İhaleye açılan alanların çoğu mera, orman ve tarım arazisi

img
ANKARA - MAPEG tarafından Eskişehir'de maden arama ve işletme ruhsatı için ihaleye açılan 47 bin hektarlık alanın büyük bölümünün mera, orman ve tarım arazisinden oluştuğu anlaşıldı. Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği Başkanı Sadık Yurtman, yöre halkını doğasına sahip çıkmaya çağırdı.
 
Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün (MAPEG) 68 ildeki 766 bölgede maden arama ve işletme ruhsatı verilmesi için 24 Ağustos’ta başlattığı ihale süreci devam ediyor. MAPEG’in toplam 892 bin 814 hektar alanda arama ve işletme ruhsatı vermek için başlattığı ihaleler, Sivas’ta 73, Kahramanmaraş’ta 56, Eskişehir’de 39, Erzincan’da 30 bölgeyi kapsıyor.
 
Eskişehir’de 47 bin hektar alanı kapsayan maden arama işletme ihalesi 3-4 Eylül tarihinde yapıldı. İhaleye açılan bu alanlar kentin Alpu, Beylikova, Mihallıççık, Sarıcakaya, Sivrihisar, Merkez ve Mihalgazi ilçelerini kapsıyor.
Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği (ESÇEVDER) Başkanı Sadık Yurtman, kentte özellikle Alpu, Mihallıççık ve Beylikova’da ihaleye açılan alanların mera, orman ve tarım arazilerini kapsadığını ifade etti.
Yurtman, “47 bin hektar alanın tamamının incelemesini bitiremedim ama koordinatlara baktığımızda sulak alanlar bile görünüyor" dedi.
 
ÇED SÜRECİNDEN MUAF 
 
Maden aramalarının, Çevresel Etki Değerlendirmesi’nden (ÇED) muaf tutulması üzerinde duran Yurtman, bütüncül bir ÇED yapılmadan ihalelerin yapılıyor olmasını “hukuksuzluk” olarak değerlendirdi. Yurtman, “ÇED olmayınca da halkı bilgilendirme toplantısı yapılmadan, maden aramalarının tekniğe uygunluğu tartışmaya açılmadan hemen başlatılıyor” dedi.
 
ÇEVREYE VE DOĞAYA VERİLEN ZARAR
 
Maden alanlarının çevreye ve doğaya verdiği zarar üzerinde duran Yurtman, şunları söyledi: “Maden ararken belli kimyasallar kullanılıyor. Bu nedenle maden araması ya da sondaj yapıldığı zaman toprağın belli maddelerle kaplanması gerekir ki yer altı sularına zarar vermesin. Ama bugüne kadar yapılan maden arama ve işletme çalışmalarında edindiğimiz gözlemler o ki, normal toprağı kazıyarak hiçbir önlem almadan orayı su ile doldurup maden aramaya başlıyorlar. Oradaki katkı maddeleri açılan havuzun yer altı sularına ya da oradaki toprağa zarar veriyor. Maden araması ormanlık alanda olursa da ağaçların kesilmesine, yok edilmesine neden oluyor. ÇED’ten muaf tutulduğundan da kaç tane ağaç kesilirse kesilsin sorun olmuyor. Karşı çıktığınızda da söz konusu şirket ihaleyi aldığını ve çalışması için ormanın temizlenmesi gerektiği cevabını verebiliyor.” 
 
‘HALKIN HABERİ YOK’
 
Yine Türkiye’de yapılan maden aramalarının tekniğe uyulmadan, çevreye zarar veren yöntemlerle yapıldığını söyleyen Yurtman, “Şimdi yapılmak istenen maden aramalarından yöre halkının hatta Eskişehir’deki bazı yöneticilerin dahi haberi yok. Pandemi sürecinde yangından mal kaçırır gibi, aslında salgının temel nedeni olan iklim değişikliği, doğanın tahribatı ve ekosistemin bozulması gerçeğine karşın doğanın tahribatına yönelik adımlar durmadı. İhaleye açılan alanlarda Eskişehir üçüncü sırada geliyor. Yöre halkının kendi alanına, doğasına sahip çıkması gerekiyor” diye konuştu.
 
MA / Zemo Ağgöz