İSİG Meclisi üyesi Güven: İşçiler haklarını kullanarak üretimi durdurmalı 2020-04-11 09:11:26   İZMİR - Salgın sürecinde hükümetin işçilerden hem üretimi sürdürmelerini hem de haklarından vazgeçmesini istediğini belirten İzmir İSİG Meclisi’nden Mustafa Güven, buna karşı yürütülecek sendikal ve örgütlü mücadelenin önemine dikkat çekti.    Türkiye’de koronavirüs (Kovid-19) vakalarının ortaya çıkmasıyla birlikte iktidar salgınla mücadele adı altında sürekli olarak “Evde Kal” çağrısı yaparken, sağlık çalışanları, işçiler ve emekçiler çalışmak zorunda kalıyor. İzmir’de sağlık çalışanlarının, kamu personellerinin ve aktif olarak çalışmak zorunda kalan işçilerin, koronavirüs salgını nedeniyle yaşadıkları sorunları İzmir İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi üyesi Mustafa Güven, Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.    YOKSULLAR İÇİN EKONOMİK FON   Hükümetin koronavirüs salgını nedeniyle işten çıkarmaları 3 ay yasaklayan düzenlemesine değinen Güven, hükümet yasa teklifiyle salgını fırsata çevirmek istediğini söyledi. İşten atmaların yasaklanmasının sendikaların uzun süreden beri talebi olduğunu vurgulayan Güven, “Zaten bir sürü işçi işten atıldı. Kısa ödeme ödeneklerini beklemek istemeyen işverenler, işçileri çıkardılar. Zaten bu tür kriz dönemlerinde işverenler işçileri çıkarak, fırsat yaratıyorlar. Hükümetin yasa tasarısı da bu haliyle işverenlere hizmet eder durumda. İşçiye ‘istihdamda tutunmak istiyorsan haklarından feragat et’ deniyor. Salgının ve ekonomik krizin yaşandığı bu dönemde, işçilerin beklediği paket bu değil. Bugün beklenen paket işçilerin tüm haklarının korunarak ücretli izne çıkarılması olacaktır. Herkesi koruyacak bir ekonomik fon oluşturulması gerekiyor. Bu fonu oluşturulması için servet vergisi çıkarılmalı, adil bir vergi düzenlenmesi yapılmalıdır. Örneğin KDV indirimi yapılacaksa, uçak biletlerinden değil, emekçi kesimin en çok tükettiği gıdadan indirim yapılmalı. Yoksulların en çok aldığı tüketim malzemelerinde vergi sıfırlanmalıdır” dedi.     SAĞLIK ÇALIŞANLARI KORUMASIZ   Şu an işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından en çok sorunu sağlık çalışanlarının yaşadığını vurgulayan Güven, “Salgınla savaşan sağlık çalışanları, yeterli koruyucu ekipman olmadan mücadele ediyor” dedi. Hastanelerde koronavirüsün gizlenemeyecek boyutlarda yayıldığının altını çizen Güven, Mart ayında 14 sağlık çalışanın yaşamını yitirdiğini, Nisan ayında da sağlık çalışanlarının yaşamlarını yitirmeye devam ettiğini aktardı.    30 SAĞLIKÇI ENFEKTE OLDU   İzmir’de sağlık emekçilerinin çalıştıkları servislerde testi pozitif çıkmasına rağmen diğer sağlık çalışanlarına test yapılmadığını tespit ettiklerini söyleyen Güven, “Salgınla mücadelede korunması gereken sağlık çalışanları, hunharca ölüme gönderiliyor. İzmir’deki hastanelerde çok ciddi bir personel eksikliği bildiriliyor. Sadece İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 30’u aşkın sağlık çalışanın pozitif olduğunu biliyoruz” diye konuştu.   TUTANAKLAR ENGELLENDİ   Testi pozitif çıkan sağlık çalışanlarının, iş sağlığı ve iş güvenliği kapsamında tutanak tutmalarının hastane yönetimi ve il sağlık müdürlüğü tarafından engellendiğini vurgulayan Güven, “Özellikle sağlık emekçileri açısından bu dönemde salgından dolayı hayatlarını kaybetmeleri ya da sonrasında iş göremez duruma gelmeleri mümkün olduğundan bu tutanakların olması çok önemli. Yarın dava açabilenler de olacağından tutanak tutulması gerekiyor” ifadesinde bulundu.    YETERLİ ÖNLEM YOK   İzmir’de vergi daireleri, SGK ve benzeri kamu kurumlarında çalışan personellerde de koronavirüse yakalananlar olduğunu bildiren Güven, kamu kurumlarında hala yeterli önlemler alınmadığı için vakaların artabileceğine dikkat çekti. Buralarda çalışanların önlemlerin alınmadığına dair iş sağlığı ve ş güvenliği kapsamında tutanak tutmaları gerektiğini belirten Güven, “Çünkü yasada da olduğu gibi burada üretim yaparken yakalanıyorlar bu hastalıklara. Bu yüzden koronavirüs ile bulaşma sonucunda maruz kalacakları kovid-19 hastalığının bir meslek hastalığı olduğunu ve bu nedenle gerçekleşen ölümlerin de bir iş cinayeti olarak tanımlanması gerekir” diye kaydetti.   VİRÜSE RAĞMEN ÜRETİM!   Anayasa’daki maddelere göre işçilerin bu dönemde çalışmaktan kaçınma hakkına sahip olduklarını vurgulayan Güven, işçilerin böyle bir haklarının olduğunu bilmelerinin önemli olduğunu belirtti. İşçi sınıfının tüm haklarını ancak örgütlü mücadeleyle kazacağını dile getiren Güven, “Bu aynı zamanda örgütlü mücadele açısından sendikaları da güçlendirir. Herkese ‘Evde kal’ denilirken, işçilerden virüsle baş başa üretimi sürdürmelerini isteniyor. Bu da yetmiyormuş gibi ‘haklarından fedakârlık yapacaksın’ diyen bu düzene karşı işçi sınıfı bu hakkını kullanmalı” dedi.    MA / Sevda Aydın