Gürsucu: Güvenlik barajları kaya gazı için kullanılacak 2017-09-25 09:04:00 İSTANBUL – Türkiye’deki enerji üretim süreçleri için ihtiyaç duyulan enerjinin çok daha fazlasının üretildiğini belirten ekolojist-yazar Yusuf Gürsucu, AKP hükümetinin bölgedeki "güvenlik barajları" kurmasının temel amacının kaya gazı süreçlerinde suyu değerlendirmek olduğunu söyledi. Enerji, dünyadaki gelişmeler içinde en önemli faktörlerden bir tanesidir. Öyle ki çoğu zaman uygulanan yanlış enerji politikaları yüzünden ormanlar, sular, içerisinde binlerce yılın tarihsel zenginliğini taşıyan kültürel katmanlar ve canlı türleri yok ediliyor. Ekolojist-yazar Yusuf Gürsucu, dünyadaki ve Türkiye’deki enerji politikalarına değinerek, Türkiye’deki enerji üretim süreçleri için ihtiyaç duyulan enerjinin çok daha fazlasının üretildiğini kaydetti.   'PETROL MİADINI DOLDURACAK'   Kapitalizmin kendini var edebilmesi için sürekli ürettiğini ve ürettiklerini tükettirmek istediğini ifade eden Gürsucu, bu üretim süreçlerinin büyüdüğü oranda sermaye birikimlerinin de büyüdüğünü söyledi. Türkiye’nin bulunduğu bölgede petrol ve doğalgazın 20-30 yıl sonra miadının biteceğine dikkat çeken Gürsucu, “Bunun yerine bir şeyler koymaları lazım. Dünya halklarına bunu iklim değişikliği üzerinden tartıştırıyor. Bu iklim değişikliğinin sonuçlarıyla birlikte ihtiyaç duyacağı, ‘Bunun yerine ne koyabilirim’i tartıştırıyor aslında. Bunun yerine güneş, rüzgar ve diğer enerji biçimlerini lanse ediyor” dedi.   ‘SONUÇLARI AĞIR OLUR’   Dünya’daki gelişmelerin, ülkelerin enerji politikalarıyla ilgili olduğunu dile getiren Gürsucu, bu gelişmelerin Türkiye’ye etkilerinin de farklı şekilde olduğunu söyledi. Türkiye’de kömüre yeniden dönmeye başlandığını ifade eden Gürsucu, “Nükleeri ciddi anlamda büyütüyorlar. Bunun yanında doğalgaz tükenirken bunun yerine koydukları kaya gazı ve kaya petrolü süreçlerini büyütmek istiyorlar. Bunu ABD’de ciddi anlamda büyüttüler. Bütün dünyada da bu sürecin başlama arifesindeyiz. Dünya ekosistemi açısından bunların sonuçları çok ağır olur” diye konuştu.    ‘İHTİYAÇTAN FAZLASI ÜRETİLİYOR’   Amerikan Enerji Ajansı’nın “2040 yılına kadar Asya bölgesindeki ülkelerde enerji ihtiyacı ve üretiminin yüzde 40 daha da artacağı öngörülüyor” açıklamasını hatırlatan Gürsucu, bunun ihtiyaçtan kaynaklı ortaya çıkan bir artış olmadığın ifade etti. Dünyadan bağımsız olarak kapitalizmin büyüme baskısından kaynaklı Türkiye’deki enerji yatırımlarının biraz farklılaştığını belirten Gürsucu, “Türkiye üretim süreçleri için ihtiyaç duyulan enerjinin çok daha fazlasını üretiyor. Şu an 80 bin 459 MW enerji üretme potansiyeli var. Bunun karşılığında ise Türkiye’de 25-35 bin MW arasında bir güç çekiliyor” diye konuştu. 1000 MW’lik bir termik santralin 1 saatte 7 bin metreküp suyu kirleterek buharlaştırdığını vurgulayan Gürsucu, bunların asit yağmuru olarak yeryüzüne geldiğini aktardı.    GÜNDE MİLYARLARCA METREKÜP SU   Türkiye’de Silvan ve Trakya’da kaya gazı sondajlarının yapıldığını belirten Gürsucu, AKP hükümetinin bölgedeki ‘güvenlik barajları’ndaki asıl amacının kaya gazı süreçlerinde o suyu değerlendirmek olduğunu söyledi. Türkiye’de enerji üretimi için günlük yaklaşık 5 milyar metreküp suyun kullanıldığını ifade eden Gürsucu, “Kaya gazında ise bir kuyuya 18 kez müdahale ediyorlar. Yaklaşık 600’e yakın zehirli kimyasal kattıkları su ile birlikte yerin 1500-4000 metre altına yaptıkları yatay sondajlarla patlatmalar yapıyorlar. Açığa çıkan gazı yukarı çıkarıyorlar, sondajda bir yataylık yapıyorlar, sondajda patlayan karbonlardan da petrol üretiyorlar. Bir kuyuda 18 kez yapılıyor. Bir işlemde yaklaşık 18 bin metreküp su kullanıyorlar. 18 kez tekrarlandığında bir kuyuda 350 bin metreküp suyu bir kuyuda kullanıyorlar” ifadelerini kullandı.  Türkiye’de suların politik bir araç olarak kontrol altına alındığını aktaran Gürsucu, bunu yaparken de en saldırgan biçimini halkın üzerinde uyguladıklarını belirtti.    ‘ROJAVA’YA ÖZENİYORUZ’   Bu saldırıları önlemek için yarına dair sorunların halka anlatılması gerektiğini ve hızlı bir örgütlenmenin yapılması gerektiğini ifade eden Gürsucu, “En büyük eksikliğimiz sol sosyalist yapıların algılarındaki ciddi algısızlık. Asla bunu bir politik paradigma olarak ellerine almıyorlar. Bugün tek bir hareket var. Türkiye’de Kürt siyasal hareketi ekolojiyi siyasetin ortasına oturttu. Rojava’da ciddi bir örgütlenme var onu izliyor ve ona özeniyoruz” dedi.   MA / Muhammed Doğru