tüketici hem de üreticilerin sorunlarına dikkat çekti. Dolar kurundan kaynaklı artan maliyetlerle birlikte iş yoğunluğundan gözle görülür bir düşüşün söz konusu olduğunu belirten Arslan, şöyle dedi: “Dolar ve Euro’ya bağlı olarak ürünler ciddi bir artış aldı. Böylece arz talep dengesinde bir düşüş meydana geldi. Elektrikte yapılan zamlar sadece iş yerlerini değil, hane halkını da ciddi şekilde zorluyor. Evimize bile 800 TL’ye varan elektrik faturaları geliyor. İş yerine geçen ay gelen 7 bin TL elektrik faturası, bu ay makinaların daha az çalışmasına rağmen 15 bin TL olarak bize yansıdı. Tedarik zincirinde zaten var olan kopukluk hali, şimdi tam anlamıyla kopma noktasına geldi.”
 
LADY GODİVA’NIN ÖYKÜSÜ
 
Arslan, ülkedeki tabloyu 13. yüzyıldan kalma Lady Godiva’nın öyküsüne benzeterek, şöyle anlattı:  “Lady Godiva, İngiltere’nin Coventry lordu olan eşi Leofric'in vatandaşlardan talep ettiği ağır vergilerden rahatsızdır. Eşinin vergileri düşürmesini ısrarla istemektedir. Eşinin ısrarından rahatsız olan Lord Leofric, eşine asla kabul edemeyeceğini düşündüğü bir teklif yapar; Lady Godiva'nın at sırtında, sadece saçları ile örtünerek, Coventry sokaklarını boydan boya geçmesi koşuluyla vergi yükünü azaltacağını söyler. Lady Godiva'nın buna cesaret edemeyeceğine inanan Lord, eşinin baskılarını bu şekilde kıracağını düşünmüştür. Fakat, Lady Godiva, bunu kabul eder ve sadece uzun saçlarıyla örtünerek, şehrin merkezinde at üstünde dolaşır. Bu durumu öğrenen halk, dükkânlarını kapatarak evlerine çekilir. Halk padişaha tepki olarak perdesini dahi açmayarak Godiva’ya destek oluyor. Lord , eşine verdiği sözü tutar ve vergileri indirir ve bir kadın sayesinde tüm düzen alaşağı olur. Şimdi iletişim araçlarının bu kadar geliştiği bir dönemde bizim artık Godiva’yı beklememizin zamanı değil, tepkimizi göstermenin zamanı gelmiştir.”
 
MA / Selman Güzelyüz