‘Öğretmenlere değer verilmiyor’ 2018-10-05 10:57:07   DİYARBAKIR – Baskı sisteminin ilk olarak öğretmenleri hedef aldığını belirten Eğitim Sen Diyarbakır 1 No’lu Şube Eşbaşkanı Abbas Şahin, “Dünya Öğretmenler Günü dünyada öğretmene verilen değer noktasında kutlanıyor, ancak Türkiye için aynı şeyleri söylemek biraz zor” dedi.    5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü tüm dünyada öğretmenlere verilen birdeğer olarak kutlanırken, Türkiye’de sorun ve sıkıntılarla karşılanıyor. Güne ilişkin konuşan Eğitim Sen Diyarbakır 1 Nolu Şube Eşbaşkanı Abbas Şahin, eğitim alanında sorunların katlanarak sürdüğünü söyledi.    Baskı sistemini kurmak amacında olan iktidarların ilk yöneldiği kesimin öğretmenler olduğunu savunan Şahin, “Dünya Öğretmenler Günü dünyada öğretmene verilen değer noktasında kutlanıyor ve toplumda öğretmenin yerinin ne kadar önemli olduğunu gösteren bir durumdur. Ancak Türkiye için aynı şeyleri söylemek biraz zor. Çünkü 20 yılda bir darbelerle demokratik gelişiminin önünü engellemek için ciddi anlamda sistem kendine bir argüman yaratabiliyor. Burada da hedef öğretmenler ve eğitimciler oluyor. Neden öğretmenler ve eğitimciler oluyor? Toplumu bilinçlendiriyorlar, eleştirel düşünme yeteneklerini geliştiriyorlar, analitik düşünme becerisini ortaya koyarak sağlıyorlar. Bir de toplumu yönlendirebilecek bir yapıya sahipler” dedi.   SUSTURMA YÖNTEMİ   Toplumun güvenlik konseptiyle yönetildiğini ancak iktidarın amacına ulaşmadığını ifade eden Şahin, “Biliyorsunuz önce basına yöneldiler, iş güvencesini ortadan kaldırdılar. İhraçlar yapıldı. Dernekler kapatıldı. Toplum tamamen güvenlik konsepti altında yönetilmeye başlandı. Tüm bunlar yanı sıra dış politikada izlenen yoldan dolayı ortaya çıkan ciddi yıpranma ve ekonomik kriz meydana geldi. Bundan önceki sürece baktığımız zaman özellikle kamuda ihraçlar yaşandığını gördük. İhraçların temel neden iktidarın kendi kadrolarını oluşturmak, oluşturduğu kadrolar üzerinde de yeni sistemi inşa etme süreci başladı. Bunu yaparken de bütün noktaları ele geçirmiş oldu. Adaletten güvenliğe, eğitimden sağlığa her alanda aykırı olabilecek her sesi susturma yöntemini seçti. Başarılı oldu mu? Bir nebze başarılı olsa da farklı sonuçlar ortaya çıktı. Ülkeyi yönetememe, ekonomik kriz ortaya çıktı. Dış siyasette çökme ve beraberinde daha fazla baskıyı getirdi. Çünkü kendi sistemini oluşturmak için baskıyı sürdürmek zorunda olduklarını hissettikleri için demokratik ortamı ortadan kaldırdılar” diye konuştu.    ‘TOPLUMA MESAJ VERDİLER’   Eğitim alanında bin 565’i Eğitim Sen üyesi olmak üzere 46 bin 500 eğitimcinin görevinden ihraç edildiğini hatırlatan Şahin, şöyle devam etti: “İhraç edilenler arasından akademisyenlerde var. İhraç edilenlerin durumuna baktığımız zaman kimlerdi bunlar? Genelde aktivistler, sosyal duyarlıkları olanlar, toplum içinde bir ağırlığı olduğunu görüyorduk. Asimilasyona karşı olanlar, okullarda kötü geçen durumlara karşı koyanlar oldukları ortada. Şimdi bunların ihraç edilmesi tesadüfü değildi. Eğer bunlar olduğu zaman bu süreci işletmek kolay olmayacaktı. İktidar en kolay yolu seçerek kamu görevlerinden ihraç etti. İhraç etmekle kalmadılar, arkadaşlarımızı açlığa mahkum ederek topluma bir mesaj verdiler.”   ‘BİNLERCE KİŞİNİN ATAMASI DURDURULDU’   Hukuk ve demokrasinin tamamen ortadan kaldırıldığı bir sürecin yaşandığını vurgulayan Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Güvenlik soruşturması adı altında binlerce kişinin ataması durduruldu. Kamudaki objektif atamaların önüne geçmek için mülakat sistemine geçildi. İktidardan referansı olmayanların mesleğe başlaması engellendi. Yine sözleşmeli öğretmenlerin geleceği bir kurum amirinin iki dudağı arasında. Böyle bir ortamda insanlar hak arama noktasında imtina ediyor. Ekonomik kriz ortamında yıllarca mücadele edip emek verdiği işinde kalmak için suskunluk içinde kalıyorlar.”    ‘GÜVENLİKLE SORUNLAR ÇÖZÜLMEZ’   İktidarın halka güvenmesi gerektiğini ifade eden Şahin, şunları söyledi: “Halkına güvenmek ve halkınla barışık olmak gerekiyor. Öğretmenler tutuklandı, doktorlar tutuklandı, ancak istenilen sonucu elde ettiler mi? Bir bütün bakıldığında başarılı olmadıkları görülüyor. Çünkü ekonomik kriz ülkeyi sallıyor. Güvenlik önlemleri alınarak bu sorunlar çözülmez. En önemli güvenlik kişinin kendini o topluma ülkeye ait hissetmesidir. Eğer o ortam sağlanmadığı zaman her kişinin başına bir poliste koysalar değişen bir şey olmayacaktır.”    MA / Lezgin Akdeniz