Ücretsiz izne çıkarılan Boğaziçi işçileri isyanda 2020-06-12 09:02:41 İSTANBUL - Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Tesisleri’nde çalışırken önce idari izne, ardından da ücretsiz izne çıkarılarak mağdur edilen işçiler, hakları olan maaşları istiyor.  Koronavirüs salgını nedeniyle ülkede önlem olarak kafe, restoran gibi birçok işyeri kapatıldı. Kapatılan yerlerden birisi Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Tesisleri oldu. Normalleşme adımlarıyla birlikte bu mekanlar yeniden hizmete açılırken, Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Tesisleri hala kapalı. 16 Mart’ta alınan kararla idari izinli sayılan tesiste çalışan 61 işçinin ücretleri de ödenmedi. Ödenmeyen maaşlarının peşine düşen işçiler, tesis yönetiminden “ücretsiz izinli” olduklarını öğrendi.    Çalışanlara kısa çalışma ödeneğine başvurulduğunu belirten tesis yönetimi, bu nedenle beklemeleri gerektiğini çalışanlara bildirdi. Fakat aradan geçen zaman zarfında maaşlarını alamayan işçilere,  yöneticileriyle yaptıkları son görüşmede tesisin Eylül ayında açılacağı söylendi. Duruma tepki gösteren işçiler, “6 ay ücret almadan biz ne yapacağız?” diye sordu.   Çalışanların örgütlü olduğu Devrimci Turizm İşçileri Sendikası (Dev Turizm-İş) Marmara Bölge Başkanı Turgay Özdemir ile maaşları ödenmeyen işçilerden Gül Cengiz ve Ömer Ünverdi, yaşanan mağduriyeti anlattı.   MAAŞLARI ÖDENMEDİ   Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Tesislerde yetkili sendika olduklarını ve 3 yıllık Toplu İş Sözleşmeleri olduğunu belirten Turgay Özdemir, salgın sürecinde İçişleri Bakanlığı genelgesiyle sosyal tesislerdeki kafelerin kapatıldığını dile getirdi. Bunun üzerine işverenle yaptıkları toplantıda kendilerine işçilerin idari izne çıkarıldığının söylendiğini aktaran Özdemir, fakat sonrasında Kısa Çalışma Ödeneğine başvurulduğunu öğrendiklerini ifade etti. Özdemir, 2 aylık bu süreçte işçilerin hiçbir şekilde maaş almadığını kaydetti.   GÖRÜŞMELER FAYDA SAĞLAMADI   İlerleyen süreçte Kısa Çalışma Ödeneğinin de ret edildiği bilgisini aldıklarını belirten Özdemir, yönetim kuruluyla birçok görüşme yaptıklarını, ama sonuç alamadıklarını söyledi. Normalleşme adımlarıyla birlikte sosyal tesislerin açılmasını ümit ettiklerini fakat sosyal tesislerin Eylül ayına kadar kapalı kalacağını öğrendiklerini dile getiren Özdemir, “Buradaki işçiler zaten 3 aydır işsiz, hiçbir şekilde maaş alamadılar. Eylül’e kadar olan süreçte bu insanlar ne yapacak?” diye sordu.   Arkadaşların sendikalı oldukları ve devlet kurumunda çalıştıkları için şimdiye kadar kendilerini güvende hissettiğini dile getiren Özdemir, yaşanan süreçle birlikte ise devletin patron zihniyetiyle işletildiğini gördüklerini ifade etti. Özdemir, yaşanan sürecin aslında ‘güvencesizlik sorunu’ olduğunun altını çizerek, “Bu pandemi sürecinde bile servet sahipleri servetlerini arttırdı. Sermaye bunu bir fırsata dönüştürdü. Üniversitenin yaptığı aslında devletin öne sürdüğü politikaları işleme koymak” diye belirtti.   Yönetimle yapılan görüşmelerde çözüm üretilmemesi üzerine mücadele ettiklerini sözlerine ekleyen Özdemir, bunun ilk adımı sosyal medyada yaşadıkları hukuksuzluğu duyurmak olduğunu kaydetti. Sendika olarak işçilerin haklarını alana kadar ne gerekiyorsa yapacaklarını belirten Özdemir, yurttaşlara sürecin takipçisi olmak ve işçilere destek olmaları için çağrıda bulundu.   PRESTİJLERİ DAHA MI ÖNEMLİ?   Üniversitenin Sosyal Tesislerinde 7 buçuk yıldır çalıştığını anlatan Ömer Ünverdi de, üniversite yönetimin kendilerine çözüm üretmediğini, bu yüzden hesap soracak merci bulamadıklarını ifade etti. Üniversite yönetimin sosyal medyadan eylem başlattıktan sonra ancak kendilerini ciddiye almaya başladığını dile getiren Ünverdi, “Sizin prestijiniz 61 işçinin geçiminden daha mı önemli? Ben alın terimle paramı kazanıyorum. 40 derece sıcakta yemek yapıyorum. Kusura bakmasınlar ben hakkımı isterim” dedi.   Yönetimin kendilerine “paramız yok” dediğini aktaran Ünverdi, tepkisini şu sözlerle gösterdi: “Parası olmayan yönetim sosyal tesislerde büyük bir tadilat başlattı. Hani bize verecek paranız yoktu? Sosyal tesislerin kasasında para olup olmadığı bizi ilgilendirmiyor, bizi ilgilendiren oraya harcanan bir para var mı? Var. Demek ki sosyal tesislere para aktarılabiliyorlar, bizim de maaşlarımız için para aktarabilirler.”    Yöneticilere geçinemediklerini anlatamadıklarını belirten Ünverdi, “Tok olan kişi açın halinden anlamıyor, açın halinden yine aç olan anlıyor. Çocuğumu dışarı çıkardığım zaman benden bir şey isterse alabilecek miyim diye cebime bakıyorum. Çoğu zaman cebimde param olmuyor. Yöneticilere bunu anlatamıyorsun, çünkü bu durumu hiç yaşamadılar” şeklinde konuştu.   ‘DESTEKLERLE YAŞIYORUZ’   Boğaziçi Üniversitesi’nde 11 yıldır çalıştığını belirten Gül Cengiz ise, ücretsiz izne çıkarılmalarıyla yaşadığı zorlukları “Hayatımda hiç yapmadığım bir tekstil işine girdim ve bir hafta çalıştım. Onunla bir şekilde yiyecek malzemeleri almaya çalıştık. Bu süreçte ailemin yanına geçmek zorunda kaldım. Orada da sıkıntılar var, çünkü 3 ailenin yaşadığı eve tek maaş giriyor. Sağdan soldan gelen desteklerle hayatımızı sürdürmeye devam ediyoruz. Fakat destek bizi geçindirmiyor” sözleriyle dile getirdi. Maaşlarını alamayan, evini geçindiremeyen insanları devletin görmesi ve duyması gerektiğini dile getiren Cengiz, haklarından fazlasını istemediklerini söyledi.   MA / Kadir Güney